Önceki Ayet Sonraki Ayet  
37. Sûre Sâffât/13

 وَإِذَا ذُكِّرُوا لَا يَذْكُرُونَ

  Ve izâ zukkirû lâ yezkurûn(yezkurûne).

Kelime Karşılaştırma
ve izâ : ve olduğu zaman
zukkirû : zikredildi, hatırlatıldı
lâ yezkurûne : tezekkür etmezler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve öğüt verilince Kur'ân'la öğüt almazlar.

 Abdullah Parlıyan = Kendilerine öğüt verildiğinde, düşünüp öğüt almazlar.

 Adem Uğur = Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar.

 Ahmed Hulusi = Onlar hatırlatıldıklarında da hatırlayıp düşünmezler!

 Ahmet Tekin = Onlara tebliğ edildiği, öğüt verildiği zaman, öğüt de almazlar.

 Ahmet Varol = Kendilerine öğüt verildiğinde öğüt almazlar.

 Ali Bulaç = Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar.

 Ali Fikri Yavuz = Onlara Kur’an’la öğüd verildiği zaman da, düşünüp nasihat kabul etmiyorlar.

 Ali Ünal = Kendilerine (İlâhî gerçekler) hatırlatılıp, (vahiyle) ikaz edildiklerinde ne ikaz dinler, ne ders alırlar.

 Bayraktar Bayraklı = Kendilerine öğüt verilse, öğüt almıyorlar.

 Bekir Sadak = Onlara ogut verildiginde ogut dinlemezler.

 Celal Yıldırım = Kendilerine öğüt verilince öğüt almazlar. ise (seninle) eğleniyorlar. inkâr ve inâdlarına) şaşıyorsun, onlar

 Cemal Külünkoğlu = (12-13) Hayır, sen hayranlık ve şaşkınlık duyarken onlar (yalnızca) alay ederler. Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almazlar.

 Diyanet İşleri (eski) = Onlara öğüt verildiğinde öğüt dinlemezler.

 Diyanet Vakfi = Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar.

 Edip Yüksel = Kendilerine hatırlatıldığında öğüt almıyorlar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = İhtar edildiklerinde de düşünmüyorlar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Uyarıldıklarında da düşünmüyorlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kendilerine hatırlatıldığında da düşünmüyorlar.

 Gültekin Onan = Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar.

 Harun Yıldırım = Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar.

 Hasan Basri Çantay = Kendilerine (Kur'an ile) va'z edilince düşünüb de öğüt kabul etmezler,

 Hayrat Neşriyat = Kendilerine nasîhat edildiği zaman da, ibret almıyorlar.

 İbni Kesir = Kendilerine öğüt verildiğinde ise öğüt dinlemezler.

 Kadri Çelik = Kendilerine hatırlatıldığında, hatırlayıp kendilerine gelmiyorlar.

 Muhammed Esed = ve (hakikat) kendilerine hatırlatıldığında onu kavramaya yanaşmazlar;

 Mustafa İslamoğlu = hatırlatıldığı zaman da öğüt almazlar;

 Ömer Nasuhi Bilmen = (12-14) Evet. Sen taaccüp ettin. Onlar ise istihzâda bulunurlar. Ve onlara nasihat verildiği zaman, düşünüp nasihat kabul etmezler. Ve bir mûcize gördükleri vakit de onunla istihzâ eder dururlar.

 Ömer Öngüt = Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almazlar.

 Şaban Piriş = Onlara öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.

 Sadık Türkmen = Kendilerine öğüt verilip hatırlatıldığı zaman, hatırlamak istemiyor/öğüt kabul etmiyorlar.

 Seyyid Kutub = Onlara öğüt verildiği vakit düşünüp öğüt almazlar.

 Suat Yıldırım = Kendilerine nasihat edildiğinde uyarmaları dikkate almazlar.

 Süleyman Ateş = Kendilerine öğüt verilse öğüt almıyorlar.

 Tefhim-ul Kuran = Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar.

 Ümit Şimşek = Öğüt verildiğinde düşünüp ibret almıyorlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Düşünüp taşınmaya çağrıldıklarında düşünmüyorlar.

 İskender Ali Mihr = Ve (onlara) hatırlatılınca (anlatılınca) tezekkür etmezler (dinleyip hükme varamazlar).

 İlyas Yorulmaz = Onlara gerçekler hatırlatıldığın da, düşünmüyorlar.