Önceki Ayet Sonraki Ayet  
68. Sûre Kalem/30

 فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ يَتَلَاوَمُونَ

  Fe akbele ba’duhum alâ ba’dın yetelâvemûn(yetelâvemûne).

Kelime Karşılaştırma
fe : bunun üzerine
akbele : birbirlerine mukabele ettiler, karşılık verdiler
ba’du-hum : onların bazısı
alâ ba’dın : bazısına, diğerlerine
(ba’du-hum alâ ba’din) : birbirlerine
yetelâvemûne : karşılıklı levmediyorlar, kınıyorlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Birbirlerine dönerek birbirlerini kınamaya başladılar.

 Abdullah Parlıyan = Sonra dönüp birbirlerini kınamaya başladılar.

 Adem Uğur = Ardından, kabahati birbirlerine yüklemeye başladılar.

 Ahmed Hulusi = Ardından birbirlerine dönüp birbirlerini suçlamaya başladılar!

 Ahmet Tekin = Suçu, kabahati birbirlerinin üstüne atmaya, birbirlerini kınamaya başladılar.

 Ahmet Varol = Bu kez birbirlerine dönüp birbirlerini kınamaya başladılar.

 Ali Bulaç = Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamaya başladılar.

 Ali Fikri Yavuz = Sonra da döndüler, birbirlerine kabahat yüklemeye başladılar:

 Ali Ünal = Karşılıklı kendilerini ve birbirlerini kınamaya durdular.

 Bayraktar Bayraklı = (29-32) Onlar, “Ey Rabbimiz! Seni noksan sıfatlardan uzak tutarız. Gerçekten biz, kendimize yazık ettik” dediler. Birbirlerini suçlamaya başladılar. Sonra şöyle dediler: “Yazıklar olsun bize, biz azgın kimseleriz. Belki Rabbimiz bize bundan daha iyisini verir. Biz de ümitle O'na yöneleceğiz.”

 Bekir Sadak = Birbirlerini yermeye basladilar.

 Celal Yıldırım = Sonra birbirlerine dönüp kendilerini kınamaya başladılar.

 Cemal Külünkoğlu = Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar.

 Diyanet İşleri (eski) = Birbirlerini yermeye başladılar.

 Diyanet Vakfi = Ardından, kabahati birbirlerine yüklemeye başladılar.

 Edip Yüksel = Ve hemen birbirlerini suçlamaya başladılar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Sonra döndüler kendilerine levm ediyorlardı

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sonra döndüler, kendilerini kınıyorlardı:

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ardından suçu birbirlerine yüklemeye başladılar.

 Gültekin Onan = Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamaya başladılar.

 Harun Yıldırım = Ardından birbirlerini kınamaya başladılar;

 Hasan Basri Çantay = Şimdi kabahati birbirlerine yüklemiye başladı (lar).

 Hayrat Neşriyat = Sonra bazıları bazılarına dönüp birbirlerini kınamaya başladılar.

 İbni Kesir = Şimdi birbirlerini yermeye başladılar.

 Kadri Çelik = Ardından birbirine yönelerek kendilerini kınamaya başladılar.

 Muhammed Esed = ve sonra dönüp birbirlerini suçlamaya başladılar.

 Mustafa İslamoğlu = Ardından birbirlerine yönelerek, karşılıklı özeleştiri yaptılar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = (29-30) Dediler ki: «Ey Rabbimiz! Seni tesbih (tenzih) ederiz, muhakkak ki, biz zalim kimseler olduk.» Artık birbirlerine dönerek birbirlerini levme başladılar.

 Ömer Öngüt = Dönüp kabahati birbirine yüklemeye başladılar.

 Şaban Piriş = Başladılar birbirlerini kınamaya..

 Sadık Türkmen = Birbirlerini kınayarak döndüler.

 Seyyid Kutub = Ardından, kabahati birbirlerine yüklemeye başladılar.

 Suat Yıldırım = (29-30) Bunun üzerine "Sübhansın ya Rabbenâ, her türlü noksandan uzaksın! Doğrusu biz kendimize zulmetmişiz!" deyip, birbirlerini kınamaya başladılar.

 Süleyman Ateş = Dönüp birbirlerini kınamağa başladılar:

 Tefhim-ul Kuran = Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamağa başladılar:

 Ümit Şimşek = Dönüp birbirlerini suçladılar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar.

 İskender Ali Mihr = Bunun üzerine birbirlerine, kınayarak karşılık verdiler.

 İlyas Yorulmaz = Onların bir kısmı, bir kısmını kınayarak karşılık verdi.