Önceki Ayet Sonraki Ayet  
38. Sûre Sâd/32

 فَقَالَ إِنِّي أَحْبَبْتُ حُبَّ الْخَيْرِ عَن ذِكْرِ رَبِّي حَتَّى تَوَارَتْ بِالْحِجَابِ

  Fe kâle innî ahbebtu hubbel hayri an zikri rabbî, hattâ tevârat bil hıcâb(hıcâbi).

Kelime Karşılaştırma
fe : böylece, artık
kâle : dedi
in-nî : gerçekten ben
ahbebtu : sevdim
hubbe : sevgi
el hayri : hayır, hayra ulaşma, daimî zikre ulaşma
an : den, dan
zikri rabbî : Rabbimin zikri
hattâ : hatta, olunca
tevâret : gizlendi
bi el hicâbi : perde ile
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (32-33) Süleyman, “Gerçekten ben malı, Rabbimi anmamı sağladığından dolayı çok severim” dedi. Nihayet gözden kaybolup gittikleri zaman , “Onları bana geri getirin” dedi. (Atlar gelince de) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Derken gerçekten de demişti, ben, güzel atları, Rabbimi anarak severim ve sonunda güneş, perde altına girmişti de.

 Abdullah Parlıyan = “Ben güzel olan herşeyi severim, çünkü Rabbimi bana hatırlatır” derdi. Atlar koşarak uzaklaşıp gözden kayboluncaya kadar, bu sözleri tekrarladı, daha sonra

 Adem Uğur = (32-33) Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları (atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.

 Ahmed Hulusi = (Onları seyrederken Süleyman kendi kendine düşündü) dedi ki: "Rabbimin zikrinden (müşahedesinden) atların sevgisine yönelip meşgul oldum". . . Nihayet (atlar gidip) gözden kayboldu!

 Ahmet Tekin = Süleyman: 'Ben hayırlı mal, hayırda kullanılacak mal sevgisini, at sevgisini Rabbimin kitabındaki emrinden, emrine bağlılığımdan dolayı benimsedim' dedi. Nihayet eğitim alanındaki atlar toz duman içinde gözden kayboldu.

 Ahmet Varol = Dedi ki: 'Doğrusu ben mal sevgisine kapıldım da, Rabbimin zikrinden geri kaldım.' [5] Nihayet (güneş) perdenin arkasına gizlendi.

 Ali Bulaç = O da demişti ki: "Gerçekten ben, mal (veya at) sevgisini Rabbimi zikretmekten dolayı tercih ettim." Sonunda bu atlar (koştular ve toz) perdesinin arkasına saklandılar.

 Ali Fikri Yavuz = O şöyle demişti: “- Beni bu mal (at) sevgisi, Rabbime ibadetden (ikindi namazını kılmaktan) alıkoydu.” Nihayet güneş batmıştı.

 Ali Ünal = (Onları bir süre izleyen Süleyman), “Benim bu atlara olan sevgim (bizzat onlar sebebiyle değil), Rabbimi hatırlattıkları ve O’nun adını yaymaya hizmet ettikleri içindir.” dedi. Ve atlar, gözden kayboluncaya kadar (onları izledi).

 Bayraktar Bayraklı = Süleyman, “Rabbimi hatırlattıklarından dolayı atları severim” dedi. Gözünden kaybolana kadar onlara baktı.

 Bekir Sadak = (32-33) Suleyman: «Dogrusu ben bu iyi mallari, Rabbimi anmayi sagladiklari, icin severim» demisti. Kosup, toz perdesi arkasinda kaybolduklari zaman: «Artik yeter, onlari bana geri getirin» dedi. Bacaklarini ve boyunlarini sivazlamaya baslamisti.

 Celal Yıldırım = O da, şüphesiz ben mal sevgisini Rabbımı anmama vesile olduğu için severim, demişti. Tâ ki toz perdesi ardında gözden kaybolmuşlardı..

 Cemal Külünkoğlu = (32-33) (Süleyman) şöyle demişti: “Ben güzel olan her şeyi severim, çünkü Rabbimi hatırlatır bana!” Sonunda bu atlar gözden kaybolup gittikleri zaman: “Onları bana geri getirin” dedi. (Atlar gelince de onların) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.

 Diyanet İşleri (eski) = (32-33) Süleyman: 'Doğrusu ben bu iyi malları, Rabbimi anmayı sağladıkları için severim' demişti. Koşup, toz perdesi arkasında kayboldukları zaman: 'onları bana getirin' dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başlamıştı.

 Diyanet Vakfi = (32-33) Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları (atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.

 Edip Yüksel = Dedi ki, 'Mal ve mülk sevgisi beni Rabbimi anmaktan alıkoydu. Ta ki, o (güneş) bir örtünün ardından kayboldu.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ben dedi, o hayır sevgisini rabbımın zikrinden sevdim, nihayet hıcaba gizlendi

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ben, at sevgisine, Rabbimi anmaktan ötürü tutuldum. Nihayet (atlar) hicaba gizlendi (ahırlara çekildi veya koşuda gözden kayboldular).

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Ben, dedi, at sevgisini, Rabbimi anmaktan ötürü tercih ettim.» Nihayet atlar perdenin arkasına gizlendi.

 Gültekin Onan = O da demişti ki: "Gerçekten ben, mal (veya at) sevgisini rabbimi zikretmekten dolayı tercih ettim." Sonunda bu atlar (koştular ve toz) perdesinin arkasına saklandılar.

 Harun Yıldırım = (32-33) Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. Onları tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.

 Hasan Basri Çantay = «Gerçek ben, mal (ya'ni at) sevgisine (sırf) Rabbimi zikretmek için düşdüm» demişdi. Nihayet (bu atlar) perdenin arkasına gizlenmiş (ler) di.

 Hayrat Neşriyat = Bu yüzden demişti ki: 'Doğrusu ben Rabbimin zikrinden (cihâda yarayışlı hayvanlar olmasından) dolayı hayra muhabbeti (o atları) sevdim.' Nihâyet (eğitilen o atlar sür'atle koştular da sanki ufukta) perdenin arkasına gizlendiler (gözden kayboldular).

 İbni Kesir = Demişti ki: Doğrusu ben, Rabbımı zikretmek için mal sevgisine düştüm. Nihayet perdenin arkasına gizlenmişti.

 Kadri Çelik = Dedi ki: “Doğrusu ben bu atların sevgisini, Rabbimi anmayı sağladıkları için sevdim.” Sonunda atlar (öylece koşarak) perdede (ufukta) görünmez oldular.

 Muhammed Esed = "Ben güzel olan her şeyi severim, çünkü Rabbimi bana hatırlatır!" derdi; (atlar koşarak uzaklaşıp) gözden kayboluncaya kadar (bu sözleri tekrarladı. Daha sonra,)

 Mustafa İslamoğlu = "Elbet ben güzel olan her şeyi severim" demişti, "çünkü bana Rabbimi hatırlatır!" Ta ki (bunu) atlar gözden kayboluncaya kadar tekrarladı.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Dedi ki: «Ben Rabbimin zikrinden dolayı hayrı severcesine (o atları) seviverdim.» Nihâyet (güneş veya atlar) hicap ile gizlenmiş oldu.

 Ömer Öngüt = Dedi ki: "Ben mal sevgisini Rabbimi anmama vesile olduğu için tercih ettim. " Tâ ki toz perdesi altında gözden kayboldular.

 Şaban Piriş = O da şöyle demişti: -Ben, malı, Rabbimin zikrine vesile olduğu için seviyorum. Sonunda atlar toz perdesinin arkasında kaybolmuştu.

 Sadık Türkmen = Ve demişti ki: “Gerçekten ben mal sevgisi (atları sevmek) ile meşgulken, Rabbimi anmaktan uzak kaldım.” Nihayet (atlar) perdenin arkasına girince;

 Seyyid Kutub = Süleyman, «Gerçekten ben at (mal) sevgisine Rabb'imi anmayı sağladıkları için düştüm» dedi. Atlar koşup toz perdesi arkasından kayboldular.

 Suat Yıldırım = (32-33) Onlarla ilgilenip "Ben Rabbimi hatırlattıkları için güzel şeyleri severim." dedi ve onlar gözden kayboluncaya dek onları seyredip durdu. Sonra: "Onları tekrar bana getirin!" deyip bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.

 Süleyman Ateş = "Ben, dedi, mal sevgisini, Rabbimi anmaktan (ötürü) tercih ettim." Nihâyet bu atlar perde ile gizlendi (koşup dağın arkasına düşmekle gözden kayboldu).

 Tefhim-ul Kuran = O da demişti ki: «Gerçekten ben, mal (veya at) sevgisini Rabbimi zikretmekten dolayı tercih ettim.» Sonunda bu atlar (koştular ve toz) perdesinin arkasına saklandılar.

 Ümit Şimşek = Süleyman, 'Rabbimi hatırlattığı için mal sevgisi bana hoş geliyor' dedi. Nihayet atlar gözden kayboldular.

 Yaşar Nuri Öztürk = Dedi: "Servet sevgisini, Rabbimi anmak için benimsedim." Nihayet Güneş perde ardına çekildi.

 İskender Ali Mihr = Bunun üzerine dedi ki: "Muhakkak ki ben, (onları) Rabbimi zikrettiğim için hayır (hayra, daimî zikre ulaşanların) sevgisi ile seviyorum." (Atlar tozu dumana katıp koşarak toz) perdesinin arkasında kaybolunca.

 İlyas Yorulmaz = Atlar gözden kayboluncaya kadar “Bana Rabbimi hatırlatmalarından dolayı, sahip olduğum bu malları çok seviyorum” demişti.