Önceki Ayet Sonraki Ayet  
31. Sûre Lokman/4

 الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُم بِالْآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ

  Ellezîne yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve hum bil âhırati hum yûkinûn(yûkinûne).

Kelime Karşılaştırma
ellezîne : o kimseler, onlar
yukîmûne : ikame ederler
es salâte : namaz
ve yu’tûne : ve verirler
ez zekâte : zekât
ve hum : ve onlar
bi el âhıreti : ahirete
hum : onlar
yûkinûne : kesin olarak inanırlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onlar; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren kimselerdir. Onlar ahirete de kesin olarak inanırlar.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Onlar, namaz kılarlar ve zekât verirler ve âhirete de iyice inanmışlardır.

 Abdullah Parlıyan = Onlar ki, namazlarında duyarlı ve devamlıdırlar ve karşılıksız yardım olan zekatı verirler ve ahirete de kesin bir inanç besleyerek bağlanmışlardır.

 Adem Uğur = O kimseler, namazı kılarlar, zekâtı verirler; onlar ahirete de kesin olarak iman ederler.

 Ahmed Hulusi = Onlar ki, salâtı ikame ederler ve zekâtı verirler; onlar sonsuz geleceklerine ikân sahipleridir.

 Ahmet Tekin = Onlar namazı adâbına riayet ederek, aksatmadan kılanlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verenler, âhiretin, ebedî yurdun varlığını delilleriyle, gerekçeleriyle bilerek kesinlikle inananlardır.

 Ahmet Varol = Onlar namazı kılar, zekatı verirler ve onlar ahirete kesin olarak inanırlar.

 Ali Bulaç = Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete inanırlar.

 Ali Fikri Yavuz = (Güzel iş yapanlar muhsinler) o kimselerdir ki, namazı gereği üzre kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete de onlar yakinen (şüphesiz) iman ederler.

 Ali Ünal = Onlar, namazı bütün şartlarına riayet ederek, aksatmadan ve vaktinde kılar ve malî sorumluluklarını tam olarak yerine getirirler; Âhiret’e de şüphe götürmez bir kesinlikle inanırlar.

 Bayraktar Bayraklı = Güzeli hayata geçirenler, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler; onlar âhirete de kesin olarak iman ederler.

 Bekir Sadak = O kimseler namazi kilarlar, zekati verirler; ahirete de yakinen inanirlar.

 Celal Yıldırım = Onlar ki, namazı vaktinde dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar evet onlar Âhiret'e kesinlikle inanırlar.

 Cemal Külünkoğlu = O (güzel davrana)nlar; namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar ahirete de kesin olarak inanırlar.

 Diyanet İşleri (eski) = O kimseler namazı kılarlar, zekatı verirler; ahirete de yakinen inanırlar.

 Diyanet Vakfi = O kimseler, namazı kılarlar, zekâtı verirler; onlar ahirete de kesin olarak iman ederler.

 Edip Yüksel = Onlar ki namazı gözetirler, zekatı verirler; ahiret hakkında da kuşkuları yoktur.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ki namazı kılarlar ve zekâtı verirler, Âhırete de onlar yakîn edinirler

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = ki (onlar) namazı kılar, zekatı verirler, ahirete de kesin inanç edinirler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler, âhirete de kesin olarak inanırlar.

 Gültekin Onan = Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete (iman ederler).

 Harun Yıldırım = O kimseler, namazı kılarlar, zekâtı verirler; onlar ahirete de kesin olarak iman ederler.

 Hasan Basri Çantay = (O ihsan erbabı) ki onlar dosdoğru namazı kılanlar, zekâtı verenlerdir. Onlar âhirete yakıyn (ya'ni katî insan) haasıl edenlerin de ta kendileridir.

 Hayrat Neşriyat = Onlar ki, namazı hakkıyla edâ ederler ve zekâtı verirler; onlar, âhirete de gerçekten kat'î olarak îmân edenlerdir.

 İbni Kesir = Onlar ki; namaz kılarlar, zekat verirler ve onlar ahirete de yakınen inanırlar.

 Kadri Çelik = Onlar namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete inananlardır.

 Muhammed Esed = onlar ki namazlarında kararlılık gösterir ve karşılıksız yardımda bulunurlar: çünkü onlar içlerinde öteki dünyaya kesin bir inanç besleyenlerdir.

 Mustafa İslamoğlu = onlar ki namazı hakkını vererek eda ederler, arınıp yücelmek için ödenmesi gereken bedeli öderler; zira onlar ahirete inananların ta kendisidirler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Onlar ki, namazı ikame ederler ve zekâtı verirler ve onlar, ahirete kat'i surette inanırlar.

 Ömer Öngüt = Onlar ki namazı kılarlar, zekâtı verirler ve onlar ahirete de kesin olarak iman ederler.

 Şaban Piriş = Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler ve onlar ahirete yakinen inananlardır.

 Sadık Türkmen = Onlar ki; namazı gereği gibi kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete de kesin olarak inanırlar.

 Seyyid Kutub = İşte onlar ki, namaz kılarlar, zekât verirler, ahirete de kesin olarak inanırlar.

 Suat Yıldırım = Onlar namazı hakkıyla ifa ederler, zekâtı verirler, âhirete de tam olarak iman ederler.

 Süleyman Ateş = Onlar ki namazı kılarlar, zekâtı verirler ve onlar âhirete de kesin olarak inanırlar.

 Tefhim-ul Kuran = Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete inananlardır.

 Ümit Şimşek = Onlar namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler; âhirete de onların tam ve kesin bir imanı vardır.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ki onlar namazı kılarlar, zekâtı verirler. Ve onlar âhirete de gözle görmüşçesine inanırlar.

 İskender Ali Mihr = Onlar, namazı ikame ederler (namaz kılarlar) ve zekâtı verirler. Ve onlar, ahirete (Allah’a ulaşmaya) yakîn hasıl ederler (kesinlikle inanırlar).

 İlyas Yorulmaz = O, iyi ve güzel davrananlar, namazlarını kılarlar, zekâtlarını verirler ve ahirete inançları da kesindir.