Önceki Ayet Sonraki Ayet  
74. Sûre Müddessir/50

 كَأَنَّهُمْ حُمُرٌ مُّسْتَنفِرَةٌ

  Ke ennehum humurun mustenfiratun.

Kelime Karşılaştırma
keenne-hum : sanki onlar ..... gibi
humurun : yabanî merkepler (yaban eşekleri)
mustenfiretun : ürkmüş olan
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (50-51) Onlar sanki arslandan kaçan yaban eşekleridirler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Sanki yabâni eşeklerdir onlar da.

 Abdullah Parlıyan = Adeta korkuya kapılmış yaban eşekleri gibidirler

 Adem Uğur = Kaçan yaban eşekleri gibi,

 Ahmed Hulusi = Onlar sanki ürküp kaçan yaban eşekleri gibidirler!

 Ahmet Tekin = Ürken yaban eşeklerine benziyorlar.

 Ahmet Varol = Onlar adeta ürkmüş yaban eşekleri gibidirler.

 Ali Bulaç = Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler;

 Ali Fikri Yavuz = Sanki ürkmüş yaban eşekleri;

 Ali Ünal = Yaban eşekleri gibi, ürkütülmüş,

 Bayraktar Bayraklı = (49-52) Öyleyken, onlara ne oluyor ki âdeta arslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi, öğütten yüz çeviriyorlar? Daha doğrusu onların her biri, kendisine açılmış sahifeler verilmesini istiyor.

 Bekir Sadak = (50-51) Arslandan urkerek kacan yabani merkeplere benzerler.

 Celal Yıldırım = (50-51) Aslandan kaçan ürkek yaban eşekleri gibi..

 Cemal Külünkoğlu = (49-51) Böyle iken onlara ne oluyor da, aslandan korkup kaçan ürkmüş yaban eşekleri gibi (Kur'an'daki) öğütten yüz çevirip kaçıyorlar?

 Diyanet İşleri (eski) = (50-51) Aslandan ürkerek kaçan yabani merkeplere benzerler.

 Diyanet Vakfi = (49-51) Böyle iken onlara ne oluyor ki, âdeta arslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi (hâla) öğütten yüz çeviriyorlar?

 Edip Yüksel = Ürkmüş zebralar gibi,

 Elmalılı Hamdi Yazır = Sanki ürkmüş yaban eşekleri

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sanki ürkmüş yaban eşekleri,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sanki onlar ürkmüş yaban eşekleri.

 Gültekin Onan = Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler;

 Harun Yıldırım = Ürkmüş yaban eşekleri gibi,

 Hasan Basri Çantay = (50-51) Sanki onlar arslandan ürküb kaçan vahşî eşeklerdir!

 Hayrat Neşriyat = (50-51) Sanki onlar, aslandan ürküp kaçan yaban eşekleridir!

 İbni Kesir = Ürkek yaban eşekleri gibi;

 Kadri Çelik = Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler.

 Muhammed Esed = adeta korkuya kapılmış merkepler gibiler,

 Mustafa İslamoğlu = Onlar ürkek yaban eşeklerine benziyorlar;

 Ömer Nasuhi Bilmen = (50-52) Sanki onlar, arslanlardan ürkerek firar etmiş yaban eşekleridir. Yok, onlardan her biri diler ki kendisine neşredilmiş sahifeler verilmiş olsun.

 Ömer Öngüt = Sanki onlar ürkmüş yabanî merkepler gibidirler.

 Şaban Piriş = (50-51) Sanki onlar, aslandan kaçan yaban eşekleri gibidir.

 Sadık Türkmen = Sanki onlar ürkmüş yaban eşekleri gibidirler,

 Seyyid Kutub = Yaban eşekleri gibidirler.

 Suat Yıldırım = (49-51) Ne oluyor onlara ki bu öğütten, bu irşaddan arslandan ürküp kaçan yaban eşeği gibi kaçıyorlar?

 Süleyman Ateş = Yaban eşekleri gibi;

 Tefhim-ul Kuran = Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler;

 Ümit Şimşek = Sanki ürkmüş yaban eşekleri,

 Yaşar Nuri Öztürk = Sağa sola kaçışan yaban eşekleri gibidirler,

 İskender Ali Mihr = Sanki onlar ürkmüş yabanî merkepler gibidir.

 İlyas Yorulmaz = Sanki onlar kaçan eşekler gibidir.