Önceki Ayet Sonraki Ayet  
20. Sûre Tâ-Hâ/48

 إِنَّا قَدْ أُوحِيَ إِلَيْنَا أَنَّ الْعَذَابَ عَلَى مَن كَذَّبَ وَتَوَلَّى

  İnnâ kad ûhıye ileynâ ennel azâbe alâ men kezzebe ve tevellâ.

Kelime Karşılaştırma
innâ : muhakkak ki
kad : olmuştu
ûhıye : vahyolundu
ileynâ : bize
enne el azâbe : azabın olduğu
alâ : üzerine
men kezzebe(kezzebe) : yalanlayan kimse, inkâr eden
ve tevellâ : ve yüz çevirirler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Şüphesiz bize, azabın yalanlayan ve yüz çevirenlere olacağı vahyolundu.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Gerçekten de bize vahyedildi ki azap, yalanlayanadır ve yüz çevirene.

 Abdullah Parlıyan = Bize vahyedildi ki, Allah'ın azabı, peygamberleri yalan sayıp, onlara sırt çevirenlere erişir.”

 Adem Uğur = Hakikaten bize vahyolundu ki: (Peygamberleri) yalanlayan ve yüz çevirenlere azap edilecektir.

 Ahmed Hulusi = "Bize azabın, yalanlayan ve yüz çeviren üzerine olacağı vahyolundu. "

 Ahmet Tekin = 'Bize, Allah’ın âyetlerini, kitabını, peygamberlerini yalanlayanlara, dinine sırtını dönerek, güç ve iktidarlarını kullanıp, halkı istedikleri gibi yönlendirenlere azap edileceği vahyolundu.' dediler.

 Ahmet Varol = Doğrusu bize azabın, yalanlayanın ve yüz çevirenin üzerine olduğu vahyedilmiştir.'

 Ali Bulaç = "Gerçekten bize vahyolundu ki: Doğrusu azab, yalanlayan ve yüz çevirenlerin üstünedir."

 Ali Fikri Yavuz = Gerçekten bize vahy olundu ki, azab, muhakkak olarak Peygamberleri inkâr edenlere ve imandan yüz çevirenleredir.”

 Ali Ünal = ‘Buna karşılık, inan ki bize (Allah’ın Mesajı’nı) yalanlayıp, ondan yüz çevirenin göreceği de azaptır diye vahyolundu’.”

 Bayraktar Bayraklı = “Doğrusu bize, yalanlayıp sırt çevirene azap edileceği vahyolundu.”

 Bekir Sadak = (46-48) Allah: Korkmayin, Ben sizinle beraberim; gorur ve isitirim. Ona gidin soyle soyleyin: «Dogrusu biz senin Rabbinin elcileriyiz. israilogullarini bizimle beraber gonder, onlara azabetme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, dogru yolda gidene olsun! Dogrusu bize, yalanlayip sirt cevirene azap edilecegi vahyolundu.»

 Celal Yıldırım = «Şüphesiz ki bize şöyle vahyedildi: Azâb elbette (hakkı) yalanlayıp yüzçevirenleredir.»

 Cemal Külünkoğlu = (47-48) Hemen ona gidiniz ve deyiniz ki: “Biz Rabbinin sana gönderdiği elçileriz. İsrailoğulları'nın bizimle birlikte Mısır'dan ayrılmalarına izin ver! Onlara işkence etme! Sana Rabbinden, doğru söylediğimizi kanıtlayacak mucizeler ile geldik. Nihai kurtuluş ve esenlik (yalnızca, O'nun gösterdiği) yolu izleyen kimselerin olacaktır. Bize gelen vahye göre, Allah'ın ayetlerini yalanlayarak gerçeğe sırt çevirenler azaba uğrayacaklardır.”

 Diyanet İşleri (eski) = (46-48) Allah: Korkmayın, dedi; Ben sizinle beraberim; görür ve işitirim. Ona gidin şöyle söyleyin: 'Doğrusu biz senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder, onlara azabetme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, doğru yolda gidene olsun! Doğrusu bize, yalanlayıp sırt çevirene azap edileceği vahyolundu.'

 Diyanet Vakfi = Hakikaten bize vahyolundu ki: (Peygamberleri) yalanlayan ve yüz çevirenlere azap edilecektir.

 Edip Yüksel = ' 'Bize vahyedildi: Yalanlayıp yüz çevirenler cezalandırılacaktır.' '

 Elmalılı Hamdi Yazır = İnan ki bize şöyle vahyolundu: her halde azâb, tekzib edip yüz çevirenedir

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İnan ki, bize, azabın, kesinlikle yalanlayıp yüz çevirene olduğu vahyolundu.»

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Bize kesin olarak vahyolundu ki, azab şüphesiz (gerçeği) inkâr edip ona sırt çevirenleredir.»

 Gültekin Onan = "Gerçekten bize vahyolundu ki: Doğrusu azab, yalanlayan ve yüz çevirenlerin üstünedir."

 Harun Yıldırım = Hakikaten bize vahyolundu ki: (Peygamberleri) yalanlayan ve yüz çevirenlere azap edilecektir.

 Hasan Basri Çantay = «Bize şu hakıykat vahy olundu ki şübhesiz azâb, (peygamberleri) tekzîb edenlerin ve (Hakdan) yüz çevirenlerin tepesindedir».

 Hayrat Neşriyat = 'Doğrusu biz (öyle kimseleriz ki), gerçekten bize: 'Şübhesiz azab,(peygamberleri) yalanlayanlar ve (haktan) yüz çevirenler üzerinedir’ diye vahyolundu.'

 İbni Kesir = Doğrusu bize vahyolundu ki; yalanlayıp sırt çevirene azab vardır.

 Kadri Çelik = “Gerçekten bize, “Azap, yalanlayan ve yüz çevirenlerin üstünedir” diye vahyolundu.”

 Muhammed Esed = Çünkü, bakın, (öte dünyada) azabın, hakkı yalanlayıp (ona) sırt çevirenlerin başına çökeceği bize vahyedildi!"

 Mustafa İslamoğlu = Bir de unutmayın ki, (büyük) azabın hakikatı yalanlayan ve ondan yüz çevirenlerin üzerine olacağı bize vahyolunmuştur."

 Ömer Nasuhi Bilmen = «Muhakkak bize vahyolundu ki, şüphe yok azap, tekzîp eden ve yüz çeviren kimse üzerinedir.»

 Ömer Öngüt = “Doğrusu bize vahyolundu ki, (peygamberleri) yalanlayıp inkâr edenlere ve (imandan) yüz çevirenlere azap vardır. ”

 Şaban Piriş = Bize vahyolundu ki kim yalanlar ve yüz çevirirse ona azap vardır.

 Sadık Türkmen = Gerçekten bize vahyolundu ki; yalanlayan ve yüz çeviren kimseye azap edilecektir.”

 Seyyid Kutub = Bize gelen vahye göre Allah'ın ayetlerini yalanlayarak gerçeğe sırt çevirenler azaba uğrayacaklardır.

 Suat Yıldırım = "İnan ki bize: "Dini yalan sayıp ondan yüz çeviren, mutlaka azaba uğrayacaktır!" diye vahyedildi."

 Süleyman Ateş = "Bize, yalanlayıp yüz çevirenin, azâba uğrayacağı vahyolundu."

 Tefhim-ul Kuran = «Gerçekten bize vahyolundu ki: Doğrusu azab, yalanlayan ve yüz çevirenlerin üstünedir.»

 Ümit Şimşek = 'Bize şu da vahyedildi ki, azap yalanlayanların ve yüz çevirenlerin üzerinedir.'

 Yaşar Nuri Öztürk = "Azabın, yalanlayıp yüz çevirenler üzerine olacağı bize vahyedildi."

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki yalanlayanların ve yüz çevirenlerin üzerine azap olduğu bize vahyolundu.

 İlyas Yorulmaz = “Bize azabın, kesinlikle Allah’ın mesajlarını yalanlayan ve ondan yüz çevirenlerin üzerine olacağı vahy oldu” deyin.