وَيَوْمَ يَقُولُ نَادُوا شُرَكَائِيَ الَّذِينَ زَعَمْتُمْ فَدَعَوْهُمْ فَلَمْ يَسْتَجِيبُوا لَهُمْ وَجَعَلْنَا بَيْنَهُم مَّوْبِقًا
Ve yevme yekûlu nâdû şurakâiyellezîne zeamtum fe deavhum fe lem yestecibû lehum ve cealnâ beynehum mevbikâ(mevbikan).
| ve yevme | : ve o gün (kıyâmet günü) |
| yekûlu | : söyler |
| nâdû | : nida edin, çağırın |
| şurekâiyellezîne | : ortak koştuğunuz o şeyler |
| zeamtum | : zanda bulundunuz |
| fe | : o zaman, böylece |
| deav-hum | : onları davet ettiler |
| fe | : o zaman, fakat |
| lem yestecibû | : icabet etmezler, etmediler |
| lehum | : onlara |
| ve cealnâ | : ve biz kıldık, |
| beyne-hum | : onların aralarını |
| mevbikan(evbeka) | : helâk olma yeri, helâk edici (engel) |
Diyanet İşleri = (Ey Muhammed!) Allah’ın, “Ortağım olduklarını iddia ettiklerinizi çağırın” diyeceği, onların da çağıracakları, fakat kendilerine (çağırdıklarının) cevap vermeyecekleri ve bizim de aralarına bir uçurum koyacağımız günü hatırla!
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve o gün bana eş ve ortak sandıklarınızı çağırın der de çağırırlar ama onlar icâbet etmez ve aralarına cehennemde derin bir uçurum koymuşuzdur.
Abdullah Parlıyan = Ve o gün Allah: “Bana eş ve ortak sandıklarınızı çağırın” der. Bunun üzerine onlar çağırırlar. Fakat berikiler onlara bir karşılık veremeyecek, çünkü onların arasına aşılmaz bir uçurum koyacağız.
Adem Uğur = Yine o günü (düşünün ki, Allah, kâfirlere): Benim ortaklarım olduklarını ileri sürdüğünüz şeyleri çağırın! buyurur. Çağırmışlardır onları; fakat kendilerine cevap vermemişlerdir. Biz onların arasına tehlikeli bir uçurum koyduk.
Ahmed Hulusi = "Varsaydığınız ortaklarımı çağırın" diye seslenildiği süreçte, onları çağırırlar da, onlar kendilerine cevap vermezler. . . Biz onların aralarına aşılmaz bir engel koyduk.
Ahmet Tekin = Yine o gün:'İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında benim ortaklarım olduğunu ileri sürdüğünüz, putları çağırın' buyuracak. Müşrikler onları çağırırlar. Fakat onlar, kendilerine cevap vermezler. Biz onların arasına ateşten bir engel koyduk.
Ahmet Varol = O gün: 'Benim ortaklarım olduklarını sandıklarınızı çağırın' der. Onları çağırırlar ama cevap vermezler. Biz aralarına bir uçurum koymuşuzdur.
Ali Bulaç = (Kafirlere) "Benim ortaklarım sandığınız şeyleri çağırın" diyeceği gün; işte onları çağırmışlardır, ama onlar, kendilerine cevap vermemişlerdir. Biz onların aralarında bir uçurum koyduk.
Ali Fikri Yavuz = O kıyamet günü Allah kâfirlere şöyle buyuracak: “- Ortaklarım ve şefaatçılarınız diye zannettiğiniz putlarınızı çağırın.” Hemen çağırmış olurlar yakarırlar, fakat onlara cevap vermemiş bulunurlar. Biz, kâfirlerle ilâhları arasına ateşten bir vadi kurarız.
Ali Ünal = Gün gelecek ve Allah, (şeytanları ve daha başkalarını velî edinen, böylece Allah’a şirk koşan o müşriklere), “Çağırın bakalım Benim ortaklarım olduğunu iddia ettiğiniz o varlıkları!” diyecektir. İşte çağırdılar, fakat onlar kendilerine hiç cevap vermediler. Biz, aralarına aşılmaz bir uçurum koyduk.
Bayraktar Bayraklı = Allah, “Bana ortak olduklarını sandıklarınızı çağırınız!” dediği gün, onları çağırırlar, fakat hiçbiri çağrılarına cevap veremez. Aralarına bir uçurum koyarız.
Bekir Sadak = O gun Allah: «Bana ortak olduklarini iddia ettiklerinize seslenin» der. Onlari cagirirlar, fakat hicbirisi onlarin cagrilarina gelmez. Aralarina bir cehennem deresi koyariz.
Celal Yıldırım = O gün (Allah) «iddia edip durduğunuz ortaklarımı çağırın» buyuracak. Onlar da çağıracaklar ama kendilerine onlar cevap veremiyecekler ; aralarına ateşten bir dere koyacağız.
Cemal Külünkoğlu = Ve o gün (Allah müşriklere): “(Şimdi) çağırın bakalım, benim ortaklarım olduğunu iddia ettiğiniz varlıkları!” diyecek. Bunun üzerine onları çağıracaklar, ama berikiler onlara bir karşılık vermeyecek. Çünkü onlarla ötekiler arasına aşılmaz bir uçurum koyacağız.
Diyanet İşleri (eski) = O gün Allah: 'Bana ortak olduklarını iddia ettiklerinize seslenin' der. Onları çağırırlar, fakat hiçbirisi onların çağrılarına gelmez. Aralarına bir cehennem deresi koyarız.
Diyanet Vakfi = Yine o günü (düşünün ki, Allah, kâfirlere): Benim ortaklarım olduklarını ileri sürdüğünüz şeyleri çağırın! buyurur. Çağırmışlardır onları; fakat kendilerine cevap vermemişlerdir. Biz onların arasına tehlikeli bir uçurum koyduk.
Edip Yüksel = 'Ortaklarım olduğunu ileri sürdüğünüz kişileri çağırın,' diye emrettiği gün, onları çağırırlar da onlar kendilerine karşılık vermezler. Onların arasına bir öfke ve nefret uçurumu koymuşuzdur.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve o gün ki diyecek: «Ünleyin bakalım o zuumettiğiniz şeriklerime» derken onlara çağırmışlar yalvarmışlardır fakat kendilerine icabet etmemişlerdir ve aralarına biz bir mehleke koymuşuzdur
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve o gün diyecek ki: «Ünleyin (çağırın) bakalım, bana ortak olduklarını sandığınız şeyleri!» Derken onları çağırırlar, yalvarırlar, fakat kendilerine cevap verilmez. Ve biz aralarına bir uçurum koymuşuzdur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ve o (kıyamet) günü Allah kâfirlere şöyle buyuracak: «Ortaklarım ve şefaatçılarınız diye zannettiğiniz putlarınızı çağırın.» Müşrikler onları çağırırlar, fakat kendilerine cevap vermezler. Biz, kâfirlerle ilâhları arasına ateşten bir engel koymuşuzdur.
Gültekin Onan = (Kafirlere) "Benim ortaklarım sandığınız şeyleri çağırın" diyeceği gün; işte onları çağırmışlardır, ama onlar, kendilerine cevap vermemişlerdir. Biz onların aralarında bir uçurum koyduk.
Harun Yıldırım = Yine o günü: Benim ortaklarım olduklarını ileri sürdüğünüz şeyleri çağırın! buyurur. Çağırmışlardır onları; fakat kendilerine cevap vermemişlerdir. Biz onların arasına tehlikeli bir uçurum koyduk.
Hasan Basri Çantay = O gün (Allah) der ki: «Bana iddia edib katdığınız şerikleri çağırın». İşte onları çağırmışlar, fakat bunlar kendilerine cevap vermemişlerdir. Biz onların aralarına (cehennemden) bir uçurum koymuşuzdur.
Hayrat Neşriyat = Yine o gün ki (Allah, kâfirlere): 'Benim ortaklarım zannettiklerinizi çağırın!' der. İşte onları çağırmışlar, fakat kendilerine icâbet etmemişlerdir ve (biz) onların arasına tehlikeli bir uçurum koymuşuzdur.
İbni Kesir = Bana ortak kabul ettiklerinize seslenin, dediği gün; onları çağırırlar ama hiç birisi cevab vermez. Aralarına bir uçurum koyarız.
Kadri Çelik = O gün (Allah), “Bana ortak sandıklarınızı çağırın” der. Onları çağırırlar, fakat kendilerine cevap vermezler. Biz onların arasında (o gün) helak edici bir düşmanlık kılmışızdır.
Muhammed Esed = Nitekim, o Gün (Allah): "(Şimdi) çağırın bakalım, benim ortaklarım olduğunu sandığınız varlıkları!" diyecek. Bunun üzerine onları çağıracaklar, ama berikiler onlara bir karşılık vermeyecek: çünkü onlarla ötekiler arasına aşılmaz bir uçurum koyacağız.
Mustafa İslamoğlu = Ve o gün (Allah), "Benim mutlak yetkilerime ortak olduğunu düşündüklerinizi çağırın!" diye nida edecek. Bunun üzerine onları çağıracaklar. Fakat kendilerine cevap veren çıkmayacak: zira onların aralarına aşılmaz bir uçurum yerleştireceğiz.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve o gün ki, diyecektir: «O bana şerikler zû'm ettiğinize nidâ ediniz.» Hemen onları çağıracaklardır, fakat kendilerine icabet etmiş olmayacaklardır. Ve aralarına bir mühlik vadi koymuşuzdur.
Ömer Öngüt = O gün Allah: “Benim ortaklarım olduklarını iddiâ ettiklerinizi çağırın!” buyurur. Onlar da çağıracaklar amma, kendilerine hiç cevap veremeyecekler. Biz onların aralarına bir uçurum koyacağız.
Şaban Piriş = -”Benim ortaklarım olduğunu iddia ettiklerinizi çağırın”, dediği gün; onları çağırırlar. Fakat, onların çağrısına cevap veremezler. Aralarına bir uçurum koyarız.
Sadık Türkmen = O gün Allah der ki: “Bana ortak zannettiğiniz ortaklarımı çağırın.” Onları çağırdılar fakat kendilerine cevap veremediler. Biz onların aralarına bir uçurum koyduk.
Seyyid Kutub = O Allah müşriklere «Benim ortaklarım olduklarını sandığınız düzmece ilahları yardıma çağırınız» der. İşte onları yardıma çağırdılar, fakat çağrılarına karşılık vermediler. Onların aralarına engel olarak bir cehennem vadisi koyduk.
Suat Yıldırım = O gün Allah müşriklere der ki:"Haydi bakalım, ortaklarım olduklarını iddia ettiğiniz putları çağırın, gelsinler!"İşte çağırdılar ama, onlar kendilerine cevap vermediler. Biz aralarına bir uçurum koyduk.
Süleyman Ateş = O gün (Allâh, kâfirlere) der ki: "Benim ortaklarım zannettiğiniz şeyleri çağırın (da sizi azâbımdan kurtarsınlar)! İşte çağırdılar ama (çağırdıkları), kendilerine cevap vermediler. Ve biz onların aralarına tehlikeli bir uçurum koyduk.
Tefhim-ul Kuran = «Benim ortaklarım sandığınız şeyleri çağırın» (diye küfre sapanlara) diyeceği gün; işte onları çağırmışlardır, ama onlar, kendilerine cevap vermemişlerdir. Biz onların aralarında bir uçurum koyduk.
Ümit Şimşek = O gün Allah onlara 'Haydi, Bana ortak olduklarını iddia ettiğiniz şeylere seslenin' buyurur. Çağırırlar da. Fakat onlar cevap vermez. Çünkü Biz aralarına bir uçurum koymuşuzdur.
Yaşar Nuri Öztürk = Bir gün Allah şöyle diyecektir: "O bir şey zannettiğiniz ortaklarımı çağırın!" Hemen çağırdılar ama onlar kendilerine cevap vermedi. Biz onların aralarına tehlikeli bir uçurum/yıkıcı bir düşmanlık koyduk.
İskender Ali Mihr = O gün (kıyâmet günü Allahû Tealâ) şöyle diyecek: “Benim ortaklarım olduğu, zannında bulunduğunuz şeyleri çağırın!” Böylece onları davet ettiler (edecekler). Fakat onlara (kâfirlere), icabet etmediler (etmeyecekler). Ve onların aralarına helâk edici (bir engel) kıldık (kılacağız).
İlyas Yorulmaz = O gün Rabbin onlara ”Benim ortağım olduğunu zannettiklerinizi çağırın” der. Onlarda Allah’a ortak koştuklarını çağırırlar, ancak aralarına aşılmaz engeller koyduğumuz için, ortak koştukları onlara cevap veremezler.