Önceki Ayet Sonraki Ayet  
13. Sûre Ra’d/40

 وَإِن مَّا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ الَّذِي نَعِدُهُمْ أَوْ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِنَّمَا عَلَيْكَ الْبَلاَغُ وَعَلَيْنَا الْحِسَابُ

  Ve in mâ nuriyenneke ba’dallezî neiduhum ev neteveffeyenneke fe innemâ aleykel belâgu ve aleynâl hisâb(hisâbu).

Kelime Karşılaştırma
ve in mâ : ve eğer, şâyet, ya (veya) ... şey, şeyler
nuriyenne-ke : sana gösteririz
ba’da : bazı, bir kısmı
ellezî neidu-hum : onlara vaadettiğimizi
ev neteveffeyenne-ke : veya seni vefat ettiririz
fe innemâ : artık sadece
aleyke el belâgu : tebliğ senin üzerine
ve aleynâ el hisâbu : ve hesap bizim üzerimize, bize ait
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onlara va’dettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de, (göstermeden) senin ruhunu alsak da senin görevin sadece tebliğ etmektir. Hesap görmek ise bize aittir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Onlara vaat ettiğimiz şeylerin bir kısmını sana göstersek de sana düşen vazife, ancak tebliğdir, seni öldürsek de ve hesap, bize âittir.

 Abdullah Parlıyan = Şimdi onlara vaadettiğimiz azabın bir kısmının başlarına geldiğini, ister sana sağlığında gösterelim, ister bundan önce seni öldürelim, her iki durumda da sana düşen, ancak mesajı tebliğ etmek, duyurmaktır. Hesap görmek ise, bize aittir.

 Adem Uğur = Biz, onlara vâdettiğimizin (azabın) bir kısmını sana göstersek de veya (ondan önce) seni öldürürsek de sana ancak (Allah'ın emirlerini) tebliğ etmek düşer. Hesap yalnız bize aittir.

 Ahmed Hulusi = Onlara vadettiğimizin bazısını sana (yaşarken) göstersek yahut (göremeden) seni vefat ettirsek, (gene de işlevin değişmez) sana sadece tebliğ etmek düşer. . . Yaptıklarının sonucunu yaşatmaksa bize aittir!

 Ahmet Tekin = Onlara yaptığımız vaatlerin, tehditlerin bir kısmını sana göstersek veya ondan önce senin ruhunu alarak ölümünü gerçekleştirsek bile, sana ancak Allah’ın emirlerini tebliğ etmek düşer. Hesap yalnız bizim huzurumuzda görülecektir.

 Ahmet Varol = Onlara vaadettiklerimizin bazılarını sana göstersek de senin canını alsak da sana düşen sadece tebliğdir. Hesap görmek ise bize aittir.

 Ali Bulaç = Onlara (azab olarak) va'dettiklerimizden bir kısmını sana göstersek de, senin hayatına son versek de, sana düşen yalnızca tebliğdir ve hesap da bize aittir.

 Ali Fikri Yavuz = Onlara vaad ettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de, seni (bundan önce) vefat ettirsek de, ey Rasûlüm sana düşen ancak tebliğdir. Hesaba çekip ceza vermek de yalanız bize aittir.

 Ali Ünal = Onlara yaptığımız tehditlerin bir kısmını sen hayatta iken yerine getirip sana göstersek de veya sen bunların hiç birini görmeden seni vefat ettirsek de, her halükârda sana düşen tam bir tebliğ, Bize ait olan ise neticeyi tayin ve herkese hak ettiğini vermektir.

 Bayraktar Bayraklı = Ya onlara vaad ettiğimiz şeylerin bir kısmını sana gösteririz; yahut da seni vefat ettiririz. O halde tebliğ etmek sana, hesap sormak da bize düşer.

 Bekir Sadak = Onlara vadettigimiz azabin bir kismini sana gostersek de senin canini alsak da, vazifen sadece teblig etmektir. Hesap gormek Bize duser.

 Celal Yıldırım = Onlara va'dettiğimiz azabın ya bir kısmını sana gösteririz ya da (göstermeden) senin ruhunu tutup alırız. Sana düşen ancak tebliğdir; bize de hesap görmek düşer.

 Cemal Külünkoğlu = Onlara vaad ettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek yahut seni, (onu görmeden) vefat ettirsek, yine de sana düşen sadece tebliğ etmektir. Bize düşen de hesaba çekmektir.

 Diyanet İşleri (eski) = Onlara vadettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de senin canını alsak da, vazifen sadece tebliğ etmektir. Hesap görmek Bize düşer.

 Diyanet Vakfi = Biz, onlara vâdettiğimizin (azabın) bir kısmını sana göstersek de veya (ondan önce) seni öldürürsek de sana ancak (Allah'ın emirlerini) tebliğ etmek düşer. Hesap yalnız bize aittir.

 Edip Yüksel = Onlara söz verilenlerin bir kısmını sana göstersek de, senin canını alsak da, sana düşen görev bildirmektir. Hesap ise bize düşer.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Onlara yaptığımız vaıydin bazısını sana muhakkak göstersek de yâhud seni vefat ettirsek de her halde belağ sana, hisab bizedir

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlara yaptığımız tehdidin bir kısmını sana kesinlikle göstersek de yahut seni, onu görmeden vefat ettirsek de muhakkak sana düşen tebliğ etmek, hesap ise bize aittir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlara vaad ettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek, yahut seni, onu görmeden vefat ettirsek, yine de sana düşen sadece tebliğ etmek, bize düşen de hesaba çekmektir.

 Gültekin Onan = Onlara (azab olarak) va'dettiklerimizden bir kısmını sana göstersek de, senin hayatına son versek de, sana düşen yalnızca tebliğdir ve hesap da Bize aittir.

 Harun Yıldırım = Biz, onlara vâdettiğimizin (azabın) bir kısmını sana göstersek de veya (ondan önce) seni öldürürsek de sana ancak (Allah'ın emirlerini) tebliğ etmek düşer. Hesap yalnız bize aittir.

 Hasan Basri Çantay = Bizim onlara (onların başına gelib çatacağına) söz verdiğimiz (azâb) ın bir kısmını sana göstersek de, yahud seni (ondan evvel) öldürsek de ancak sana düşen (vazîfe, risâletini) tebliğ etmekdir. Hesâb (ları, cezaları) da yalınız bize âiddir.

 Hayrat Neşriyat = Onlara va'd ettiğimiz (azâb)ın bir kısmını sana (onları helâk etmekle dünyada)göstersek veya seni (daha önce) vefât da ettirsek, artık sana düşen ancak tebliğdir; hesab görmek ise bize âiddir.

 İbni Kesir = Onlara vaad ettiğimizin bir kısmını sana göstersek de, senin canını alsak da; senin vazifen, sadece tebliğ etmektir. Hesab görmekse Bize düşer.

 Kadri Çelik = Onlara (azap olarak) vaat ettiklerimizden bir kısmını sana göstersek de (göstermeyip) senin hayatına son versek de sana düşen yalnızca tebliğdir ve hesap da bize aittir.

 Muhammed Esed = İmdi, onlara vaad ettiğimiz (azabın) bir kısmının (başlarına geldiğini) ister sana (sağlığında) gösterelim, ister (bundan önce) seni öldürelim, her iki durumda da sana düşen ancak mesajı tebliğ etmek, duyurmaktır; hesabı görmek ise Bize aittir.

 Mustafa İslamoğlu = İmdi, onları tehdit ettiğimiz (cezanın) bir kısmını ister sana (daha hayatında) gösterelim, isterse (ondan önce) senin ölümünü takdir edelim: unutma ki sana düşen yalnızca tebliğ etmektir; (onların) hesabını görmekse sadece bize düşer.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve eğer onlara vaadettiğimizin bazısını sana göstersek de veya seni vefat ettirsek de, sana ait olan ancak tebliğdir. Bize ait olan da hesaptır.

 Ömer Öngüt = Biz, onlara vâdettiğimiz (azabın) bir kısmını sana göstersek de, yahut seni vefat ettirsek de, sana düşen ancak tebliğdir. Hesap görmek ise bize düşer.

 Şaban Piriş = Onlara vaadettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek ya da (daha önce) senin ölümünü takdir etsek, senin görevin ancak tebliğdir. Hesaba çekmek bize aittir.

 Sadık Türkmen = Onlara vadettiğimiz azabın bir kısmını sana hayatında göstersek de, (göstermeden) senin ölümünü takdir etsek de, senin görevin sadece tebliğ etmektir. Hesap görmek ise bize aittir.

 Seyyid Kutub = Kâfirlere yönelttiğimiz bazı tehditleri sana göstersek de ya da daha önce canını alsak da senin görevin mesajımızı duyurmaktır, insanları hesaba çekmek bize düşer.

 Suat Yıldırım = Ya onları uyardığımız birtakım belaların bir kısmını sana gösterir, ya da bundan önce senin ruhunu teslim alırız, fark etmez. Zira senin görevin sadece tebliğ etmektir, hesap görmek ise Bize aittir.

 Süleyman Ateş = Ya onları uyardığımız şeylerin bir kısmını sana gösteririz, ya da (bundan önce) senin canını alırız (fark etmez). Sana düşen, sadece duyurmaktır. Hesap görmek bize düşer.

 Tefhim-ul Kuran = Onlara (azab olarak) va'dettiklerimizden bir kısmını sana göstersek de, senin hayatına son versek de, sana düşen yalnızca tebliğdir ve hesap da bize aittir.

 Ümit Şimşek = Onlara vaad ettiğimiz şeyin bir kısmını sana göstersek de, bundan önce senin canını alacak olsak da, sana düşen tebliğ etmek, Bize düşen ise hesap görmektir.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ya onlara vaat ettiğimiz şeylerin bir kısmını sana gösteririz yahut da seni vefat ettiririz. O halde tebliğ etmek sana, hesap sormak bize düşer.

 İskender Ali Mihr = Ve şâyet onlara vaadettiğimizin bir kısmını sana göstersek veya seni vefat ettirsek de; artık senin üzerine düşen, sadece tebliğdir. Hesap, Bizim üzerimizedir.

 İlyas Yorulmaz = Eğer biz, inkar edenlere vaat ettiğimiz şeyleri sana göstersek de, veyahut seni öldürsek de, sana düşen açıkça tebliğdir. Hesap sormak bize aittir.