Önceki Ayet Sonraki Ayet  
26. Sûre Şu’arâ/30

 قَالَ أَوَلَوْ جِئْتُكَ بِشَيْءٍ مُّبِينٍ

  Kâle e ve lev ci’tuke bi şey’in mubîn(mubînin).

Kelime Karşılaştırma
kâle : dedi
e ve lev : olsa da mı
ci’tu-ke : sana getirdim
bi şey’in : bir şey
mubînin : apaçık
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Mûsâ, “Sana apaçık bir delil getirmiş olsam da mı?” dedi.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Mûsâ, ya sana dedi, apaçık bir delil gösterirsem,

 Abdullah Parlıyan = Musa: “Size gerçeği bütün açıklığıyla ortaya koyan birşey getirmiş olsamda mı?” dedi.

 Adem Uğur = Musa: Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı? dedi.

 Ahmed Hulusi = (Musa) dedi ki: "Apaçık bir şey ile (apaçık bir delil olarak) sana gelmişsem de mi?"

 Ahmet Tekin = Mûsâ: 'Sana hak peygamber olduğumu teyit eden apaçık bir mucize getirmiş olsam da mı?' dedi.

 Ahmet Varol = (Musa): 'Sana apaçık bir şey getirirsem de mi?' dedi.

 Ali Bulaç = (Musa) Dedi ki: "Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?"

 Ali Fikri Yavuz = Mûsa dedi ki: “- Sana, peygamberliğimi apaçık isbat edecek bir delil (mucize) getirdimse de mi, (beni zindana atacaksın)?”

 Ali Ünal = Musa, “Sana (söylediklerimin doğruluğunu ispat eden) apaçık bir delille gelmiş olsam da mı?” diye karşılık verdi.

 Bayraktar Bayraklı = Mûsâ, “Sana apaçık bir mucize getirirsem de mi?” dedi.

 Bekir Sadak = Musa: «Sana apacik bir sey getirmis isem de mi?» dedi.

 Celal Yıldırım = Musâ ona : «Sana açık-seçik bir belge (ve mu'cize) getirsem de mi ?» dedi.

 Cemal Külünkoğlu = (Musa:) “Sana apaçık bir delil getirmiş olsam da mı?” dedi.

 Diyanet İşleri (eski) = Musa: 'Sana apaçık bir şey getirmiş isem de mi?' dedi.

 Diyanet Vakfi = Musa: Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı? dedi.

 Edip Yüksel = Dedi ki, 'Size apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ya, dedi: sana apaçık isbat edecek bir şey getirdimse de mi?

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (Musa Firavun'a): «Sana apaçık bir şey (delil) getirdimse de mi?» dedi.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Musa sordu: «Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?»

 Gültekin Onan = (Musa) Dedi ki: "Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?"

 Harun Yıldırım = Dedi ki: Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?

 Hasan Basri Çantay = (Muusâ) dedi ki: «Sana apaçık bir şey getirdimse de mi (zindana atacaksın)»?

 Hayrat Neşriyat = (Mûsâ:) 'Sana (peygamberliğimi) apaçık bildiren bir şey (bir mu'cize) getirmişolsam da mı?' dedi.

 İbni Kesir = Sana apaçık bir şeyle gelmişsem de mi? dedi.

 Kadri Çelik = (Musa) Dedi ki: “Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?”

 Muhammed Esed = (Musa:) "Size gerçeği bütün açıklığıyla ortaya koyan bir şey getirmiş olsam da, öyle mi?" dedi.

 Mustafa İslamoğlu = (Musa) dedi ki: "Sana, (hakikati) bütün açıklığıyla ortaya koyan bir şeyle gelmiş olsam da mı?"

 Ömer Nasuhi Bilmen = Mûsa aleyhisselâm da dedi ki: «Ben sana apaçık bir şey getirmiş olunca da mı beni zindana atacaksın!»

 Ömer Öngüt = Musa: “Sana apaçık bir şey getirmiş isem de mi?” dedi.

 Şaban Piriş = -Sana, apaçık bir şey getirmiş olsam da mı? dedi.

 Sadık Türkmen = (Musa) dedi ki: “Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?!”

 Seyyid Kutub = Musa «Sana doğru söylediğimi kanıtlayan apaçık bir delil göstersem de mi? dedi.

 Suat Yıldırım = "Ya" dedi, "sana doğruluğumu ispatlayan âşikâr bir delil getirmiş olsam da mı?"

 Süleyman Ateş = (Mûsâ, peki): "Sana (doğruluğumu) kanıtlayan apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?" dedi.

 Tefhim-ul Kuran = (Musa) Dedi ki: «Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?»

 Ümit Şimşek = Musa 'Apaçık bir delil getirecek olsam da mı?' dedi.

 Yaşar Nuri Öztürk = Mûsa dedi: "Ya sana gerçeği gösteren birşey getirmişsem!"

 İskender Ali Mihr = (Musa A.S): “Sana apaçık bir şey getirsem de mi?” dedi.

 İlyas Yorulmaz = Musa “Peki sana apaçık bir kanıt getirirsem demi (hapsedersin) ?” dedi.