Önceki Ayet Sonraki Ayet  
37. Sûre Sâffât/38

 إِنَّكُمْ لَذَائِقُو الْعَذَابِ الْأَلِيمِ

  İnnekum le zâikûl azâbil elîm(elîmi).

Kelime Karşılaştırma
Inne-kum : muhakkak siz
le : elbette, mutlaka
zâikû : tadacak olanlar
el azâbi : azap
el elîmi : elîm, acı
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Şüphesiz siz mutlaka elem dolu azabı tadacaksınız.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Hiç şüphe yok ki o elemli azâbı tadacaksınız elbet.

 Abdullah Parlıyan = Bakın, siz öteki dünyada acıklı azabı tadacaksınız.

 Adem Uğur = Kuşkusuz siz acı azabı tadacaksınız.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki siz o feci azabı tadıcılarsınız!

 Ahmet Tekin = Elbette siz can yakıp inleten müthiş azâbı tadacaksınız.

 Ahmet Varol = Şüphesiz siz acıklı azabı tadacaksınız.

 Ali Bulaç = Şüphesiz, siz, acı azabı tadıcılarsınız."

 Ali Fikri Yavuz = Elbette siz (ey Mekke halkı, tekzib etmekle) o acıklı azabı tadacaksınız.

 Ali Ünal = Ama açık ki siz, o acı azabı tatmaya mahkûm bulunuyorsunuz; (bulunuyorsunuz ki, böyle davranıyorsunuz).

 Bayraktar Bayraklı = Şüphesiz siz acı azabı tadacaksınız.

 Bekir Sadak = suphesiz siz can yakici azabi tadacaksiniz.

 Celal Yıldırım = Ve sizler, elbette elem verici azabı tadacaksınız.

 Cemal Külünkoğlu = (38-39) Muhakkak ki siz elem dolu azabı tadacaksınız. Aslında siz sadece yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz.

 Diyanet İşleri (eski) = Şüphesiz siz can yakıcı azabı tadacaksınız.

 Diyanet Vakfi = Kuşkusuz siz acı azabı tadacaksınız.

 Edip Yüksel = Siz elbette acı azabı tadacaksınız.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Elbette siz o elîm azâbı tadacaksınız

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Elbette siz o acı azabı tadacaksınız.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Elbette siz o acı azabı tadacaksınız.

 Gültekin Onan = Şüphesiz, siz, acı azabı tadıcılarsınız.

 Harun Yıldırım = Kuşkusuz siz acı azabı tadacaksınız.

 Hasan Basri Çantay = Elbette siz o acıklı azâbı tadıcısınız.

 Hayrat Neşriyat = Muhakkak ki siz, o elemli azâbı gerçekten tadıcılarsınız.

 İbni Kesir = Elbette siz, elim azabı tadacaksınız.

 Kadri Çelik = Hiç tartışmasız, siz, acıklı azabı tadıcılarsınız.

 Muhammed Esed = Bakın siz, (öteki dünyada) acıklı azabı tadacaksınız,

 Mustafa İslamoğlu = Şu kesin ki siz, acıklı bir azabı hak ettiniz;

 Ömer Nasuhi Bilmen = (38-39) Şüphe yok ki, siz elbette o pek acıklı azabı tadıcılarsınız. Ve siz, başka şeyle değil, ancak yapar olduğunuz şeyler ile (cezalandırılacaksınız).

 Ömer Öngüt = Şüphesiz ki siz o pek acıklı azabı tadacaksınız.

 Şaban Piriş = Siz ise, o acı veren azabı tadacaksınız.

 Sadık Türkmen = Şüphesiz siz, acıklı azabı tadıcılarsınız.

 Seyyid Kutub = Şüphesiz siz can yakıcı azabı tadacaksınız.

 Suat Yıldırım = (38-39) Siz yarın âhirette elbette o acı azabı tadacaksınız. Ama aslında siz sadece yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz (yoksa size bundan fazla bir azap verilmeyecek).

 Süleyman Ateş = "Siz acı azâbı tadacaksınız!"

 Tefhim-ul Kuran = Hiç tartışmasız, siz, acıklı azabı tadıcılarsınız.»

 Ümit Şimşek = O acı azabı mutlaka tadacaksınız.

 Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun, siz o acıklı azabı mutlaka tadacaksınız!

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki siz, elîm azabı mutlaka tadacak olanlarsınız.

 İlyas Yorulmaz = Elbetteki siz bu tutumunuzla can yakıcı bir azabı tadacaksınız.