Önceki Ayet Sonraki Ayet  
50. Sûre Kâf/41

 وَاسْتَمِعْ يَوْمَ يُنَادِ الْمُنَادِ مِن مَّكَانٍ قَرِيبٍ

  Vestemi’ yevme yunâdil munâdi min mekânin karîb(karîbin).

Kelime Karşılaştırma
vestemi’ (ve istemi’) : ve kulak ver
yevme : gün
yunâdi : nida etti, seslendi
el munâdi : münadi, seslenen, çağıran
min mekânin : bir yerden
karîbin : yakın
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (Ey Muhammed!) Çağırıcının yakın bir yerden sesleneceği gün, (o sese) kulak ver.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve dinle o nidâ edenin, yakın bir yerden bağıracağı gün, sesini.

 Abdullah Parlıyan = İsrafil'in herkesin duyabileceği bir yakınlıkta, mahşer için yapacağı çağrıya kulak verin.

 Adem Uğur = Seslenenin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver.

 Ahmed Hulusi = Seslenenin, içinden sesleneceği süreçte dinle!

 Ahmet Tekin = Yakın bir yerden seslenenin, İsrafil’in seslendiği güne kulak ver.

 Ahmet Varol = Çağırıcının yakın bir yerden çağıracağı gün dinle!

 Ali Bulaç = Çağırıcının, yakın bir yerden çağrıda bulunacağı güne kulak ver;

 Ali Fikri Yavuz = (Ey Rasûlüm), münadinin yakın bir yerden çağıracağı günkü sözü dinle. (O kıyamet ahvalinden sana ne büyük haberler vereceğiz.)

 Ali Ünal = Ve Münadî’nin yakın bir yerden çağrıda bulunacağı günü açık bir kulakla bekle.

 Bayraktar Bayraklı = Seslenenin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver!

 Bekir Sadak = Bir cagricinin yakin bir yerden cagiracagi gune kulak ver.

 Celal Yıldırım = Çağrıcının yakın bir yerden çağıracağı güne kulak ver.

 Cemal Külünkoğlu = (Ey Muhammed!) Çağırıcının (İsrafil'in) yakın bir yerden sesleneceği (Sur'a üfleyeceği) o güne (daima) kulak ver (kıyameti düşünerek çalış)!

 Diyanet İşleri (eski) = Bir çağırıcının yakın bir yerden çağıracağı güne kulak ver.

 Diyanet Vakfi = Seslenenin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver.

 Edip Yüksel = Çağırıcının yakın bir yerden çağıracağı güne kulak ver.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve dinle o münadînin bağıracağı günü yakın bir yerden

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve o seslenenin yakın bir yerden bağıracağı günü dinle!

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bir münadinin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver.

 Gültekin Onan = Çağırıcının, yakın bir yerden çağrıda bulunacağı güne kulak ver;

 Harun Yıldırım = Çağırıcının, yakın bir yerden çağrıda bulunacağı güne kulak ver;

 Hasan Basri Çantay = Nida edenin yakın bir yerden ünleyeceği güne kulak ver.

 Hayrat Neşriyat = Ve nidâ eden (İsrâfîl)’in, yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver!

 İbni Kesir = Bir münadinin yakın bir yerden çağıracağı güne, kulak ver.

 Kadri Çelik = Çağırıcının, yakın bir yerden çağrıda bulunacağı günü dinle (bekle).

 Muhammed Esed = Ve (ölüm) çağrısında bulunan Allah'ın (sizi) yakından çağıracağı o Güne (daima) kulak verin;

 Mustafa İslamoğlu = İmdi sen (ey insanoğlu); sana çok çok yakın bir yerden o güne ilişkin çağrı yapan Allah'ın nidasına kulak ver!

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve dinle, o gün ki, bir münâdi, yakın bir mekandan nidâ eder.

 Ömer Öngüt = Bir çağırıcının yakın bir yerden çağıracağı güne kulak ver!

 Şaban Piriş = Kulak ver, o gün yakın bir yerden seslenecek olanın çağrısına..

 Sadık Türkmen = Çağırıcının yakın bir yerden çağıracağı o güne kulak ver!

 Seyyid Kutub = Bir çağırıcının yakın bir yerde çağıracağı güne kulak ver.

 Suat Yıldırım = Münâdînin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver.

 Süleyman Ateş = Dinle, o gün o ünleyici, yakın bir yerden çağırır.

 Tefhim-ul Kuran = Çağırıcının, yakın bir yerden çağrıda bulunacağı güne kulak ver;

 Ümit Şimşek = Nida edicinin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver.

 Yaşar Nuri Öztürk = Haykıranın çok yakın bir yerden sesleneceği günü dinle!

 İskender Ali Mihr = Ve münadinin yakın bir yerden seslendiği gün ona kulak ver.

 İlyas Yorulmaz = O kıyamet günü, yakın bir yerden bir çağırıcının çağırmasına kulak ver.