Önceki Ayet Sonraki Ayet  
15. Sûre Hicr/50

 وَ أَنَّ عَذَابِي هُوَ الْعَذَابُ الأَلِيمَ

  Ve enne azâbî huvel azâbul elîm(elîmu).

Kelime Karşılaştırma
ve enne : ve muhakkak
azâbî : benim azabım
huve : o
el azâbu el elîmu : elîm (acı) azap
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (49-50) Ey Muhammed! Kullarıma, benim elbette çok bağışlayıcı, çok merhametli olduğumu, azabımın da elem dolu azap olduğunu haber ver.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve şüphe yok ki azâbım da pek elemli bir azaptır.

 Abdullah Parlıyan = En can yakıcı azap da benim azabımdır.”

 Adem Uğur = Benim azabımın elem verici bir azap olduğunu da bildir.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki azabım (Ben'den ayrı düşmenin yaşatacağı azap), en acı azap odur!

 Ahmet Tekin = Azâbım, işte o, çok can yakıcı, inletici, çok müthiştir.

 Ahmet Varol = Şüphesiz azabım da pek acıklı azaptır.

 Ali Bulaç = Ve şüphesiz azabım; o acıklı bir azaptır.

 Ali Fikri Yavuz = Bununla beraber, azabım da çok acıklı bir azabdır.

 Ali Ünal = Ama azabım da, acı mı acıdır.

 Bayraktar Bayraklı = Benim azabımın elem verici bir azap olduğunu da bildir!

 Bekir Sadak = (49-50) Kullarima Benim bagislayan, merhamet eden oldugumu, azabimin can yakici bir azap oldugunu haber ver.

 Celal Yıldırım = (49-50) Kullarıma haber ver ki, gerçekten ben, evet ben, çok bağışlayan, çok merhamet edenim ve doğrusu azabım da çok elem verici bir azâbdır.

 Cemal Külünkoğlu = (49-50) (Ey Resulüm!) Kullarıma, benim çok bağışlayıcı ve çok merhamet edici olduğumu haber ver. (Bununla beraber) azabımın da çok acıklı bir azap olduğunu bildir.

 Diyanet İşleri (eski) = (49-50) Kullarıma Benim bağışlayan, merhamet eden olduğumu, azabımın can yakıcı bir azap olduğunu haber ver.

 Diyanet Vakfi = Benim azabımın elem verici bir azap olduğunu da bildir.

 Edip Yüksel = Ve azabım da çok acı bir azaptır.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bununla beraber azâbım da azâbı elîm

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = bununla birlikte azabım da acı bir azaptır.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bununla beraber azabım da çok acıklı bir azabdır.

 Gültekin Onan = Ve şüphesiz azabım; o acıklı bir azaptır.

 Harun Yıldırım = Benim azabımın elem verici bir azap olduğunu da bildir.

 Hasan Basri Çantay = «(Bununla beraber) benim azabım da elbette en acıklı azabın ta kendisidir o».

 Hayrat Neşriyat = Bununla berâber şübhesiz ki azâbım, o (pek) elemli azabdır!

 İbni Kesir = Ve muhakkak ki azabım da elem verici bir azabtır.

 Kadri Çelik = “Ve şüphesiz azabım (var ya); odur elim azap!”

 Muhammed Esed = en can yakıcı azabın da Benim azabım olduğunu!

 Mustafa İslamoğlu = Ama unutma ki, en çok elem ve ıstırap veren azap da Benim azabım!

 Ömer Nasuhi Bilmen = (49-50) Kullarıma haber ver, Ben, şüphe yok ki Ben, yarlığayıcıyım, ziyâdesiyle esirgeciyim. Muhakkak ki, Benim azabım da o pek acıklı bir azaptır.

 Ömer Öngüt = Fakat benim azabım da çok acıklı bir azaptır.

 Şaban Piriş = Azabıma gelince o acı bir azaptır.

 Sadık Türkmen = Şüphesiz benim azabım, çok acıklı bir azaptır!

 Seyyid Kutub = Fakat azabım da son derece acıklı bir azaptır.

 Suat Yıldırım = (49-50) Kullarıma haber ver ki (günahları örten) gafur, (ihsanı bol olan) rahîm Ben’im. Bununla beraber azabım da elîm mi elîm!

 Süleyman Ateş = Fakat benim azâbım da çok acı bir azâbdır.

 Tefhim-ul Kuran = Ve şüphesiz azabım; o acıklı bir azaptır.

 Ümit Şimşek = Fakat azabım da acı mı acı bir azaptır.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ama acıklı azabın ta kendisidir benim azabım.

 İskender Ali Mihr = Ve muhakkak ki; Benim azabım; o, elîm (çok acı) bir azaptır.

 İlyas Yorulmaz = “Aynı zamanda benim azabım can yakıcıdır. ”