Önceki Ayet Sonraki Ayet  
72. Sûre Cin/12

 وَأَنَّا ظَنَنَّا أَن لَّن نُّعجِزَ اللَّهَ فِي الْأَرْضِ وَلَن نُّعْجِزَهُ هَرَبًا

  Ve ennâ zanennâ en len nu’cizallâhe fîl ardı ve len nu’cizehu herebâ(hereben).

Kelime Karşılaştırma
ve ennâ : ve gerçekten biz
zanennâ : anladık
en len nu’cize : asla aciz bırakamayacağımızı
allâhe : Allah
fî el ardi : yeryüzünde
ve len nu’cize-hu : ve asla onu aciz bırakamayız
heraben : kaçarak
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Muhakkak ki biz Allah’ı yeryüzünde âciz bırakamayacağımızı, kaçarak da onu âciz bırakamayacağımızı anladık.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve gerçekten de iyice anladık ki yeryüzünde Allah'ı âciz bırakmamıza imkân yok ve kaçmakla da aslâ onu acze düşüremeyiz.

 Abdullah Parlıyan = 'Yeryüzünde kalsak da Allah'ı aciz bırakamayacağımız, başka yere kaçsak da, O'nu aciz kılamayacağımız gerçeğini şüphesiz anladık.'

 Adem Uğur = (Artık) şu gerçeği şüphesiz anladık ki, biz yeryüzünde bulunsak da Allah'ı âciz bırakamayacağız, başka yere kaçmakla da elinden kurtulamayacağız.

 Ahmed Hulusi = "Biz anladık ki, arzda Allâh hükmünü geçersiz kılamayız ve kaçarak da O'nun hükmünün yerine gelmesini önleyemeyiz!"

 Ahmet Tekin = 'Biz yeryüzünde Allah’ı âciz bırakamayacağımızı, koyduğu kanunların dışına çıkarak yakamızı kurtaramayacağımızı kaçarak da elinden kurtulamayacağımızı, anladık.'

 Ahmet Varol = Biz, yeryüzünde Allah'ı aciz bırakamayacağımızı, (göğe) kaçmakla da O'nu aciz bırakamayacağımızı anladık.

 Ali Bulaç = "Biz şüphesiz, Allah'ı yeryüzünde asla aciz bırakamıyacağımızı, kaçmak suretiyle de O'nu hiçbir şekilde aciz bırakamıyacağımızı anladık."

 Ali Fikri Yavuz = Gerçekten biz anladık ki, Allah’ı yeryüzünde acze düşürmemize asla imkân yok, kaçmakla da hiç bir zaman O’nu âciz bırakamayız.

 Ali Ünal = ‘Ama artık iyice kanaatimiz geldi ki, yeryüzünde Allah’ın iradesine karşı koyamayacağımız gibi, O’nun hükmünden kaçmamız da asla mümkün değildir.

 Bayraktar Bayraklı = “Biz, yeryüzünde Allah'ı asla âciz bırakamayacağımızı ve kaçarak da O'ndan kurtulamayacağımızı kesin olarak anladık.”

 Bekir Sadak = «Yeryuzunde kalsak da Allah'i aciz birakamiyacagimiz, baska yere kacsak da, O'nu aciz kilamayacagimiz gercegini suphesiz anladik.»

 Celal Yıldırım = Ve biz elbette Allah'ı yeryüzünde de, başka bir yere kaçsak da âciz bırakamıyacağımızı kesinlikle anladık..

 Cemal Külünkoğlu = “Biz (Kur'an'ı dinleyince) anladık ki yeryüzünde (kalsak da) Allah ile baş edemeyeceğiz, (göğe) kaçmakla da O'nu asla aciz bırakamayacağız.”

 Diyanet İşleri (eski) = 'Yeryüzünde kalsak da Allah'ı aciz bırakamayacağımız, başka yere kaçsak da, O'nu aciz kılamayacağımız gerçeğini şüphesiz anladık.'

 Diyanet Vakfi = (Artık) şu gerçeği şüphesiz anladık ki, biz yeryüzünde bulunsak da Allah'ı âciz bırakamayacağız, başka yere kaçmakla da elinden kurtulamayacağız.

 Edip Yüksel = "Gerçekten biz anladık ki, Allah'ı yeryüzünde acze düşürmemize aslâ imkân yok. Başka yere kaçmakla da hiçbir zaman onu âciz bırakamayız. "

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve doğrusu biz anladık ki Allahı Arzda acze düşürmemize ihtimal yok, kaçmakla da onu asla âciz bırakamayız

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Doğrusu biz anladık ki, Allah'ı yeryüzünde aciz bırakmamıza ihtimal yok, kaçmakla da O'nu asla aciz bırakamayız.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Doğrusu biz anladık ki, Allah'ı yerde acze düşürmemize imkân yok. Kaçmakla da O'nu asla âciz bırakamayacağız.»

 Gültekin Onan = "Biz şüphesiz, Tanrı'yı yeryüzünde asla aciz bırakamayacağımızı, kaçmak suretiyle de O'nu hiçbir şekilde aciz bırakamayacağımızı anladık."

 Harun Yıldırım = “Şimdi düşünüyoruz ki, Allah’ı yeryüzünde asla aciz bırakamayacağız, kaçmak suretiyle de O’nu hiç bir şekilde aciz bırakamayacağız.”

 Hasan Basri Çantay = «Şu hakıykatı da şübhesiz anladık ki: Yer (yüzün) de (bulunsak) da Allâhı asla aaciz bırakamayız, (göğe) kaçmakla da Onu asla aaciz kılamayız».

 Hayrat Neşriyat = 'Artık şübhesiz ki biz, yeryüzünde Allah’ı aslâ âciz bırakamayacağımızı, (hem)kaçmakla da O’nu aslâ âciz bırakamayacağımızı (O’ndan kurtulamayacağımızı) sezdik (iyice anladık)!'

 İbni Kesir = Doğrusu biz, yeryüzünde kalsak da Allah'ı aciz bırakamayacağımızı, kaçsak da O'nu asla aciz bırakamayacağımızı anladık.

 Kadri Çelik = “Biz şüphesiz Allah'ı yeryüzünde asla aciz bırakamayacağımızı, kaçmak suretiyle de onu hiç bir şekilde aciz kılamayacağımızı anladık.”

 Muhammed Esed = Ve sonunda anladık ki yeryüzünde (hayat sürerken) Allah'a asla üstün gelemeyiz ve (yine anladık ki) (hayattan) kaçarak da O'nun hükmünden kurtulamayız.

 Mustafa İslamoğlu = Ve nihayet aklımız kesti ki, yeryüzünde asla Allah'a üstün gelemeyiz ve O'ndan asla kaçıp kurtulamayız.

 Ömer Nasuhi Bilmen = «Ve muhakkak anladık ki, Allah'ı yerde acze düşüremeyiz ve kaçmakla da onu aciz bırakamayız.»

 Ömer Öngüt = "Gerçekten biz anladık ki, Allah'ı yeryüzünde acze düşürmemize aslâ imkân yok. Başka yere kaçmakla da hiçbir zaman onu âciz bırakamayız. "

 Şaban Piriş = İyice anladık ki yeryüzünde Allah’tan kaçamayız. Kaçarak ondan kurtulamayız.

 Sadık Türkmen = Doğrusu biz, yeryüzünde Allah’ı âciz bırakamayacağımızı anladık. Ve kaçsak da O’ndan asla kurtulamayacağımızı anladık.

 Seyyid Kutub = Yeryüzünde Allah ile baş edemeyeceğimizi ve O'ndan kaçıp kurtulamayacağımızı kesinlikle anladık.

 Suat Yıldırım = Şunu da anladık ki, biz yerde Allah’ın iradesine karşı koyamayacağımız gibi, kaçmaya teşebbüs etmekle de O’nun elinden yakamızı kurtaramayız.

 Süleyman Ateş = Biz yeryüzünde Allâh'ı âciz bırakamayacağımızı (yerden) kaçmakla da O'nu âciz bırak(ıp O'ndan kurtul)amayacağımızı anladık.

 Tefhim-ul Kuran = «Biz şüphesiz, Allah'ı yeryüzünde asla aciz bırakamıyacağımızı, kaçmak suretiyle de onu hiçbir şekilde aciz bırakamıyacağımızı anladık.»

 Ümit Şimşek = 'Şunu da anlamış bulunuyoruz ki, biz ne dünyada Allah'ı âciz bırakabiliriz, ne de Ondan kaçıp kurtulabiliriz.

 Yaşar Nuri Öztürk = "Ve biz şunu sezdik: "Biz yeryüzünde Allah'ı asla âciz bırakamayız; kaçarak da onu âciz bırakamayız."

 İskender Ali Mihr = Ve gerçekten biz, yeryüzünde Allah’ı asla aciz bırakamayacağımızı anladık ve (O’ndan) kaçarak da O’nu asla aciz bırakamayız.

 İlyas Yorulmaz = Biz kesinlikle yeryüzünde Allah’ı aciz bırakamayacağımızı ve kaçmakla da (bize vereceği iyi veya kötü şeyleri) engelleyemeyeceğimizi anladık.