Önceki Ayet Sonraki Ayet  
29. Sûre Ankebût/42

 إِنَّ اللَّهَ يَعْلَمُ مَا يَدْعُونَ مِن دُونِهِ مِن شَيْءٍ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ

  İnnallâhe ya’lemu mâ yed’ûne min dûnihî min şey’in, ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).

Kelime Karşılaştırma
inne : muhakkak
allâhe : Allah
ya’lemu : bilir
mâ yed’ûne : taptıkları şey(ler)
min dûni-hi : ondan başka
min şey’in : şeyden, bir şey
ve : ve
huve : o
el azîz : azîz, çok yüce
el hakîmu : hakîm, hikmet ve hüküm sahibi
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Şüphesiz Allah, onların, kendini bırakıp da başka ne tür şeylere taptıklarını biliyor. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki Allah, kendisinden başka neye tapıyorlarsa hepsini bilir ve odur üstün, hüküm ve hikmet sâhibi.

 Abdullah Parlıyan = Kuşkusuz Allah, insanların kendisini bırakıp ta, yalvardıkları şeylerin, yani düzmece ilahların ne olduğunu çok iyi bilir. Gücüne erişilemeyen güç sahibi O'dur, yaptığı herşeyi yerli yerince yapan da O'dur.

 Adem Uğur = Allah, onların kendisini bırakıp da hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz bilir. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki Allâh, O'nun dûnunda yöneldiğiniz şeyleri bilir. . . "HÛ"; Aziyz'dir, Hakiym'dir.

 Ahmet Tekin = Allah, onların, kendisini bırakıp, kulları durumundakilerden taptıkları, yalvardıkları şeyleri bilir. Kudretli, hikmet sahibi ve hükümran olan O’dur.

 Ahmet Varol = Allah, kendinden başka her neye tapıyorlarsa muhakkak bilmektedir. O güçlüdür, hikmet sahibidir.

 Ali Bulaç = Allah, kendi dışında hangi şeye taptıklarını şüphesiz bilir. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

 Ali Fikri Yavuz = Onların Allah’dan başka hangi şeylere taptıklarını şübhesiz ki Allah biliyor. O, Azîz’dir= her şeye galibdir, Hakîm’dir= hükmünde hikmet sahibidir.

 Ali Ünal = Ama Allah, onların Kendisi’nden başka nelere el açıp yalvardıklarını ve böyle yapmalarının hiçbir gerçeğe dayanmadığını biliyor. O, Azîz’dir, (mülkünde hiçbir ortak ve Kendisi’nden başka ilâh ve rab kabul etmez; O’ndan başkasına ibadet edilmesine asla razı olmaz); Hakîm’dir (bütün hüküm ve icraatında pek çok hikmetler bulunandır).

 Bayraktar Bayraklı = Şüphesiz Allah, onların kendisinden başka ne tür bir şeye yalvardıklarını bilir. O, çok güçlüdür ve hikmet sahibidir.

 Bekir Sadak = Dogrusu Allah, Kendini birakip da yavardiklari seyi bilir. O gucludur, Hakim'dir.

 Celal Yıldırım = Şüphesiz ki Allah, onların kendisinden başka nelere taptıklarını bilir. O, çok üstündür, çok güçlüdür, yegâne hikmet sahibidir.

 Cemal Külünkoğlu = Şüphesiz Allah, insanların Kendisini bırakıp da yalvardıkları şeylerin ne olduğunu çok iyi bilir. Hiç kuşkusuz O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”

 Diyanet İşleri (eski) = Doğrusu Allah, Kendini bırakıp da yalvardıkları şeyi bilir. O güçlüdür, Hakim'dir.

 Diyanet Vakfi = Allah, onların kendisini bırakıp da hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz bilir. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.

 Edip Yüksel = ALLAH onların kendisinden başka taptıklarının aslında hiç bir şey olmadığını iyi bilir. O Üstündür, Bilgedir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Her halde Allah biliyor ki onlar onun berîsinden nelere, ne gibi şeylere yalvarıyorlar, halbuki azîz odur, hakîm o

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Allah, kesinlikle onların, kendisini bırakıp da hangi şeylere yalvardıklarını biliyor. Oysa güçlü O'dur, hikmet sahibi O.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah, onların kendisini bırakıpta hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz ki bilir. O mutlak güç ve hikmet sahibidir.

 Gültekin Onan = Tanrı, kendi dışında hangi şeye taptıklarını şüphesiz bilir. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

 Harun Yıldırım = Allah, onlar'ın kendisini bırakıp da hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz bilir. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.

 Hasan Basri Çantay = Allah, kendinden başka hangi şey'e tapıyorlarsa şübhesiz ki biliyor. O, mutlak gaalibdir, tam hüküm ve hikmet saahibidir.

 Hayrat Neşriyat = Şübhesiz ki Allah, (onların) kendisinden başka nelere yalvarmakta olduklarını bilir. Çünki O, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.

 İbni Kesir = Muhakkak ki Allah; kendini bırakıp da tapındıkları şeyi bilir. Ve O, Aziz'dir. Hakim'dir.

 Kadri Çelik = Allah, kendi dışında hangi şeye tapmakta olduklarını şüphesiz bilmektedir. O üstün güç sahibidir, hikmet sahibidir.

 Muhammed Esed = Kuşkusuz Allah, insanların Kendisini bırakıp da yalvardıkları şeylerin ne olduğunu çok iyi bilir; yalnız O'dur kudret sahibi, hikmet sahibi.

 Mustafa İslamoğlu = Şüphesiz Allah, onların kendisinden başka yalvarıp yakardıkları her şeyi çok iyi bilir; zira yüceler yücesi O'dur, her hükmünde tam isabet sahibi O'dur.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Şüphe yok ki, Allah kendisinden başka neye ibadet ettiklerini bilir. Halbuki azîz, hakîm olan O'dur.

 Ömer Öngüt = Allah, onların kendisinden başka ne gibi şeylere tapındıklarını şüphesiz ki bilir. O Azîz'dir, hükmünde hikmet sahibidir.

 Şaban Piriş = Allah, kendisinden başka ne tür şeylere dua ettiklerini bilir. O güçlüdür hakimdir.

 Sadık Türkmen = Şüphesiz ki Allah, kendisinin dışında, ne gibi şeylere yalvardıklarını bilir. O üstündür, hâkimdir.

 Seyyid Kutub = Hiç kuşkusuz Allah onların kendisini bir yana bırakıp ne gibi şeylere taptıklarını bilir. O üstün iradelidir ve her yaptığı yerindedir.

 Suat Yıldırım = Allah, onların Kendisinden başka hangi varlıkları tanrılaştırıp yalvardıklarını elbette bilir. O, aziz ve hakîmdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).

 Süleyman Ateş = Allâh, onların kendisinden başka ne gibi şeylere yalvardıklarını bilir, O üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.

 Tefhim-ul Kuran = Allah, kendi dışında hangi şeye tapmakta olduklarını şüphesiz bilmektedir. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

 Ümit Şimşek = Allah, onların kendisinden başka hangi şeye yakardıklarını bilir. O herşeyin mutlak galibi ve sonsuz hikmet sahibidir.

 Yaşar Nuri Öztürk = Allah, onların, kendisinden başka ne gibi bir şeye yalvardıklarını / kulluk ettiklerini bilir. O'dur Azîz, O'dur Hakîm.

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki Allah, onların, O’ndan (Kendinden) başka taptıkları şeyleri bilir. Ve O; Azîz’dir (çok yüce) Hakîm’dir (hüküm ve hikmet sahibi).

 İlyas Yorulmaz = Şüphesiz ki Allah onların kimden, ne istediklerini çok iyi biliyor.