Önceki Ayet Sonraki Ayet  
40. Sûre Mü’min/35

 الَّذِينَ يُجَادِلُونَ فِي آيَاتِ اللَّهِ بِغَيْرِ سُلْطَانٍ أَتَاهُمْ كَبُرَ مَقْتًا عِندَ اللَّهِ وَعِندَ الَّذِينَ آمَنُوا كَذَلِكَ يَطْبَعُ اللَّهُ عَلَى كُلِّ قَلْبِ مُتَكَبِّرٍ جَبَّارٍ

  Ellezîne yucâdilûne fî âyâtillâhi bi gayri sultânin etâhum, kebure makten indallâhi ve indellezîne âmenû, kezâlike yatbaullâhu alâ kulli kalbi mutekebbirin cebbâr(cebbârin).

Kelime Karşılaştırma
ellezîne : onlar
yucâdilûne : mücâdele ediyorlar, çekişiyorlar
fî âyâti allâhi : Allah’ın âyetleri hakkında
bi gayri : olmaksızın, olmadığı halde
sultânin : sultan, güç, delil
etâ-hum : onlara geldi
kebure : büyük oldu
makten : şiddetli kızgınlık, öfke, gadap
indallâhi (inde allâhi) : Allah’ın indinde, katında
ve : ve
inde : indinde, katında
ellezîne : onlar
âmenû : âmenû oldular, îmân ettiler
kezâlike : işte böyle
yatbau : tabeder, mühürler
allâhu : Allah
alâ kulli : hepsinin üzerine
kalbi : kalp
mutekebbirin : mütekebbir, büyüklenen, kibirlenen
cebbârin : zorba, zorlayıcı
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onlar kendilerine gelmiş hiçbir delil olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında tartışan kimselerdir. Bu ise Allah katında ve iman edenler katında büyük öfke ve gazap gerektiren bir iştir. Allah, her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Öyle kişilerdir onlar ki kendilerine hiçbir kesin delil gelmediği halde Allah'ın delilleri hakkında çekişmiye girişirler; Allah katında da bir nefrete ve buğza uğrarlar, inananlar katında da; Allah, her kibirli ve cebbar kişinin gönlünü böyle mühürler işte.

 Abdullah Parlıyan = Onlar ki, Allah'ın ayetleri konusunda, kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. Bu Allah katında da, iman edenler yanında da büyük bir öfke sebebidir. İşte Allah, her kibirli zorbanın kalbini böylece mühürler.

 Adem Uğur = Kendilerine gelmiş hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın âyetleri hakkında mücadele edenler gerek Allah yanında, gerekse iman edenler yanında büyük bir nefretle karşılanır. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.

 Ahmed Hulusi = Onlar ki kendilerine gelmiş reddedilemez bir delil olmaksızın Allâh'ın işaretleri hakkında mücadele ederler. . . (Bu durum) hem Allâh indînde ve hem de iman edenlerin indînde şiddetli gazaba sebep oldu. . . Böylece Allâh, her kibirlenen, zorba bilinci kilitler.

 Ahmet Tekin = Kendilerine gelmiş hiçbir delil, hiçbir ferman, hiçbir yetki olmadığı halde, Allah’ın âyetleriyle ilgili tartışma açanlar, Allah katında ne büyük gazaba uğrayacaklar. İman edenler yanında da ne büyük öfkeyle karşılanır. Allah kendilerinde bir güç gören, zorbaların, diktatörlerin, kalplerini, kafalarını işte böyle anlayışsız hale getirir.

 Ahmet Varol = Onlar ki, kendilerine gelmiş açık bir delil olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında mücadele ederler. Bu Allah katında da iman edenlerin yanında da büyük bir öfkeye yolaçar. İşte Allah her kibirli zorbanın kalbini böyle mühürler.'

 Ali Bulaç = "Ki onlar, Allah'ın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu,) Allah katında da, iman edenler katında da büyük bir öfke (sebebi)dir. İşte Allah, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle mühürler."

 Ali Fikri Yavuz = (O Şübheciler), o kimselerdir ki, kendilerine (Allah’dan) gelmiş hiçbir delil olmaksızın Allah’ın ayetlerinde mücadele ederler. Bu, hem Allah katında, hem iman edenler yanında en büyük buğzu gerektirir. İşte Allah her mütekebbir zorbanın kalbini böyle mühürler.”

 Ali Ünal = “Böyleleri, kendilerine ulaşmış hiçbir delil, verilmiş hiçbir yetki olmadığı halde, Allah’ın (kâinattaki, bizzat kendi içlerindeki ve Kitabındaki) âyetleri hakında ileri geri konuşur ve tartışırlar. Onların bu hareketleri, hem Allah nazarında, hem de iman edenler nazarında pek kötü, pek çirkin bir davranıştır. Allah, her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler.”

 Bayraktar Bayraklı = Onlar, kendilerine gelmiş hiçbir delil olmadan Allah'ın âyetleri hakkında tartışırlar. Bu, Allah katında da inananlar katında da büyük nefrete sebep olur. Allah, kibirli her zorbanın kalbini böyle mühürler.

 Bekir Sadak = «Bunlar, Allah'in ayeterini uzerinde kendilerine gelmis bir delil bulunmadan tartisirlar. Bu, Allah katinda da, inananlarin yaninda da ofkeyi arttirir. Allah, buyukluk taslayan her zorbanin kalbini bundan dolayi muhurler.»

 Celal Yıldırım = O şüpheciler ki, kendilerine gelmiş bir delîl ve belge olmaksızın Allah'ın âyetleri hakkında tartışıp durdular. Allah yanında da, imân edenler yanında da (bu) büyük bir öfke ve nefrettir! İşte Allah, kendini beğenmiş her zorbanın kalbini böyle mühürler.

 Cemal Külünkoğlu = Bunlar, Allah'ın ayetleri üzerinde kendilerine gelmiş bir delil bulunmadan tartışırlar. Bu Allah katında da, inananların yanında da öfkeyi artırır. Allah büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.

 Diyanet İşleri (eski) = 'Bunlar, Allah'ın ayetleri üzerinde kendilerine gelmiş bir delil bulunmadan tartışırlar. Bu, Allah katında da, inananların yanında da öfkeyi arttırır. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini bundan dolayı mühürler.'

 Diyanet Vakfi = Kendilerine gelmiş hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın âyetleri hakkında mücadele edenler gerek Allah yanında, gerekse iman edenler yanında büyük bir nefretle karşılanır. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.

 Edip Yüksel = ALLAH'ın ayet ve mucizelerine karşı, hiç bir delile sahip olmadan tartışanlar, hem ALLAH katında ve hem de inananlar katında büyük bir öfkeye muhataptır. ALLAH her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Onlar ki kendilerine gelmiş bir bürhan olmaksızın Allahın âyetlerinde mücadele ederler, Allah yanında ve iymanı olanlar ındinde mebğuz olmak için ne büyük huy, işte Allah her cebbar mütekebbirin kalbini öyle bir tabiat ile mühürler

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlar ki, kendilerine gelmiş bir delil olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında mücadele ederler. Allah katında ve imanı olanların yanında kin beslenmesi için ne büyük huy! İşte Allah, her zorba, böbürlenen kimsenin kalbini öyle bir tabiat ile mühürler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar, kendilerine gelmiş bir delil olmaksızın, Allah'ın âyetleri hakkında mücadele ederler. Bu durum, Allah katında ve iman edenler yanında büyük bir buğzu gerektirir. İşte Allah, her böbürlenen zorbanın kalbini öyle bir tabiat ile mühürler.

 Gültekin Onan = "Ki onlar, Tanrı'nın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu) Tanrı katında da, inananlar katında da büyük bir öfke (sebebi)dir. İşte Tanrı, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle mühürler."

 Harun Yıldırım = Kendilerine gelmiş hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın âyetleri hakkında mücadele edenler gerek Allah yanında, gerekse iman edenler yanında büyük bir nefretle karşılanır. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.

 Hasan Basri Çantay = «Onlar, kendilerine gelmiş hiçbir hüccet olmadığı halde Allahın âyetleri hakkında mücâdele edenlerdir. Gerek Allah indinde, gerek îman edenler katında (buna) buğz büyümüşdür. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler».

 Hayrat Neşriyat = Onlar ki, kendilerine gelmiş bir delîl olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında mücâdele ederler. (Bu,) Allah katında da, îmân edenlerin yanında da nefret cihetiyle büyük olmuştur. İşte Allah, (kendisine) büyüklük taslayan her zorbanın kalbini (kendi kibri ve bunda ısrarı üzerine) böyle mühürler!

 İbni Kesir = Onlar ki; kendilerine gelmiş bir huccet bulunmaksızın Allah'ın ayetleri üzerinde tartışırlar. Bu, Allah katında da, iman edenlerin yanında da öfkeyi arttırır. Ve böylece Allah; büyüklük taslayan her zorbanın kalbini mühürler.

 Kadri Çelik = “Onlar Allah'ın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu,) Allah katında da, iman edenler katında da büyük bir nefretle karşılanır. İşte Allah, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle damgalar.”

 Muhammed Esed = Hiçbir delilleri olmadan Allah'ın mesajlarını sorgulayanları (da): hem Allah'ın, hem de iman etmiş olanların gözünde son derece çirkin (bir günah). Allah, bütün kibirli zorbaların kalbini işte böyle mühürler."

 Mustafa İslamoğlu = Bu gibiler kendilerine ulaşmış hiçbir belge ve yetki olmadan Allah'ın ayetleri hakkında ileri geri konuşurlar: (bu) hem Allah katında, hem de iman edenler nezdinde büyük bir bayağılaşmadır: İşte Allah her kibirli zorbanın kalbini böyle mühürler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Onlar ki, kendilerine gelmiş hiçbir bürhan olmaksızın Allah'ın âyetlerinde mücadelede bulunurlar. Allah indinde ve imân edenlerin indinde büyük bir gazap (vesilesi) olmuştur. İşte Allah, her mütekebbir, cebbâr olanın kalbini öyle mühürler.

 Ömer Öngüt = Onlar kendilerine gelmiş hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın âyetleri hakkında tartışırlar. Gerek Allah katında gerek iman edenlerin yanında bu davranışa karşı kızgınlık ve öfke büyümüştür. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.

 Şaban Piriş = Bu kimseler, Allah’ın ayetleri hakkında, kendilerine gelen bir delil olmadığı halde tartışır dururlar. Bu, Allah katında da, iman edenlerin yanında da büyük kızgınlık sebebidir. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.

 Sadık Türkmen = Onlar Allah’ın ayetleri hakkında, kendilerine gelmiş bir delil olmaksızın mücadele ederler. Allah katında ve inanan kimselerin yanında büyük bir hoşnutsuzluk doğurur! İşte böylece Allah her kibirli zorbanın kalbine yalnızlık verir.”

 Seyyid Kutub = Bunlar, Allah'ın ayetleri üzerinde kendilerine gelmiş bir delil bulunmadan tartışırlar. Bu Allah katında da, inananların yanında da öfkeyi artırır. Allah büyüklük taslayan her zorbanın kalbini bundan dolayı mühürler.

 Suat Yıldırım = Kendilerine ulaşmış hiçbir delile dayanmaksızın Allah’ın âyetleri hakkında ileri geri tartışanların bu hareketleri, hem Allah indinde, hem de iman edenler yanında pek büyük bir gazaba yol açar. İşte Allah, her kibirli ve zorbanın kalbini böylece mühürler.

 Süleyman Ateş = Onlar ki kendilerine gelmiş bir delil olmadan Allâh'ın âyetleri hakkında tartışırlar. (Bu hareketleri) Gerek Allâh yanında, gerek inananlar yanında (onlara karşı) ne büyük bir kızgınlık (doğurur)! İşte Allâh, her kibirli zorbanın kalbini böyle mühürler."

 Tefhim-ul Kuran = «Ki onlar, Allah'ın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu,) Allah katında da, iman edenler katında da büyük bir öfke (sebebi)dir. İşte Allah, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle damgalar.»

 Ümit Şimşek = Onlar, kendilerine ulaşmış hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın âyetleri hakkında tartışanlardır. Bu ise Allah katında da, iman edenler yanında da büyük bir gazap nedenidir. Büyüklük taslayan herbir zorbanın kalbini Allah işte böyle mühürler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Kendilerine gelmiş bir kanıt olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında mücadele edenlerin durumu, hem Allah katında hem de inananların katında büyük bir öfke konusu olmuştur. Allah, tüm zorba, kibirli kalpler üzerine işte böyle mühür basıyor.

 İskender Ali Mihr = Onlar kendilerine bir sultan (bir delil) gelmediği halde, Allah’ın âyetleri hakkında mücâdele ederler. Gadap, Allah’ın ve âmenû olanların (Allah’a ulaşmayı dileyenlerin) indinde büyük oldu. Allah bütün zorba mütekebbirlerin kalbinin üzerini işte böyle tabeder (açılmamak üzere mühürler).

 İlyas Yorulmaz = Ellerinde, onlara gelen kesin olarak doğrulayacak bir delil olmadığı halde, Allah’ın ayetleri ile mücadele edenler, Allah’ın katında ve iman edenlerin yanında büyük bir öfke kazanmışlardır. İşte bundan dolayı Allah, bütün kibirlenenlerin kalplerini mühürlemiştir.