Önceki Ayet Sonraki Ayet  
91. Sûre Şems/12

 إِذِ انبَعَثَ أَشْقَاهَا

  İzinbease eşkâhâ.

Kelime Karşılaştırma
iz(i) : olduğu zaman, olunca
inbaase : işe girişti, ortaya atıldı
eşkâ-hâ : onun en çok şâkî olanı
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Hani onların en bedbaht olanı (fesat çıkarmak için) ileri atılmıştı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = O zaman ki en bahtsızları atılmıştı da.

 Abdullah Parlıyan = İçlerinden en yozlaşmış azgınları deveyi öldürmek üzere ayaklandığında,

 Adem Uğur = Onların en bedbahtı (deveyi kesmek için) atıldığında,

 Ahmed Hulusi = Onların en şakîsi harekete geçtiğinde,

 Ahmet Tekin = En azgınları, çete reisi ortaya atılıp çıktığı zaman Sâlih: 'Dokunmayın.'dedi.

 Ahmet Varol = En bahtsızları ortaya atılınca.

 Ali Bulaç = En 'zorlu bedbahtları' ayaklandığında,

 Ali Fikri Yavuz = O vakit (Semûd kavminin) en azılısı, (bir mucize olarak kayadan çıkarılan Allah’ın devesini öldürmek için) fırlayınca;

 Ali Ünal = Nihayet, diğerlerinin kışkırtmasıyla içlerinde en azılı olanı öne atıldı.

 Bayraktar Bayraklı = (12-13) En azgınları ileri atıldığında, Allah'ın peygamberi onlara, “Allah'ın devesini bırakınız, onun su içmesine engel olmaktan sakınınız” demişti.

 Bekir Sadak = (11-12) Semud milleti, iclerinden en azgini ileri atilinca, azginligi yuzunden peygamberleri yalanladi.

 Celal Yıldırım = En haydut bedbahtları ileri atılınca, (yalanlama daha da hız kazanmıştı).

 Cemal Külünkoğlu = Hani onların en azgın olanı (fesat çıkarmak için) ileri atılmıştı.

 Diyanet İşleri (eski) = (11-12) Semud milleti, içlerinden en azgını ileri atılınca, azgınlığı yüzünden peygamberleri yalanladı.

 Diyanet Vakfi = (11-15) Semûd kavmi azgınlığı yüzünden (Allah'ın elçisini) yalanladı. Onların en bedbahtı (deveyi kesmek için) atıldığında, Allah'ın Resûlü onlara: «Allah'ın devesine ve onun su hakkına dokunmayın!» dedi. Ama onlar, onu yalanladılar ve deveyi kestiler. Bunun üzerine Rableri günahları sebebiyle onlara büyük bir felâket gönderdi de hepsini helâk etti. (Allah, bu şekilde azap etmenin) âkıbetinden korkacak değil ya!

 Edip Yüksel = En azgınları ayaklanmıştı.

 Elmalılı Hamdi Yazır = O en yaramazları fırladığı zaman

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O en yaramazları fırladığı zaman,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = En azgınları ileri atılınca,

 Gültekin Onan = En 'zorlu bedbahtları' ayaklandığında,

 Harun Yıldırım = Onların en sapkını ileri atıldığında,

 Hasan Basri Çantay = (O kavmin) en şakıysi ayaklandığı zaman.

 Hayrat Neşriyat = (12-13) Hani onların en bedbahtı (deveyi kesmek için) ileri atılmıştı da Allah’ın peygamberi (Sâlih) onlara: 'Allah’ın devesi(ni kesmekten) ve onun su içmesi(ni engellemekten sakının)!' demişti.

 İbni Kesir = En azgınları ileri tıldığında.

 Kadri Çelik = İçinden en azgını ayaklandığında.

 Muhammed Esed = içlerinden en onulmaz azgınları, (zulüm yapmak için) ileri atılırken,

 Mustafa İslamoğlu = hani kavmin en azgını kışkırtmayla zıvanadan çıktığında,

 Ömer Nasuhi Bilmen = (11-12) Semûd kavmi azgınlığı sebebiyle (Peygamberlerini) tekzîp etmişti. Onların en şâkisi ayaklandığı zaman.

 Ömer Öngüt = Onların en azgını (deveyi kesmek için) ayaklanınca,

 Şaban Piriş = En azgınları ileri atılmıştı.

 Sadık Türkmen = Onların en azılısı (deveyi boğazlamak için) ortaya atıldığı zaman,

 Seyyid Kutub = İçinden azgını ileri atılınca

 Suat Yıldırım = Bir ara onların en azılı olanları öne atıldığında, bu yalanlamaları iyice şiddetlendi.

 Süleyman Ateş = En haydutları ayaklandığı zaman,

 Tefhim-ul Kuran = En 'zorlu bedbahtları' ayaklandığında,

 Ümit Şimşek = Hani onların en bedbahtı baş kaldırmıştı.

 Yaşar Nuri Öztürk = En haydutları ortaya fırladığı zaman,

 İskender Ali Mihr = Onun (o beldenin) en şâkîsi (deveyi kesmek için) ortaya atılınca.

 İlyas Yorulmaz = Onların kural tanımaz eşkıyaları (Elçinin getirdiği mesajlara karşı) ayaklandıkları zaman.