Önceki Ayet Sonraki Ayet  
58. Sûre Mücâdele/16

 اتَّخَذُوا أَيْمَانَهُمْ جُنَّةً فَصَدُّوا عَن سَبِيلِ اللَّهِ فَلَهُمْ عَذَابٌ مُّهِينٌ

  İttehazû eymânehum cunneten fe saddû an sebîlillâhi fe lehum azâbun muhîn(muhînun).

Kelime Karşılaştırma
ittehazû : edindiler
eymâne-hum : kendi yeminlerini
cunneten : siper olarak, siper
fe : artık, sonra, böylece
saddû an : men ettiler
sebîli allâhi : Allah’ın yolundan
fe : artık, sonra, böylece
lehum : onlar için vardır
azâbun muhînun : alçaltıcı, rüsva edici azap
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onlar yeminlerini kalkan yapıp (insanları) Allah’ın dininden alıkoydular. Bunun için onlara alçaltıcı bir azap vardır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Yeminlerini bir kalkan edinmedeler de halkı Allah yolunda menetmedeler, onlaradır artık aşağılatıcı bir azap.

 Abdullah Parlıyan = Onlar yeminlerini kalkan yapıp, insanları Allah yolundan çevirdiler. Onlar için aşağılatıcı bir azap vardır.

 Adem Uğur = Onlar yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan alıkoydular. Bu yüzden onlara küçük düşürücü bir azap vardır.

 Ahmed Hulusi = Yeminlerini kalkan edindiler de Allâh yolundan alıkoydular. . . Onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.

 Ahmet Tekin = Yeminlerini kalkan haline getirdiler. Böylece, insanları Allah’ın yolundan, müslüman olmaktan alıkoydular. Onlar için alçaltıcı, zillete düşürücü bir azap vardır.

 Ahmet Varol = Yeminlerini bir kalkan edindiler de böylece Allah'ın yolundan alıkoydular. Artık onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.

 Ali Bulaç = Onlar, yeminlerini bir siper edindiler, böylece Allah'ın yolundan alıkoydular. Artık onlar için alçaltıcı bir azab vardır.

 Ali Fikri Yavuz = Onlar, yeminlerini bir kalkan edindiler de, (insanları) Allah’ın dininden çevirdiler. Onun için, onlara, hararetli bir azab var.

 Ali Ünal = Yeminlerini, (yaptıkları kötülükleri ve kötü niyetlerini örtmek için) siper edinip, insanları Allah’ın yolundan uzaklaştırmaktadırlar. Alçaltıcı bir azap vardır onlar için.

 Bayraktar Bayraklı = Yeminlerini kendilerine kalkan edinip, Allah yolundan alıkoyuyorlar. Artık onlar için alçaltıcı bir azap vardır.

 Bekir Sadak = Yeminlerini kalkan edindiler de, Allah yolundan alikoydular; onlara alcaltici bir azap vardir.

 Celal Yıldırım = Yeminlerini siper edindiler de Allah yolundan alıkoydular. Onlar için rezil ve rüsvay edici bir azâb vardır.

 Cemal Külünkoğlu = Onlar yeminlerini kalkan yapıp (insanları) Allah'ın dininden alıkoydular. Bunun için onlara alçaltıcı bir azap vardır.

 Diyanet İşleri (eski) = Yeminlerini kalkan edindiler de, Allah yolundan alıkoydular; onlara alçaltıcı bir azap vardır.

 Diyanet Vakfi = Onlar yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan alıkoydular. Bu yüzden onlara küçük düşürücü bir azap vardır.

 Edip Yüksel = Yeminlerini kalkan edinerek ALLAH'ın yolundan saptırdılar. Onlar alçaltıcı bir azabı haketmişlerdir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Yeminlerini bir siper edindiler de Allah yolundan men'ettiler onun için onlara hakaretli bir azâb var

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yeminlerini bir siper edindiler de Allah yolundan engellediler; onun için onlara alçaltıcı bir azap vardır.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan çevirdiler. Onlar için küçük düşürücü bir azab vardır.

 Gültekin Onan = Onlar, yeminlerini bir siper edindiler, böylece Tanrı'nın yolundan alıkoydular. Artık onlar için alçaltıcı bir azab vardır.

 Harun Yıldırım = Yeminlerini kalkan edindiler de Allah yolundan alıkoydular. Bu nedenle onlara alçaltıcı bir azab vardır.

 Hasan Basri Çantay = Onlar yeminlerini bir kalkan edindiler de (bununla insanları) Allah yolundan çevirdiler. İşte onların hakkı horlatıcı bir azâbdır.

 Hayrat Neşriyat = (Onlar) yeminlerini (kendilerine) bir kalkan edindiler de (insanları) Allah yolundan alıkoydular; bu yüzden onlar için (pek) aşağılayıcı bir azab vardır.

 İbni Kesir = Onlar; yeminlerini kalkan edindiler de Allah yolundan alıkoydular. İşte onlara, horlayıcı bir azab vardır.

 Kadri Çelik = Onlar, yeminlerini bir siper edindiler, böylece Allah'ın yolundan alıkoydular. Artık onlar için alçaltıcı bir azap vardır.

 Muhammed Esed = Onlar ahidlerini (yalancılıklarına ve sahtekarlıklarına) örtü yaptılar ve böylece başkalarını Allah yolundan alıkoydular. Bu nedenle onları alçaltıcı bir azap beklemektedir.

 Mustafa İslamoğlu = Onlar yeminlerini (inkarlarına) örtü yaptılar; böylece Allah yolundan saptılar ve saptırdılar: Onlar alçaltıcı bir azaba duçar olacaklar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Yemînlerini bir kalkan ittihaz ettiler de (nâsı) Allah yolundan çevirdiler, artık onlar için bir rüsvay edici azap vardır.

 Ömer Öngüt = Onlar yeminlerini kalkan edinip Allah'ın yolundan alıkoydular. Onlara alçaltıcı bir azap vardır.

 Şaban Piriş = Yeminlerini kalkan edindiler, Allah yolundan yüz çevirdiler. Onlara aşağılatıcı bir azap vardır.

 Sadık Türkmen = Onlar yeminlerini kalkan yapıp, Allah’ın dininden alıkoymaya çalıştılar. Bunun için onlara alçaltıcı bir azap vardır.

 Seyyid Kutub = Yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yoluna engel oldular. Onlar için küçük düşürücü azap vardır.

 Suat Yıldırım = Onlar yeminlerini siper edinip Allah’ın yolundan insanları uzaklaştırdılar. Onlara zelil ve perişan eden bir azap vardır.

 Süleyman Ateş = Yeminlerini kalkan yapıp Allâh'ın yoluna engel oldular. Onlar için küçük düşürücü bir azâb vardır.

 Tefhim-ul Kuran = Onlar, yeminlerini bir siper edindiler, böylece Allah'ın yolundan alıkoydular. Artık onlar için alçaltıcı bir azab vardır.

 Ümit Şimşek = Onlar yeminlerini kalkan yaparak insanları Allah yolundan alıkoydular. Artık onlar için hor ve hakir edici bir azap vardır.

 Yaşar Nuri Öztürk = Yeminlerini kalkan edinip Allah'ın yolundan alıkoydular. Küçük düşürücü bir azap var onlar için.

 İskender Ali Mihr = Yeminlerini siper edindiler. Böylece (insanları) Allah’ın yolundan men ettiler. Artık onlar için alçaltıcı (rüsva edici) azap vardır.

 İlyas Yorulmaz = Yeminlerini kalkan yapıp, arkasına sığınıyorlar ve insanları Allah’ın yolundan alı koyuyorlar. Onlar için alçaltıcı bir azap var.