Önceki Ayet Sonraki Ayet  
23. Sûre Mü’minûn/25

 إِنْ هُوَ إِلَّا رَجُلٌ بِهِ جِنَّةٌ فَتَرَبَّصُوا بِهِ حَتَّى حِينٍ

  İn huve illâ raculun bihî cinnetun fe terabbasû bihî hattâ hîn(hînin).

Kelime Karşılaştırma
in huve : o ancak olur
illâ : sadece, dan başka
raculun : bir adam
bi-hi : onu, o
cinnetun : cinnet getirmiş
fe : o zaman, öyleyse, o halde
terabbasû : bekleyin, gözetim altında tutun
bi-hi : onu
hattâ : öyle ki, oluncaya kadar
hînin : zaman, süre
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Bu, ancak cinnet getirmiş bir adamdır. Öyle ise bir müddet onu gözetleyiniz.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Bu, deliliğe tutulmuş bir adam ancak, artık bir zamana dek gözetleyin bunu.

 Abdullah Parlıyan = Bu Nuh, herhalde kendisinde delilik belirtisi bulunan biridir. Bir süreye kadar O'na katlanıp gözetleyin bakalım” dediler.

 Adem Uğur = Bu, yalnızca kendisinde delilik bulunan bir kimsedir. Öyle ise, bir süreye kadar ona katlanıp bekleyin bakalım.

 Ahmed Hulusi = "O kendisinde cinnet olan (cin etkisindeki) bir adam. . . Bir süre Onu gözetleyin bakalım. "

 Ahmet Tekin = 'Bu, kesinlikle, kendisinde cinlere mahkûm olmuşluk, delilik belirtileri olan bir adam. Durumu aydınlanıncaya kadar gözünüzü üstünden ayırmayın bakalım.' dediler.

 Ahmet Varol = O, kendinde delilik olan bir adamdan başkası değildir. Siz onu belli bir süreye kadar gözleyin.'

 Ali Bulaç = "O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin."

 Ali Fikri Yavuz = O, ancak kendisinde cinnet bulunan bir adamdır. Bu itibarla bir zamana kadar onu bekleyin (belki akıllanır).”

 Ali Ünal = “O, başka değil, sadece tuhaf bir deliliğe yakalanmış birisi. (En iyisi mi,) O’na biraz süre tanıyın, bakarsınız iyileşir.”

 Bayraktar Bayraklı = “Bu, deliden başka bir şey değildir. Öyleyse bir süreye kadar onu gözetleyip bekleyelim bakalım.”

 Bekir Sadak = (24-25) Milletinin inkarci ileri gelenleri: «Bu, sizin gibi bir insandan baska birsey degildir. Sizden ustun olmak istiyor. Allah dilemis olsaydi melekler indirirdi. ilk atalarimizdan beri boyle birsey isitmedik. Bu adamda nedense biraz delilik var, bir sureye kadar onu gzetleyin» dediler.

 Celal Yıldırım = «Bu şüphesiz kendisinde cinnet (belirtisi) bulunan bir adamdır. Bir süre onu gözetip bekleyelim.»

 Cemal Külünkoğlu = “Bu adam bir deliden başka bir şey değildir. Bir süre için onu gözetim altında tutunuz.”

 Diyanet İşleri (eski) = (24-25) Milletinin inkarcı ileri gelenleri: 'Bu, sizin gibi bir insandan başka birşey değildir. Sizden üstün olmak istiyor. Allah dilemiş olsaydı melekler indirirdi. İlk atalarımızdan beri böyle birşey işitmedik. Bu adamda nedense biraz delilik var, bir süreye kadar onu gözetleyin' dediler.

 Diyanet Vakfi = «Bu, yalnızca kendisinde delilik bulunan bir kimsedir. Öyle ise, bir süreye kadar ona katlanıp bekleyin bakalım.»

 Edip Yüksel = O, sadece deli bir adamdır. Hele bir süreye kadar onu gözleyin.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Her halde o öyle bir adam ki kendisinde bir cinnet var, binaenaleyh gözetin bunu bir zamana kadar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bu, yalnızca kendisinde delilik bulunan bir adamdır; Onun için bunu bir süreye kadar gözetleyin!» dediler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Bu, yalnızca kendisinde delilik bulunan bir kimsedir. Öyle ise, bir süreye kadar ona katlanıp (durumu) gözetleyin bakalım.»

 Gültekin Onan = "O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin."

 Harun Yıldırım = "Bu, yalnızca kendisinde delilik bulunan bir kimsedir. Öyle ise, bir süreye kadar ona katlanıp bekleyin bakalım."

 Hasan Basri Çantay = «Kendisinde delilik olan bir adamdan başkası değildir o! Binâen'aleyh bir zamana kadar onu gözetleyin»!

 Hayrat Neşriyat = 'Bu, sâdece kendisinde delilik bulunan bir adamdır; hele bir zamâna kadar onu bekleyin bakalım!'

 İbni Kesir = O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir. Bir süreye kadar onu gözetleyin.

 Kadri Çelik = “O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir; o halde onu belli bir süre gözetleyin.”

 Muhammed Esed = Kaçık bir adamdan başka biri değil o; bunun için, siz o'nu bir süre gözaltında tutun".

 Mustafa İslamoğlu = O ise, sadece aklını kaçırmış biri: artık siz de onu bir süre gözetim altında tutarsınız.

 Ömer Nasuhi Bilmen = «Bu başka değil, kendisinde cinnet bulunan bir erkek. Binaenaleyh O'nu bir zamana kadar gözetiniz.»

 Ömer Öngüt = “Bu, kendisinde delilik bulunan bir adamdır. Bir süreye kadar onu gözetleyin. ”

 Şaban Piriş = O ancak, cinlenmiş bir adam, bir müddet onu gözetleyin.

 Sadık Türkmen = Bu, ancak kendisinde mecnunluk bulunan bir adamdır. Hele, onu bir süreye kadar gözetleyin bakalım!”

 Seyyid Kutub = Bu adam bir deliden başka bir şey değildir. Bir süre için onu gözetim altında tutunuz.

 Suat Yıldırım = (24-25) Halkından ileri gelen birtakım kâfirler: "Bu," dediler, "sizin gibi bir insandan başka bir şey değil, böyleyken size hakim olmak istiyor." "Allah bize mesaj ulaştırmak isteseydi, (böyle sizin gibi bir insan göndermez), melaike indirirdi. Nitekim biz atalarımızdan da böyle bir şey işitmedik. Bu delinin tekinden başka biri değil. Ona biraz süre tanıyın, sonra iş aydınlanır, siz de gereğini yaparsınız."

 Süleyman Ateş = "O, kendisinde delilik bulunan bir adamdır, başka bir şey değildir. Hele bir süreye kadar onu gözetleyin.

 Tefhim-ul Kuran = «O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin.»

 Ümit Şimşek = 'Bu olsa olsa cinnet geçirmiş bir adamdır; en iyisi siz onu bir süre göz altında tutun.'

 Yaşar Nuri Öztürk = "Cinnet getirmiş bir adamdan başkası değildir o. Belli bir süreye kadar göz altında tutun onu."

 İskender Ali Mihr = O ancak cinnet getirmiş bir adamdır. O halde, onu belli bir süre bekleyin (gözetim altında tutun)!

 İlyas Yorulmaz = “O kendisinde delilik olan bir adam, bir müddet onu gözetim altında tutun bakalım” dediler.