Önceki Ayet Sonraki Ayet  
25. Sûre Furkân/46

 ثُمَّ قَبَضْنَاهُ إِلَيْنَا قَبْضًا يَسِيرًا

  Summe kabadnâhu ileynâ kabdan yesîrâ(yesîren).

Kelime Karşılaştırma
summe : sonra
kabadnâ-hu : onu çektik
ileynâ : bize, kendimize
kabdan : çekerek, kısaltarak
yesîren : kolayca, azar azar, yavaş yavaş
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Sonra onu kendimize yavaş yavaş çektik.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Sonra da onu yavaş yavaş, gizlice kendimize çekip aldık.

 Abdullah Parlıyan = Sonra da o gölgeyi, yavaş yavaş kendimize çekip kısaltıp uzatmaktayız.

 Adem Uğur = Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş kendimize çektik (kısalttık).

 Ahmed Hulusi = Sonra onu (o uzatılmış gölge benliği) kolay bir kabzediş (el koyuş) ile kendimize kabzettik (Hakikat farkındalığıyla "yok"luğunu hissettirdik).

 Ahmet Tekin = Dahası, güneşin doğuşuyla, güneşin batışıyla, gölgeyi kolay, süratli ve farkına vardırmadan kanunlarımıza uygun yönlere nasıl çektiğimizi görmüyor musun?

 Ahmet Varol = Sonra onu azar azar kendimize çektik.

 Ali Bulaç = Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.

 Ali Fikri Yavuz = Sonra (gölge yer yüzüne yayılıp da güneş doğmaya başlayınca) biz, bu gölgeyi azar azar bize doğru (dilediğimiz yere) alırız.

 Ali Ünal = Sonra, onu yavaş yavaş dürer, Kendimize doğru çekeriz.

 Bayraktar Bayraklı = Sonra onu yavaş yavaş kendimize çekmekteyiz.

 Bekir Sadak = (45-46) Rabbinin golgeyi nasil uzattigini gormez misin? Isteseydi onu durdururdu. Sonra Biz gunesi, ona delil kilip yavas yavas Kendimize cekmisizdir.

 Celal Yıldırım = Sonra da onu tutup kendimize doğru azar azar çekip (kısaltmaktayız).

 Cemal Külünkoğlu = (45-46) Görmez misin, Rabbin gölgeyi (akşama doğru) nasıl uzatıyor. Eğer dileseydi, onu olduğu gibi bırakırdı (dünyayı durdururdu). Sonra biz, güneşi de, o gölge üzerine bir delil yaptık. Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş (dünyanın dönmesiyle) kendimize çektik (kısalttık).

 Diyanet İşleri (eski) = (45-46) Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu durdururdu. Sonra Biz güneşi, ona delil kılıp yavaş yavaş kendimize çekmişizdir.

 Diyanet Vakfi = Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş kendimize çektik (kısalttık).

 Edip Yüksel = Sonra onu yavaş yavaş çekip alırız.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Sonra nasıl tutıp onu azar azar kendimize almaktayız?

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sonra da tutup onu azar azar nasıl kendimize almaktayız.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sonra da onu yavaş yavaş kendimize (başka yöne) çekmekteyiz.

 Gültekin Onan = Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.

 Harun Yıldırım = Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş kendimize çektik (kısalttık).

 Hasan Basri Çantay = Sonra onu (uzanan o gölgeyi nasıl) azar azar alıb kendimize çekdik.

 Hayrat Neşriyat = Sonra (güneşin yükselmesiyle) onu yavaş yavaş tutarak kendimize çektik (ortadan kaldırdık).

 İbni Kesir = Sonra onu yavaş yavaş kendimize çekmişizdir.

 Kadri Çelik = Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.

 Muhammed Esed = ve sonra da onu yavaş yavaş Kendimize çekmekteyiz.

 Mustafa İslamoğlu = ardından da onu kendi katımız(dan konulmuş bir yasaya bağlı olarak) usul usul çekip almaktayız.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Sonra onu (o gölgeyi) azar azar kendimize (dilediğimiz cihete) çekip almışızdır.

 Ömer Öngüt = Sonra o uzayan gölgeyi azar azar alıp kendimize çektik.

 Şaban Piriş = Sonra, onu kendimize doğru yavaş yavaş çektik.

 Sadık Türkmen = Sonra da, kolay bir yakalayışla onu kendimize doğru çekmişizdir.

 Seyyid Kutub = Sonra onu yavaş yavaş kısaltarak kendimize çektik.

 Suat Yıldırım = (45-46) Bakmaz mısın Rabbin gölgeyi nasıl uzatıyor? Dileseydi onu hareketsiz kılardı. Sonra nasıl Güneş’i ona delil kılıyoruz? Sonra da nasıl tutup onu azar azar Kendimize doğru dilediğimiz yere alıyoruz.

 Süleyman Ateş = Sonra (güneş yükseldikçe) gölgeyi yavaş yavaş çekip aldık.

 Tefhim-ul Kuran = Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.

 Ümit Şimşek = Sonra da onu yavaş yavaş kendimize çekeriz.

 Yaşar Nuri Öztürk = Sonra nasıl tutup onu ağır ağır kendimize çekmişiz!

 İskender Ali Mihr = Sonra da onu yavaş yavaş kısaltarak, Bize (Kendimize) çektik.

 İlyas Yorulmaz = Sonra o güneşi kontrolümüz altına almak bizim için çok kolaydır.