Sonraki Ayet  
102. Sûre Tekâsür/1

 أَلْهَاكُمُ التَّكَاثُرُ

  Elhâkumut tekâsur(tekâsuru).

Kelime Karşılaştırma
elhâ-kum (u) : sizi oyaladı
et tekâsuru : çoklukla (mal, mülk, evlât ile) övünme
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (1-2) Çoklukla övünmek sizi, kabirlere varıncaya (ölünceye) kadar oyaladı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Oyaladı mal mülk çokluğuyla öğünmek sizleri.

 Abdullah Parlıyan = Açgözlülük saplantısı içinde, mal mülk çokluğuyla övünmek oyaladı sizleri.

 Adem Uğur = Çokluk kuruntusu sizi o derece oyaladı ki,

 Ahmed Hulusi = Tekasür (zenginlik ve sülaleniz) sizi aldatıp oyaladı!

 Ahmet Tekin = Çokluk kuruntusu, çoklukla, evlât ve servet ile övünmek sizi boş meşguliyetlere sürükleyerek oyaladı.

 Ahmet Varol = Çoklukla övünmek sizi oyaladı,

 Ali Bulaç = (Mal, mülk ve servette) Çoklukla övünmek, sizi 'tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi.'

 Ali Fikri Yavuz = Soy-sopunuzla öğünmek, sizi (Allah’a ibadet etmekten) öyle meşgul etti ki,

 Ali Ünal = Nesep ve malla böbürlenip yarışma sizleri oyaladıkça oyaladı;

 Bayraktar Bayraklı = (1-2) Ta ki ölüp kabre gelinceye kadar, çoklukla övünmek sizi oyaladı. [801][802]

 Bekir Sadak = (1-2) Cogunluk olmak iddianiz sizi o kadar mesgul etti ki, mezarlari ziyaretle oradakileri de sayacak kadar oldunuz.

 Celal Yıldırım = Çokluk kuruntusu sizi o kadar oyaladı ki,

 Cemal Külünkoğlu = (1-2) Çocukla böbürlenmek sizi kabirleri ziyarete kadar oyaladı. (Öyle ki ölülerinizi bile sayarak onlarla övünmeye kalktınız.)

 Diyanet İşleri (eski) = (1-2) Çoğunluk olmak iddianız sizi o kadar meşgul etti ki, mezarları ziyaretle oradakileri de sayacak kadar oldunuz.

 Diyanet Vakfi = (1-2) Çokluk kuruntusu sizi o derece oyaladı ki, nihayet kabirleri ziyaret ettiniz.

 Edip Yüksel = Çoğaltma yarışı sizi alabildiğine meşgul etti;

 Elmalılı Hamdi Yazır = Oyaladı o çokluk kuruntusu sizleri

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O çokluk kuruntusu sizleri oyaladı,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (1-2) Çoklukla övünmek, sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı.

 Gültekin Onan = (Mal, mülk ve servetle) Çoklukla övünmek, sizi 'tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi'.

 Harun Yıldırım = Çoklukla övünmek sizi o kadar çok oyaladı ki;

 Hasan Basri Çantay = Sizi çoklukla böbürleniş, (o derecede) oyaladı (ki),

 Hayrat Neşriyat = (1-2) Sizi tekâsür’le (o çoklukla, mal ve evlâd çokluğuyla) övünmek (o kadar) oyaladı ki, nihâyet kabirleri ziyâret ettiniz (ve artık ölmüş olanlarınızı dahi sayarak gururlandınız)!

 İbni Kesir = Çokluk ile böbürlenmeniz, sizi öylesine oyaladı ki;

 Kadri Çelik = Mal ve evlat çoğaltma yarışı sizi oyaladı.

 Muhammed Esed = Bir açgözlülük saplantısı içindesiniz,

 Mustafa İslamoğlu = Çoğaltma tutkusu sizi oyalayıp durdu,

 Ömer Nasuhi Bilmen = (1-2) Sizi o çokluk kuruntusu oyaladı. Tâ ki, kabirleri ziyaret ediverdiniz.

 Ömer Öngüt = Çoklukla öğünmek sizi o derece oyaladı ki,

 Şaban Piriş = Çoklukla övünmek sizi oyaladı.

 Sadık Türkmen = Çokluk kuruntusu içindesiniz;

 Seyyid Kutub = Mal ve evlat çoğaltma yarışı sizi oyaladı.

 Suat Yıldırım = Dünyalıklarla böbürlenmek, oyaladı sizleri.

 Süleyman Ateş = Çokluk yarışı, sizi oyaladı,

 Tefhim-ul Kuran = (Mal, mülk ve servette) Çoklukla övünmek, sizi 'tutkuyla oyalayıp kendinizden geçirdi.'

 Ümit Şimşek = Çokluğunuzla övünmek sizi oyaladı:

 Yaşar Nuri Öztürk = Aldatıp oyaladı o çokluk yarışı sizleri,

 İskender Ali Mihr = Çoklukla (mal, mülk, evlât ile) övünmeniz sizi oyaladı.

 İlyas Yorulmaz = Karşılıklı çoklukla (mal, evlat, para, kabile ile vs. ) övünme, onları oyaladı durdu.