Önceki Ayet Sonraki Ayet  
17. Sûre İsrâ/45

 وَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرآنَ جَعَلْنَا بَيْنَكَ وَبَيْنَ الَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ بِالآخِرَةِ حِجَابًا مَّسْتُورًا

  Ve izâ kara’tel kur’âne cealnâ beyneke ve beynellezîne lâ yu’minûne bil âhirati hicâben mestûrâ(mestûran).

Kelime Karşılaştırma
ve izâ kara’te : ve kıraat ettiğin (okuduğun) zaman
el kur’âne : Kur’ân
ceal-nâ : kıldık
beyne-ke : seninle arasına
ve beynellezîne : ve onların arasına
lâ yu’minûne : inanmazlar
bi el âhıreti : ahirete (ölmeden evvel Allah’a ulaşmaya ve kıyâmet gününe)
hicâben mestûren : hicab-ı mesture, gizli perde
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Kur’an okuduğunda, seninle ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Kur'ân okuduğun zaman seninle âhirete inanmayanların arasına gizli bir perde gereriz biz.

 Abdullah Parlıyan = Kur'ân okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına, gizli bir perde çekeriz biz.

 Adem Uğur = Biz, Kur'an okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizleyici bir örtü çekeriz.

 Ahmed Hulusi = Sen Kurân'ı okuduğunda, seninle, gelecekteki sonsuz yaşamlarına iman etmeyenler arasına gizli perde oluşturduk.

 Ahmet Tekin = Sen Kur’ân okurken, Kur’ân’ı incelerken, seninle âhirete, ebedî yurda inanmayacak olanlar arasına görünmeyen bir perde çekeriz.

 Ahmet Varol = Kur'an okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanların arasına görünmez bir perde çekeriz.

 Ali Bulaç = Kur'an okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık.

 Ali Fikri Yavuz = Sen Kur’ân’ı okuduğun zaman, biz, seninle ahirete inanmıyanların arasına görünmez bir perde çekeriz. (Böylece seni göremezler ve sana bir zarar yapamazlar).

 Ali Ünal = (Ey Rasûlüm,) Biz, sen Kur’ân okur ve bu gerçekleri Kur’ân’la ilan ederken seninle küfürde şartlanmış olup Âhiret’e inanma niyeti taşımayanların arasına görünmez bir perde çekeriz.

 Bayraktar Bayraklı = Kur'ân okuduğun zaman, senin ile âhirete inanmayanlar arasına gizli bir engel koyarız.

 Bekir Sadak = Kuran okudugun zaman senin ile ahirete inanmayan kimseler arasina gorunmeyen bir perde cekeriz.

 Celal Yıldırım = Kur'ân'ı okuduğun zaman, seninle Âhiret'e inanmayanlar arasına görünmez bir perde yerleştiririz.

 Cemal Külünkoğlu = (45-46) Kur'an okuduğun zaman, (hakkı anlamaya niyetli olmadıkları için) seninle ahirete inanmayanların arasına görünmeyen bir perde çekeriz. Onların kalplerini (kötü niyetlerinden dolayı) o (Kur'an')ı anlamalarına mani olacak şekilde bir kılıfla kaplarız ve kulaklarının işitme yeteneğini zayıflatırız. Ve bu yüzden, Kur'an okurken ne zaman Rabbinin birliğinden söz etsen nefretle arkalarını dönüp giderler.

 Diyanet İşleri (eski) = Kuran okuduğun zaman senin ile ahirete inanmayan kimseler arasına görünmeyen bir perde çekeriz.

 Diyanet Vakfi = Biz, Kur'an okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizleyici bir örtü çekeriz.

 Edip Yüksel = Kuran okuduğun zaman, seninle ahirete inanmıyanlar arasına görülmez bir engel yerleştiririz

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bir de sen Kur'anı kıraet ettiğin vakıt biz seninle Âhırete inanmıyanların arasına görünmez bir hıcab çekeriz

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bir de sen Kur'an'ı okuduğun zaman Biz seninle ahirete inanmayanlar arasına görünmez bir perde çekeriz.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sen Kur'ân'ı okuduğun zaman biz, seninle ahirete inanmayanların arasına görünmez bir perde çekeriz.

 Gültekin Onan = Kuran okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık.

 Harun Yıldırım = Biz, Kur'an okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizleyici bir örtü çekeriz.

 Hasan Basri Çantay = Sen Kur'ânı okuduğun zaman seninle âhirete inanmazların arasına gizli bir perde çekeriz.

 Hayrat Neşriyat = (Ey Resûlüm!) Kur’ân okuduğun zaman, seninle âhirete îmân etmeyenlerin arasına(bildikleri hâlde inkâr etmeleri sebebiyle) gizli bir perde çekeriz.

 İbni Kesir = Kur'an okuduğun zaman; seninle ahirete inanmayanların arasına örtülmüş bir perde koyarız.

 Kadri Çelik = Kur'an okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık.

 Muhammed Esed = Ve (gerçeği anlamaya niyetli olmamalarından ötürü, onlara) Kuran okuduğun zamanlar, seninle ahirete inanmayacak olanların arasına görünmeyen bir perde çekeriz:

 Mustafa İslamoğlu = Hem ne zaman (onlara) Kur'an okusan, seninle ahirete inanmamakta ısrar eden o kimseler arasına görünmez bir perde çekeriz;

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve Kur'an'ı okuduğun zaman seninle ahirete imân etmeyenler arasına bir örtecek perde çekeriz.

 Ömer Öngüt = Kur'an okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde koyarız.

 Şaban Piriş = Sen Kur’an okuduğun zaman seninle, ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz.

 Sadık Türkmen = Kur’an okunduğunda, ahirete inanmayanlarla senin aranda sanki bir perde var.

 Seyyid Kutub = Ey Muhammed, sen Kur'an okurken, seninle ahirete inanmayanlar arasına görünmez bir perde gereriz.

 Suat Yıldırım = Sen Kur’ân okuduğun zaman, seninle âhirete inanmayanlar arasına görünmez bir perde çekeriz.

 Süleyman Ateş = Kur'ân okuduğun zaman seninle, âhirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz.

 Tefhim-ul Kuran = Kur'an okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık.

 Ümit Şimşek = Sen Kur'ân okuduğun zaman, âhirete inanmayanlarla senin arana görünmez bir perde çekeriz.

 Yaşar Nuri Öztürk = Kur'an okuduğunda, seninle, âhirete inanmayanlar arasına gizli bir perde çekeriz.

 İskender Ali Mihr = Sen Kur’ân’ı kıraat ettiğin (okuduğun) zaman, seninle ahirete (ölmeden evvel Allah’a ulaşmaya ve kıyâmet gününe) inanmayanlar arasına hicab-ı mesture kıldık (gözlerinin üzerine, seni peygamber olarak görmelerini engelleyen bir perde koyduk).

 İlyas Yorulmaz = Kur’an’ı okuduğunda, seninle ahiret gününe inanmayanların arasını ayıran, bir örtü çekeriz.