Önceki Ayet Sonraki Ayet  
26. Sûre Şu’arâ/190

 إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَةً وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ

  İnne fî zâlike le âyeten, ve mâ kâne ekseruhum mu’minîn(mu’minîne).

Kelime Karşılaştırma
inne : muhakkak
fî zâlike : bunda var
le : elbette, mutlaka
âyeten : bir âyet, delil, ibret
ve mâ kâne : ve olmadı
ekseru-hum : onların çoğu
mu’minîne : îmân edenler, mü’min olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler)
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz.

 Abdullah Parlıyan = Bu kıssada da, insanlar için bir ders vardır, insanların çoğu inanmasalar da…

 Adem Uğur = Doğrusu bunda büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki bu olayda da işaret - ders vardır. . . Ne var ki onların çoğunluğu iman etmemiştir!

 Ahmet Tekin = Bunlarda da, kesinlikle Allah’ın kudretine, ilmine, hikmet sahibi olduğuna işaretler, bütün insanlar için ibretler, alınacak dersler vardır. Onların çoğu iman edecek değildi.

 Ahmet Varol = Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmemişti.

 Ali Bulaç = Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.

 Ali Fikri Yavuz = Doğrusu bunda, (onlara yaptığımız bu helâk işinde), kendilerinden sonra gelenler için büyük bir ibret var, öyle iken çoğu mümin olmadı.

 Ali Ünal = Bütün bu olup bitenlerde hiç kuşkusuz çok önemli bir ibret vardır. Doğrusu, o halkın çoğu mü’min değildi.

 Bayraktar Bayraklı = Çoğu inanmamış olsa da bunda kesinlikle bir ders vardır.

 Bekir Sadak = Dogrusu bunda bir ders vardir. Fakat cogu inanmamistir.

 Celal Yıldırım = Bunda elbette bir öğüt ve ibret vardır. Zaten onların çoğu mü'min değildi.

 Cemal Külünkoğlu = Şüphesiz bunda (alınacak büyük) bir ders vardır. (Buna rağmen) yine de onların çoğu iman etmediler.

 Diyanet İşleri (eski) = Doğrusu bunda bir ders vardır. Fakat çoğu inanmamıştır.

 Diyanet Vakfi = Doğrusu bunda büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.

 Edip Yüksel = Bunda bir ders var; ancak çoğunluk inanmaz.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Şüphesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü'min olmadı

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Şüphesiz bunda (alınacak) bir ibret vardır; ama çoğu iman etmedi.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır. Ama çokları iman etmiş değillerdir.

 Gültekin Onan = Gerçekten bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu inançlı olmamıştır.

 Harun Yıldırım = Doğrusu bunda büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.

 Hasan Basri Çantay = Şübhesiz bunda mutlak bir âyet vardır. (Fakat) onların çoğu îman ediciler değildir.

 Hayrat Neşriyat = Şübhesiz ki bunda apaçık bir ibret vardır. Fakat onların çoğu îmân etmiş kimseler değildir.

 İbni Kesir = Muhakkak ki bunda bir ayet vardır. Ama onların çoğu mü'minler olmadı.

 Kadri Çelik = Şüphesiz bunda (iman edenler için) bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değillerdi.

 Muhammed Esed = Bu (kıssada da insanlar için) bir ders vardır; insanların çoğu (buna) inanmasalar da...

 Mustafa İslamoğlu = Elbet bu (Şuayb kıssası)nda da alınacak bir ders mutlaka vardır; fakat insanların çoğu yine de inanmayacaklardır.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Muhakkak ki, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki, onların ekserisi mü'min kimseler olmadı.

 Ömer Öngüt = Doğrusu bunda öğüt ve ibret vardır, amma onların çoğu iman etmediler.

 Şaban Piriş = İşte bu olayda da bir ibret vardır, fakat onların çoğu yine de inanmış değildir.

 Sadık Türkmen = Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Ama onların birçoğu inanmıyor.

 Seyyid Kutub = Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Onların çoğunluğu inanmamış kimselerdi.

 Suat Yıldırım = Elbette bunda alınacak ibret vardır. Fakat onların ekserisi ders alıp da iman etmezler.

 Süleyman Ateş = Muhakkak ki bunda bir ibret vardır ama yine çokları inanmazlar.

 Tefhim-ul Kuran = Hiç şüphe yok, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.

 Ümit Şimşek = İşte bunda bir âyet vardır. Fakat onların çoğu yine iman etmez.

 Yaşar Nuri Öztürk = Bunda elbette bir ibret var ama onların çoğu inanan kişiler değildi.

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki bunda, mutlaka bir âyet (ibret) vardır. Ve onların çoğu, mü’min olmadılar (Allah’a ulaşmayı dilemediler).

 İlyas Yorulmaz = Bu anlatılanlarda alınacak ibretler var. Ancak onların pek çoğu inanıcı değiller.