Önceki Ayet Sonraki Ayet  
50. Sûre Kâf/34

 ادْخُلُوهَا بِسَلَامٍ ذَلِكَ يَوْمُ الْخُلُودِ

  Udhulûhâ bi selâm(selâmin), zâlike yevmul hulûd(hulûdi).

Kelime Karşılaştırma
udhulû-hâ : ona girin
bi selâmin : esenlik ve barış (selâm) ile
zâlike : bu
yevmu : gün
el hulûdi : ebedîlik
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Oraya esenlikle girin. İşte bu, ebedîlik günüdür.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Esenlikle girin oraya; bugün, ebedîlik günü.

 Abdullah Parlıyan = Bu cennete huzur içinde girin, bu ebedi hayatın başladığı gündür.

 Adem Uğur = Oraya selâmetle girin. İşte bu, ebedî yaşamanın başladığı gündür

 Ahmed Hulusi = Selâm olarak (Selâm isminin işaret ettiği özelliği yaşayarak) girin ona. . . İşte bu sonsuz yaşam sürecidir!

 Ahmet Tekin = Haydi selâm ile, selâmetle girin cennete! İşte bu ebedî hayatın başladığı gündür.

 Ahmet Varol = Oraya esenlikle girin. İşte bu sonsuzluk günüdür.'

 Ali Bulaç = "Ona 'esenlik ve barış (selam)la' girin. Bu, ebedilik günüdür."

 Ali Fikri Yavuz = Selâmetle girin oraya (cennete); bu sonsuzluk günüdür.

 Ali Ünal = “Şimdi girin oraya selâmetle ve her türlü kötülükten emniyet içinde. Artık bugün, ölümün olmadığı sonsuzluk günüdür.”

 Bayraktar Bayraklı = Oraya esenlikle giriniz. İşte bu, süreli yaşamın başladığı gündür.

 Bekir Sadak = (32-34) Onlara: «Iste bu cennet, Allah'a yonelen, O'nun buyruklarina riayet eden; gormedigi Rahman'dan korkan, Allah'a yonelmis bir kalble gelen sizlere, hepinize soz verilen yerdir. Oraya esenlikle girin; iste sonsuzluk gunu budur» denir.

 Celal Yıldırım = Oraya selâmetle girin. İşte bu, sonsuzluk günüdür.

 Cemal Külünkoğlu = (34-35) Buraya (cennete) huzur içinde girin. Bu, ebedi hayatın başladığı gündür! Orada kendileri için diledikleri her şey vardır. (Biliniz ki) yanımızda daha fazlası da vardır.

 Diyanet İşleri (eski) = (32-34) Onlara: 'İşte bu cennet, Allah'a yönelen, O'nun buyruklarına riayet eden; görmediği Rahman'dan korkan, Allah'a yönelmiş bir kalble gelen sizlere, hepinize söz verilen yerdir. Oraya esenlikle girin; işte sonsuzluk günü budur' denir.

 Diyanet Vakfi = Oraya selâmetle girin. İşte bu, ebedî yaşamanın başladığı gündür

 Edip Yüksel = Oraya esenlikle girin; bu, sonsuz yaşama günüdür.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Girin ona bir selâm ile, bu işte o hulûd günü

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Girin oraya selametle! Budur işte o sonsuzluk günü.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Şimdi selam ve selametle oraya girin. İşte sonsuzluk günü budur.»

 Gültekin Onan = "Ona 'esenlik ve barış (selam)la' girin. Bu, ebedilik günüdür."

 Harun Yıldırım = “Oraya selametle girin. Bu, ebedilik günüdür.”

 Hasan Basri Çantay = Selâmetle girin oraya, işte bu, ebedîlik günüdür.

 Hayrat Neşriyat = 'Oraya selâmetle girin! Bu, ebedîlik günüdür!'

 İbni Kesir = Selemetle girin oraya. İşte bu, ebediyet günüdür.

 Kadri Çelik = “Ona (cennete) esenlikle girin. Bu, ebedilik günüdür.”

 Muhammed Esed = Bu (cennete) huzur içinde girin; bu, ebedi hayatın başladığı Gündür!"

 Mustafa İslamoğlu = Oraya tarifsiz bir huzur içinde girin! İşte bu ebedi ikamet günüdür" (denilecek).

 Ömer Nasuhi Bilmen = (34-35) Ona selâmetle giriveriniz. İşte bu, ebediyyet günüdür. Onlar için orada ne dilerlerse vardır ve Bizim nezdimizde ise ziyâdesi (de) vardır.

 Ömer Öngüt = "Oraya esenlikle girin! İşte bu ebedî yaşama günüdür. "

 Şaban Piriş = Oraya esenlikle girin, bugün sonsuzluk günüdür.

 Sadık Türkmen = “esenlikle oraya girin! İşte bu, sonsuzluk günüdür” (denilecek).

 Seyyid Kutub = Oraya esenlikle girin; işte sonsuzluk günü budur denir.

 Suat Yıldırım = "Haydi selâmetle girin oraya, bugün artık ebediyet günüdür."

 Süleyman Ateş = "Ona selâm (esenlik) ile girin. Bu, süreklilik günüdür!"

 Tefhim-ul Kuran = «Ona 'esenlik ve barış (selam)la' girin. Bu, ebedilik günüdür.»

 Ümit Şimşek = Esenlikle girin oraya; bugün ebediyet günüdür.

 Yaşar Nuri Öztürk = Esenlikle girin oraya! Sonsuzlaşma günüdür bu.

 İskender Ali Mihr = Oraya selâmla (selametle) girin. İşte bu ebediyyet (sonsuzluk) günüdür.

 İlyas Yorulmaz = “Ebedi hayatın olduğu bu günde, güvenlik içinde oraya (cennete) girin” denir.