Önceki Ayet Sonraki Ayet  
52. Sûre Tûr/16

 اصْلَوْهَا فَاصْبِرُوا أَوْ لَا تَصْبِرُوا سَوَاء عَلَيْكُمْ إِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

  Islevhâ fasbirû ev lâ tasbirû sevâun aleykum, innemâ tuczevne mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

Kelime Karşılaştırma
ıslevhâ : ona yaslanın
fe isbirû : artık sabredin
ev : veya
lâ tasbirû : sabretmeyin
sevâun : eşittir (birdir)
aleykum : size, sizin için
innemâ : sadece, yalnız
tuczevne : cezalandırılırsınız
: şey(ler)
kuntum : siz oldunuz
ta’melûne : siz yapıyorsunuz
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Girin oraya. İster dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Size ancak yapmakta olduğunuzun karşılığı veriliyor.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Girin ona da artık sabredin, yahut etmeyin, birdir size; ancak yaptığınızın karşılığı olarak cezâlanacaksınız.

 Abdullah Parlıyan = Girin o cehenneme, artık ister sabredip katlanın, isterse katlanmayın sizin için farketmez, siz yalnızca yapmış olduğunuzun karşılığını görüyorsunuz.

 Adem Uğur = Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık sizin için birdir. Siz ancak yaptıklarınızın karşılığına çarptırılacaksınız.

 Ahmed Hulusi = "Yaşayın ateşte! Artık ister sabredin ister sabretmeyin; size fark etmez! Siz yaptıklarınızın sonuçlarını yaşamaktasınız!"

 Ahmet Tekin = Yaslanın o ateşe. İster tahammül edin, isterseniz tahammülsüz davranarak ağlayıp sızlanın. Sizin için değişen bir şey olmayacak. İşlediğiniz amellerin cezasını elbette çekeceksiniz.

 Ahmet Varol = Girin oraya. Artık ister dayanın ister dayanmayın. Sizin için birdir. Siz ancak yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz.'

 Ali Bulaç = "Girin ona; artık ister sabredin, ister sabretmeyin. Sizin için birdir. Siz ancak, yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz."

 Ali Fikri Yavuz = Girin oraya (cehenneme)! İster azabına sabredin, ister etmeyin; artık hepsi bir... Hep yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.

 Ali Ünal = “Yanıp kavrulmak için girin şimdi oraya! İster katlanın, ister katlanmayın, artık sizin için fark edecek bir şey yoktur. (Dünyada iken) ne yapıyor idiyseniz, ancak onun karşılığını göreceksiniz.”

 Bayraktar Bayraklı = Oraya girin, artık ona dayanmanız da dayanmamanız da sizin için farketmez. Siz sadece yaptığınızın karşılığını görmektesiniz.

 Bekir Sadak = (15-16) Bu bir buyu mudur, yoksa hala gormez misiniz? Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artik birdir; ancak islediklerinizin karsiligini goruyorsunuz» denir.

 Celal Yıldırım = Girin oraya! İster katlanın, ister katlanmayın sizin için birdir. Siz, ancak yapageldiklerinize karşılık cezalandırılıyorsunuz.

 Cemal Külünkoğlu = “Girin oraya. İster dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Size ancak yapmakta olduğunuzun karşılığı veriliyor.”

 Diyanet İşleri (eski) = (15-16) Bu bir büyü müdür, yoksa hala görmez misiniz? Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık birdir; ancak işlediklerinizin karşılığını görüyorsunuz' denir.

 Diyanet Vakfi = Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık sizin için birdir. Siz ancak yaptıklarınızın karşılığına çarptırılacaksınız.

 Edip Yüksel = Orda yanın. İster sabredin, ister sabretmeyin sizin için değişmeyecektir. Yaptığınızın karşılığını görmektesiniz.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Girin oraya! İster sabredin, ister sabretmeyin, sizin için birdir, eşittir. Ancak yaptıklarınızla cezalandırılacaksınız.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yaslanın ona bakalım, ister sabredin, ister etmeyin, artık hepsi sizin için birdir; sadece yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Girin oraya, ister sabredin ister etmeyin artık sizin için birdir. Siz hep yaptıklarınıza göre cezalandırılacaksınız» (denilecek).

 Gültekin Onan = "Girin ona; artık ister sabredin, ister sabretmeyin. Sizin için birdir. Siz ancak, yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz."

 Harun Yıldırım = “Girin ona; artık ister sabredin, ister sabretmeyin. Sizin için birdir. Siz, ancak işlediklerinizin karşılığını alacaksınız.”

 Hasan Basri Çantay = Girin oraya! İster dayanın, ister dayanmayın, sizce birdir. Siz ancak yapageldiklerinizin cezasına çarpılıyorsunuz».

 Hayrat Neşriyat = Girin oraya! Artık sabretseniz de, sabretmeseniz de sizin için birdir. (Siz) ancak yapmakta olduklarınızla cezâlandırılacaksınız.

 İbni Kesir = Girin oraya. Sabretseniz de, sabretmeseniz de artık birdir. Çünkü siz; ancak yapmakta olduklarınızla cezalandırılıyorsunuz.

 Kadri Çelik = “Girin ona! Artık ister sabredin, ister sabretmeyin; sizin için birdir. Siz ancak, yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz.”

 Muhammed Esed = (İşte şimdi) onu çekin! Ama (ister) sabredin, ister etmeyin, sizin için fark etmez. Siz, yalnızca yapmış olduğunuzun karşılığını görüyorsunuz."

 Mustafa İslamoğlu = Orayı boylayın! Artık ister sabredin, ister sabretmeyin; size ilişkin (hüküm) değişmez: çünkü siz, sadece yaptıklarınızın cezasını çekmektesiniz."

 Ömer Nasuhi Bilmen = (16-17) Oraya giriniz, artık sabredin veya sabretmeyin, size müsavîdir. Siz ancak yapar olduğunuz şey ile cezalandırılmış olacaksınız. Muttakîler ise şüphe yok ki, cennetler ve nîmetler içindedirler.

 Ömer Öngüt = Girin oraya! İster dayanın ister dayanmayın, sizin için birdir. Ancak yaptıklarınıza göre ceza göreceksiniz.

 Şaban Piriş = Girin oraya! İster sabredin, ister sabretmeyin, sizin için birdir, eşittir. Ancak yaptıklarınızla cezalandırılacaksınız.

 Sadık Türkmen = Ona girin! İster sabredip dayanın, yahut ister sabretmeyin, sizin için farketmez! Sadece yapmış olduklarınızdan dolayı cezalandırılıyorsunuz.”

 Seyyid Kutub = Girin ona ister dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Anlattıklarımıza göre cezalandırılacaksınız.»

 Suat Yıldırım = Girin oraya! İster dayanın, ister dayanamayın, artık hepsi bir! Siz sadece ne yaptıysanız onun karşılığını bulacaksınız.

 Süleyman Ateş = "Girin ona, ister dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Ancak yaptıklarınıza göre cezâlandırılacaksınız."

 Tefhim-ul Kuran = «Girin ona; artık ister sabredip dayanın, ister sabretmeyin. Sizin için birdir. Siz ancak, yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz.»

 Ümit Şimşek = Girin oraya! Artık ister dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Çünkü yaptıklarınızın cezasını çekiyorsunuz.

 Yaşar Nuri Öztürk = "Dalın ona! Artık ister sabredin ister sabretmeyin. Sizin için hepsi birdir. Siz ancak yapıp ettiğiniz şeylerin karşılığıyla yüzyüze geleceksiniz."

 İskender Ali Mihr = Ona (ateşe) yaslanın. Artık sabretseniz de, sabretmeseniz de sizin için birdir. Sadece yapmış olduğunuz şeylerle cezalandırılırsınız.

 İlyas Yorulmaz = O ateşe girin. İster sabredin, iterseniz sabretmeyin, sizin için değişmez, yaptıklarınızın karşılığı olarak cezanızı bu ateşte çekeceksiniz.