Önceki Ayet Sonraki Ayet  
30. Sûre Rûm/17

 فَسُبْحَانَ اللَّهِ حِينَ تُمْسُونَ وَحِينَ تُصْبِحُونَ

  Fe subhânallâhi hîne tumsûne ve hîne tusbıhûn(tusbıhûne).

Kelime Karşılaştırma
fe : artık, öyleyse
subhâne : tenzih et, münezzeh kıl (o sübhandır de), tesbih et
allâhi : Allah
hîne : o vakit, o zaman
tumsûne : akşam vaktine girdiniz
ve hîne : ve o vakit, o zaman
tusbıhûne : sabahladınız, sabah vaktine girdiniz
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Öyle ise akşama girdiğinizde, sabaha kavuştuğunuzda, Allah’ı tespih edin.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Artık tenzîh edin Allah'ı akşama girince ve sabaha erince.

 Abdullah Parlıyan = Öyleyse akşamladığınızda ve sabah kalktığınızda, Allah'ın sınırsız şanını yüceltin.

 Adem Uğur = (17-18) Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.

 Ahmed Hulusi = Subhan'dır Allâh, akşamınızda da sabahınızda da!

 Ahmet Tekin = Haydi, akşama ulaştığınızda, akşam ve yatsı vaktinde, sabaha kavuştuğunuzda Allah’ı tesbih edin, namaz kılın.

 Ahmet Varol = O halde akşama girerken ve sabaha ererken Allah'ı tesbih edin.

 Ali Bulaç = Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de, sabaha erdiğiniz vakit de Allah'ı tesbih edip (yüceltin).

 Ali Fikri Yavuz = O halde, akşama girdiğiniz vakit (akşam ve yatsı namazını), sabaha erdiğiniz vakit (sabah namazını kılın) Allah’ı tesbih edin.

 Ali Ünal = Şu halde, akşamladığınızda ve sabaha ulaştığınızda Allah’a tesbihte bulunun: (O’nun her türlü noksanlıktan ve ortakları bulunmaktan mutlak manâda münezzeh olduğunu ilan edin);

 Bayraktar Bayraklı = (17-18) O halde, akşama ulaştığınızda, sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbîh ediniz/namaz kılınız! Göklerde ve yerde övgü O'na aittir.[420]

 Bekir Sadak = (17-18) Aksamlarken ve sabahlarken, ogle ve ikindi vaktinde Allah'i (ki goklerde ve yerde hamd O'na mahsustur) tesbih edin, namaz kilin.

 Celal Yıldırım = O halde akşamlarken, sabahlarken Allah'ı tesbîh edin (O'nun için namaz kılın).

 Cemal Külünkoğlu = Öyleyse akşam vaktine girdiğinizde (akşam ve yatsıda) ve sabah vaktine vardığınızda (sabahta) Allah'ın sınırsız şanını yüceltin (namaz kılın).

 Diyanet İşleri (eski) = (17-18) Akşamlarken ve sabahlarken, öğle ve ikindi vaktinde Allah'ı -ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur- tesbih edin, namaz kılın.

 Diyanet Vakfi = (17-18) Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.

 Edip Yüksel = Öyleyse geceleyin bir köşeye çekildiğiniz ve sabahleyin kalktığınız zaman ALLAH'ı övgüyle anın.

 Elmalılı Hamdi Yazır = O halde tesbih Allaha, o zaman ki akşam edersiniz ve o zaman ki sabah edersiniz

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O halde akşama girdiğiniz zaman da sabaha girdiğiniz zaman da Allah'ı tesbih edin.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O halde akşama girdiğiniz zaman da, sabaha girdiğiniz zaman da tesbih Allah'ındır. (daima O, tesbih edilir).

 Gültekin Onan = Öyleyse akşama girdığiniz vakit de, sabaha erdiğiniz vakit de Tanrı'yı tesbih edip (yüceltin).

 Harun Yıldırım = Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.

 Hasan Basri Çantay = Haydi akşama girerken, sabaha ererken Allâhı tenzîh (ve tesbîh) edin (namaz kılın).

 Hayrat Neşriyat = Öyle ise, akşama girdiğinizde ve sabaha girdiğinizde Allah’ı tesbîh edin (akşam, yatsı ve sabah namazlarını kılın)!

 İbni Kesir = Akşama girerken ve sabaha ererken hepiniz Allah'ı tesbih edin.

 Kadri Çelik = Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de sabaha erdiğiniz vakit de “Allah münezzehtir (deyin).”

 Muhammed Esed = Öyleyse akşam vaktine girdiğinizde ve sabah kalktığınızda Allah'ın sınırsız şanını yüceltin;

 Mustafa İslamoğlu = Şu halde akşama ulaştığınızda ya da sabah kalktığınızda, yüceler yücesi Allah'ı anın;

 Ömer Nasuhi Bilmen = Artık akşamladığınız vakit ve sabahladığınız vakit Allah Teâlâ'ya tesbihte bulunun.

 Ömer Öngüt = O halde siz akşama ulaştığınızda ve sabaha kavuştuğunuzda Allah'ı tesbih edin.

 Şaban Piriş = Akşamleyen ve sabahleyin Allah’ı tesbih edin,

 Sadık Türkmen = Öyleyse (namaz [dua] ile) Allah’ın yüceliğini zikredin/anın; akşamladığnız[akşam ve yatsı]da ve sabaha kavuştuğunuz zaman!

 Seyyid Kutub = Öyle ise akşama girdiğiniz zaman ve sabaha erdiğiniz zaman Allah'ı tesbih edin.

 Suat Yıldırım = Haydi siz akşama girerken, sabaha çıkarken Allah’ı takdis ve tenzih edin, namaz kılın.

 Süleyman Ateş = Öyle ise akşama girdiğiniz zaman da, sabaha erdiğiniz zaman da tesbih Allâh'ındır (O'nun şanının yüceliği anılır).

 Tefhim-ul Kuran = Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de, sabaha erdiğiniz vakit de Allah'ı tesbih edip (yüceltin).

 Ümit Şimşek = Akşama erdiğinizde ve sabaha çıktığınızda Allah'ı tesbih edin.

 Yaşar Nuri Öztürk = O halde tespih Allah için. Akşama erdiğinizde de sabaha erdiğinizde de...

 İskender Ali Mihr = Öyleyse akşam ve sabah vaktinde Allah’ı tesbih edin (münezzeh kılın)!

 İlyas Yorulmaz = Akşam vaktine ve sabah vaktine girdiğinizde de Allah her türlü eksikliklerden uzaktır.