Önceki Ayet Sonraki Ayet  
80. Sûre Abese/33

 فَإِذَا جَاءتِ الصَّاخَّةُ

  Fe izâ câetis sâhhatu.

Kelime Karşılaştırma
fe : fakat
izâ : olduğu zaman
câet(i) : geldi
es sâhhatu : sağır edici büyük gürleme
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (33-37) Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Derken âdetâ kulakları sağır eden o bağırış gelip çattı mı.

 Abdullah Parlıyan = Derken kulakları sağır edercesine gelecek olan kıyametin çağrısı duyulunca…

 Adem Uğur = Kulakları sağır eden o ses geldiğinde,

 Ahmed Hulusi = O korkunç sayha duyulduğunda,

 Ahmet Tekin = Kulakları sağır eden o ses geldiğinde herkesin derdi vardır.

 Ahmet Varol = Ancak o kulakları sağır edercesine şiddetli gürültü geldiği zaman,

 Ali Bulaç = Fakat 'kulakları patlatırcasına olan o gürleme' geldiği zaman,

 Ali Fikri Yavuz = Amma kıyamet sayhası geldiği zaman,

 Ali Ünal = Ama nihayet, kulakları patlatacak çığlığın vakti geldiğinde,

 Bayraktar Bayraklı = Kulakları sağır eden o ses geldiğinde,

 Bekir Sadak = O muazzam gurultu, kiyamet kopup geldigi zaman;

 Celal Yıldırım = Kulakları sağırlaştıracak o Kıyamet gürültüsü geldiğinde ;

 Cemal Külünkoğlu = Kulakları sağırlaştıracak o kıyamet gürültüsü geldiği zaman.

 Diyanet İşleri (eski) = O muazzam gürültü, kıyamet kopup geldiği zaman;

 Diyanet Vakfi = Kulakları sağır eden o ses geldiğinde,

 Edip Yüksel = Sonra, o müthiş patlama gerçekleşince,

 Elmalılı Hamdi Yazır = Amma geldiği vakıt o Sahha (o sayhasını dinletecek belâ)

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ama o sayha (gürültüsünü dinletecek bela) geldiği zaman,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kulakları sağır eden o gürültü geldiğinde,

 Gültekin Onan = Fakat 'kulakları patlatırcasına olan o gürleme' geldiği zaman,

 Harun Yıldırım = O muazzam gürültü, kıyamet kopup geldiği zaman;

 Hasan Basri Çantay = Kulakları sağır eden o ses geldiğinde,

 Hayrat Neşriyat = Derken (kulakları sağır eden) o şiddetli gürültü (Sûr’a ikinci üfürülüş) geldiği zaman!

 İbni Kesir = O büyük gürültü geldiği zaman;

 Kadri Çelik = Fakat kulakları sağır eden o ses geldiğinde.

 Muhammed Esed = Ve böylece, (yeniden dirilmenin) o kulakları sağır eden çağrısı duyulduğunda,

 Mustafa İslamoğlu = Ve nihayet kulakları sağır eden o (mahşer) çığlığı koptuğunda;

 Ömer Nasuhi Bilmen = Sonra o pek kuvvetli sayha geldiği vakit.

 Ömer Öngüt = Çarpınca kulakları sağır eden o gürültü geldiği zaman!

 Şaban Piriş = O büyük gürültü geldiği zaman,

 Sadık Türkmen = Okulaklari sağır edici ses geldiği zaman;

 Seyyid Kutub = Kulakları sağır edercesine yüksek o gürültü geldiği zaman.

 Suat Yıldırım = Ama vakti gelip de o kulakları patlatan dehşetli gün geldiği zaman

 Süleyman Ateş = Sonra o pek kuvvetli sayha geldiği vakit.

 Tefhim-ul Kuran = Fakat 'kulakları patlatırcasına olan o gürleme' geldiği zaman,

 Ümit Şimşek = O müthiş ses kulaklara çarptığında,

 Yaşar Nuri Öztürk = Şiddetle çarpanın çıkardığı korkunç ses geldiğinde,

 İskender Ali Mihr = Fakat o sahha (sağır edici büyük gürleme) geldiği zaman.

 İlyas Yorulmaz = Sonra, kıyameti bildiren o ses (sura üfürüldüğünde) geldiğinde.