Önceki Ayet Sonraki Ayet  
19. Sûre Meryem/50

 وَوَهَبْنَا لَهُم مِّن رَّحْمَتِنَا وَجَعَلْنَا لَهُمْ لِسَانَ صِدْقٍ عَلِيًّا

  Ve vehebnâ lehum min rahmetinâ ve cealnâ lehum lisâne sıdkın aliyyâ(aliyyen).

Kelime Karşılaştırma
ve vehebnâ : ve hibe ettik, karşılıksız verdik, bahşettik
lehum : onlara
min rahmeti-nâ : rahmetimizden
ve cealnâ : ve kıldık
lehum : onlara
lisâne : lisan, dil
sıdkın : sadık
aliyyen : âlî, yüce, üstün
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onlar için yüce bir doğruluk dili var ettik (güzel bir söz ile anılmalarını temin ettik).

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve onlara rahmetimizden ihsânlar ettik, gerçek şöhretlerini yaydık, adlarını yücelttik.

 Abdullah Parlıyan = Ve onları rahmetimizle ödüllendirdik. Gerçek şöhretlerini yaydık, adlarını yüceltip iyi anılmalarını sağladık.

 Adem Uğur = Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk; kendilerine haklı ve yüksek bir şöhret nasip ettik.

 Ahmed Hulusi = Onlara rahmetimizden hibe ettik ve onlarda Sıddıkiyet (Hakikati yaşayarak tasdik) ilminin yüce anlatım kuvvesini oluşturduk.

 Ahmet Tekin = Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onlara, sadakatle dinimizi tebliğ eden değerli halefler, dillerde güzel bir övgü, haklı ve büyük bir şöhret nasip ettik.

 Ahmet Varol = Onlara rahmetimizden lütufta bulunduk ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik. [4]

 Ali Bulaç = Onlara rahmetimizden armağan(lar) bağışladık ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.

 Ali Fikri Yavuz = Hem bunlara rahmetimizden ihsanlar eyledik (çokca mal ve evlâd verdik). Hepsine de dillerde (bütün dinlerde) güzel ve yüksek bir övgü verdik.

 Ali Ünal = Onlara rahmetimizden daha pek çok ihsanlarda bulunduk ve dillerde onlar için hayırlı, güzel ve yüce bir nam bıraktık.

 Bayraktar Bayraklı = Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk, kendilerine haklı ve yüksek bir şöhret nasip ettik.

 Bekir Sadak = Onlara rahmetimizden bagista bulunduk. Onlarin her dilde ustun sekilde anilmalarini sagladik. *

 Celal Yıldırım = Onlara rahmetimizden sunduk ve onlar için çok yüce bir doğruluk dili verdik.

 Cemal Külünkoğlu = Onları rahmetimizle ödüllendirdik. Ve onlara doğru olanı (başkalarına) ulaştırmaları için üstün bir anlatım gücü bahşettik.

 Diyanet İşleri (eski) = Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onların her dilde üstün şekilde anılmalarını sağladık.

 Diyanet Vakfi = Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk; kendilerine haklı ve yüksek bir şöhret nasip ettik.

 Edip Yüksel = Onlara rahmetimizden verdik. Onlara, doğru ve onurlu bir dil bağışladık.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve bunlara rahmetimizden ihsanlar eyledik ve hepsine dillerde yüksek bir yad-ı sıdk verdik

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Biz, bunlara rahmetimizden lütuflar, ihsanlar ettik ve hepsine dillerde yüksek bir doğruluk şanı verdik.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Biz onlara rahmetimizden lütuflarda bulunduk. Hepsine de dillerde güzel ve yüksek bir övgü verdik.

 Gültekin Onan = Onlara rahmetimizden armağan(lar) bağışladık ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.

 Harun Yıldırım = Onlara rahmetimizden armağan ettik ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.

 Hasan Basri Çantay = Bunlara rahmetimizden (peygamberlik, mal ve evlâd) lûtfetdik. Onlar için çok yüce sadâkat dili de verdik.

 Hayrat Neşriyat = Ve onlara rahmetimizden ihsanda bulunduk ve kendilerine (nice dillerde) doğru, yüksek bir lisan (güzel bir medihle anılmayı) nasîb ettik.

 İbni Kesir = Bunlara rahmetimizden lutfettik. Onlar için yüce bir doğruluk dili verdik

 Kadri Çelik = Onlara rahmetimizden bağışladık ve onlar için (halk arasında kendilerini) yücelikle öven bir dil kıldık.

 Muhammed Esed = ve o'nları rahmetimizle ödüllendirdik. Ve o'nlara doğru olanı (başkalarına) ulaştırmaları için üstün bir anlatım gücü bahşettik.

 Mustafa İslamoğlu = dahası onlara rahmetimizi bahşettik; nihayet onları doğruluğun ve hakikatin yüce dili yaptık.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onlara rahmetimizden ihsan ettik ve onlar için dillerde yüksek, doğru bir sena nâsip kıldık.

 Ömer Öngüt = Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk, onların herkesçe övülüp hayırla yâdedilmelerini sağladık.

 Şaban Piriş = Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk ve onlara üstün bir doğruluk dili verdik.

 Sadık Türkmen = Onlara rahmetimizden armağanlar verdik. Onlara yüce bir doğruluk dili verdik.

 Seyyid Kutub = Onlara rahmetimizden pay verdik. Her dilde saygı ile anılmalarını sağladık.

 Suat Yıldırım = Onlara rahmetimizden ihsanlarda bulunduk. Onlara dillerde ve dinlerde yüksek ve güzel bir nam bıraktık.

 Süleyman Ateş = Onlara rahmetimizden (mal ve çocuk) lutfettik ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.

 Tefhim-ul Kuran = Onlara rahmetimizden armağan(lar) bağışladık ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.

 Ümit Şimşek = Onlara rahmetimizden lütfettik ve arkalarında güzel ve şerefli bir nam bıraktık.

 Yaşar Nuri Öztürk = Onlara, rahmetimizden nimetler bağışladık. Ve kendileri için yüksek bir doğruluk dili oluşturduk.

 İskender Ali Mihr = Ve onlara, rahmetimizden bahşettik (karşılıksız verdik). Ve onları (Hz. İbrâhîm ve oğullarını), (bütün) dillerde (lisanlarda) sadık ve âlî (üstün, yüce) kıldık.

 İlyas Yorulmaz = Onlara rahmetimizden bağışlarda bulunduk ve konuşmalarını en doğru şekilde yapanlardan sağladık.