Önceki Ayet Sonraki Ayet  
33. Sûre Ahzâb/45

 يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ شَاهِدًا وَمُبَشِّرًا وَنَذِيرًا

  Yâ eyyuhân nebiyyu innâ erselnâke şâhiden ve mubeşşiran ve nezîrâ(nezîran).

Kelime Karşılaştırma
yâ eyyuhâ : ey
en nebiyyu : peygamber
innâ : muhakkak ki biz
erselnâ-ke : seni gönderdik
şâhiden : şahit olarak
ve mubeşşiren : ve müjdeleyici olarak
ve nezîren : ve nezir (uyarıcı) olarak
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (45-46) Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ey Peygamber, gerçekten de seni, bir tanık, bir müjdeci ve bir korkutucu olarak gönderdik.

 Abdullah Parlıyan = Ey peygamber! Unutma ki biz, seni şahit, müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

 Adem Uğur = Ey Peygamber! Biz seni hakikaten bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

 Ahmed Hulusi = Ey Nebi. . . Muhakkak ki biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak irsâl ettik;

 Ahmet Tekin = Ey peygamber, biz seni Kur’ân’ı bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek bir önder, doğruları konuşan bir şâhit, rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirerek gönderdik.

 Ahmet Varol = Ey peygamber! Biz seni şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

 Ali Bulaç = Ey Peygamber, gerçekten biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

 Ali Fikri Yavuz = Ey Peygamber! Seni (ümmetinden tasdik edip etmiyenler üzerine) bir şahid, (iman edenlere cenneti) bir müjdeleyici, (kâfirlere cehennemle) bir korkutucu gönderdik;

 Ali Ünal = Ey (Peygamberliğin en büyük temsilcisi olan) Peygamber! Biz, seni (hayatıyla gerçeğe, aynı zamanda Kıyamet Günü ümmetin hakkında) şahit, (iman ve salih amel karşılığında af, rahmet ve mükâfatımızla) müjdeleyici ve (her türlü dalâlet yollarıyla, bu yolların sonuçlarına karşı) uyarıcı olarak gönderdik.

 Bayraktar Bayraklı = Ey Peygamber! Biz seni bir şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.[442]

 Bekir Sadak = (45-46) Biz seni sahit, mujdeci, uyarici; Allah'in izniyle O'na cagiran, nurlandiran bir isik olarak gondermisizdir.

 Celal Yıldırım = (45-46) Ey Peygamber! Şüphesiz ki biz seni şâhid, müjdeci, uyarıcı : Allah'ın izniyle O'nun (yoluna) çağrıcı ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.

 Cemal Külünkoğlu = (45-46) Ey Peygamber! Unutma ki biz seni (hakikatin) bir şahidi, bir müjdeleyici, bir uyarıcı hem de Allah'ın izniyle Allah'a bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.

 Diyanet İşleri (eski) = (45-46) Biz seni şahit, müjdeci, uyarıcı; Allah'ın izniyle O'na çağıran, nurlandıran bir ışık olarak göndermişizdir.

 Diyanet Vakfi = Ey Peygamber! Biz seni hakikaten bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

 Edip Yüksel = Ey peygamber, biz seni bir tanık olarak gönderdik, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı,

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ey o Peygamber! Biz seni hakka bir şâhid hem bir müjdeci hem bir kocundurucu gönderdik

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ey peygamber, Biz seni hakka bir şahit, hem bir müjdeci, hem bir gocundurucu (uyarıcı) olarak gönderdik.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ey peygamber! Biz seni hem bir şahit, hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik.

 Gültekin Onan = Ey Peygamber, gerçekten biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

 Harun Yıldırım = Ey Peygamber! Biz seni hakikaten bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

 Hasan Basri Çantay = (45-46) Ey peygamber, biz seni hakıykaten bir şâhid, bir müjdeci ve bir korkutucu ve Allaha, Onun emir (ve teysîri) ile bir da'vetci ve nuur saçan bir kandil olarak gönderdik.

 Hayrat Neşriyat = Ey Peygamber! Şübhesiz ki biz seni (insanların hâllerine) bir şâhid, bir müjdeci ve(aynı zamanda) bir korkutucu olarak gönderdik.

 İbni Kesir = Ey peygamber; Biz, seni muhakkak şahid, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

 Kadri Çelik = Ey Peygamber! Gerçekten biz seni bir şahit, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

 Muhammed Esed = (Sana gelince,) ey Peygamber, unutma ki Biz seni (hakikatin) bir şahidi, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik,

 Mustafa İslamoğlu = Sen ey Peygamber! Elbet Biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik;

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ey Peygamber! Şüphe yok ki, Biz seni bir şahit ve bir müjdeci ve bir korkutucu olarak gönderdik.

 Ömer Öngüt = Ey Peygamber! Biz seni bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

 Şaban Piriş = -Ey peygamber, biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

 Sadık Türkmen = Ey PEyGAMBER! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı;

 Seyyid Kutub = Ey Peygamber, biz seni tanık, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

 Suat Yıldırım = (45-46) Ey şanlı Peygamber! Biz seni insanlar hakkında şahit, müjdeci, uyarıcı, Allah’ın izniyle O’nun yoluna dâvet eden bir peygamber ve aydınlatan bir lamba olarak gönderdik.

 Süleyman Ateş = Ey peygamber, biz seni şâhid, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

 Tefhim-ul Kuran = Ey Peygamber, gerçekten biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı, korkutucu olarak gönderdik.

 Ümit Şimşek = Ey Peygamber, Biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı,

 Yaşar Nuri Öztürk = Ey Peygamber! Hiç kuşkusuz, biz seni bir tanık bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

 İskender Ali Mihr = Ey Nebî (Peygamber)! Muhakkak ki Biz, seni şahit, müjdeleyici ve nezir (uyarıcı) olarak gönderdik.

 İlyas Yorulmaz = Ey Nebi! Biz seni şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.