Önceki Ayet Sonraki Ayet  
16. Sûre Nahl/59

 يَتَوَارَى مِنَ الْقَوْمِ مِن سُوءِ مَا بُشِّرَ بِهِ أَيُمْسِكُهُ عَلَى هُونٍ أَمْ يَدُسُّهُ فِي التُّرَابِ أَلاَ سَاء مَا يَحْكُمُونَ

  Yetevârâ minel kavmi min sûi mâ buşşire bihî, e yumsikuhu alâ hûnin em yedussuhu fît turâbi, e lâ sâe mâ yahkumûn(yahkumûne).

Kelime Karşılaştırma
yetevârâ (vârâ) (te-vârâ) : gizlenir (gizledi, örttü) (gizlendi)
min el kavmi : kavimden
min sûi : kötülükten, kötülüğünden
mâ buşşire : müjdelenen şey
bi-hi : onunla
e yumsiku-hu (emseke) : onu tutsun mu (tuttu)
alâ hûnin : zelillikle
em yedussu-hu (desse) : yoksa onu gömsün mü (gömdü)
fî et turâbi : toprağın içine, toprağa
e lâ sâe : kötü değil mi, ne kötü (öyle) değil mi?
mâ yahkumûne : hüküm verdikleri (karar verdikleri) şey
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Kendisine verilen kötü müjde (!) yüzünden halktan gizlenir. Şimdi onu, aşağılanmış olarak yanında tutacak mı, yoksa toprağa mı gömecek? Bak, ne kötü hüküm veriyorlar!

 Abdulbaki Gölpınarlı = Müjdelendiği kötü şey yüzünden, kavminden gizlenir; onu horlukla yaşatacak mı, yoksa toprağa mı gömecek, buna dalar. Bilin ki hükmettikleri şey, ne de kötüdür.

 Abdullah Parlıyan = Müjdelendiği kötü şey yüzünden, kavminden gizlenmeye çalışır. O çocuğu horlukla elinde mi tutacak, yoksa toprağa mı gömecek, bunu düşünür. Dikkat edin, izledikleri düşünce tarzı, ne kadar da kötüdür.

 Adem Uğur = Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!

 Ahmed Hulusi = Kendisi ile müjdelendiği şeyin (ona göre) kötülüğünden (dolayı), halkından gizlenir. . . (Kız çocuğu oldu diye) horlanmayı göze alıp onu tutacak mı; yoksa onu toprağın içinde gizleyip saklayacak mı (diri diri toprağa mı gömecek)? Kesinlikle biline ki, hükmettikleri şey çok kötüdür!

 Ahmet Tekin = Kendisine verilen bu kötü haberden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Yazıklar olsun, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür.

 Ahmet Varol = Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir. Aşağılığa katlanıp onu tutsun mu yoksa toprağa mı gömsün? Bak ne kadar kötü hüküm veriyorlar!

 Ali Bulaç = Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir; onu aşağılanarak tutacak mı, yoksa toprağa gömecek mi? Bak, verdikleri hüküm ne kötüdür?

 Ali Fikri Yavuz = Verilen müjdenin bıraktığı kötü tesirle utanıp kavminden gizleniyor; acaba o çocuğu zillet ve horluğa katlanarak saklayacak mı, yoksa toprağa mı gömecek? Bak ki, hüküm verdikleri şeyler ne kötü!...

 Ali Ünal = Kendisine verilen haberin (güya) kötülüğü sebebiyle halktan gizlenmeye çalışır: Şimdi ne yapsın: zillet ve horluğuna katlanarak o bîçareyi tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün. (Böyle kızerkek ayrımı yapmak ve Allah’a çocuk isnat etmekle) ne kötü hükmediyorlar!

 Bayraktar Bayraklı = Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakınız ki verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!

 Bekir Sadak = Kendisine verilen kotu mujde yuzunden, halktan gizlenmeye calisir; onu utana utana tutsun mu, yoksa tapraga mi gomsun? Ne kotu hukmediyorlar!

 Celal Yıldırım = Kendisine verilen o kötü müjdeden dolayı kavminden gizlenmeye çalışır: Ancak (gönüllü) görünmeye katlanıp onu tutacak mı, yoksa toprağa gömerek gizleyecek mi ? (Bir bak) ne fena yargıda bulunuyorlar!

 Cemal Külünkoğlu = Kendisine verilen kötü müjde yüzünden halktan gizlenmeye çalışır. Aşağılanmaya katlanarak onu alıkoysun mu, yoksa toprağa mı gömsün diye düşünür. Baksana, ne kötü hüküm veriyorlar!

 Diyanet İşleri (eski) = Kendisine verilen kötü müjde yüzünden, halktan gizlenmeye çalışır; onu utana utana tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? Ne kötü hükmediyorlar!

 Diyanet Vakfi = Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!

 Edip Yüksel = Kendisine müjdelenen 'kötülükten' utanarak halkından kendini gizlemeye çalışır. Şimdi onu utana utana tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün! Ne kötü yargıda bulunuyorlar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Verilen müjdenin sui te'siriyle kavminden gizleniyor, hakaret üzere onu tutacak mı? Yoksa toprağa mı gömecek? Bak ne fena hukümler veriyorlar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Verilen müjdenin kötü etkisiyle kavminden gizleniyor. Onu, hakarete katlanıp sağ mı bırakacak, yoksa toprağa mı gömecek? Bak, ne fena hükümler veriyorlar!

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kendisine verilen müjdenin kötülüğü, dolayısıyla kavminden gizlenir. Şimdi acaba o çocuğu zillet ve horluğa katlanarak saklayacak mı? Yoksa toprağa mı gömecek? Dikkat edin verdikleri hüküm ne kötüdür!

 Gültekin Onan = Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir; onu aşağılanarak tutacak mı, yoksa toprağa gömecek mi? Bak, verdikleri hüküm ne kötüdür?

 Harun Yıldırım = Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!

 Hasan Basri Çantay = Verilen müjdenin te'siriyle kavmden gizlenir. O (doğa) nı (sağ bırakıb) hakaaretle mi tutacak, yoksa onu toprağa mı gömecek (kendi kendine düşünür) Bak, hükmedegeldikleri (bu) şey ne kötüdür!

 Hayrat Neşriyat = Kendisine verilen (müjden)in (kendince) kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu zillet altında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün (diye düşünür)! Bak, hükmediyor oldukları şey ne kötüdür!

 İbni Kesir = Kendisine verilen kötü müjde yüzünden halktan gizlenmeye çalışır. Utana utana onu tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? Bakın ne kötü hükmediyorlar.

 Kadri Çelik = Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir (ve düşünmeye başlar); onu aşağılanarak tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? İyi bilin ki, verdikleri hüküm pek de kötüdür!

 Muhammed Esed = kendisine verilen bu kötü müjdeden ötürü -bu zillete/bu küçük düşmeye rağmen, şimdi onu acaba tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün (diye düşünerek)- kıyı bucak insanlardan kaçar. Yazıklar olsun, izledikleri düşünce tarzı ne kadar kötü!

 Mustafa İslamoğlu = Ona müjdelenen şeyin kendisinde oluşturduğu kötümser duygulardan dolayı, toplumdan kaçıp köşe bucak saklanacak delik arar: şimdi onu zillete katlanma pahasına tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? Görüyorsunuz değil mi; ne berbat akıl yürütüyorlar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Müjdelendiği şeyin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu zillet üzere tutacak mı, yoksa onu toprağa mı gömecek? diye düşünürdü. Bak ne fena şey ile hükmediyorlar!

 Ömer Öngüt = Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenmeye çalışır. O çocuğu utanç içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Dikkat edin, verdikleri hüküm ne kadar kötü!

 Şaban Piriş = Kendisine verilen kötü müjdeden dolayı halktan gizlenmeye çalışır. Utana utana onu tutsun/yaşatsın mı; yoksa toprağa mı gömsün? Dikkat et, verdikleri hüküm ne kötüdür!

 Sadık Türkmen = Kendisine müjdelenen şeyin etkisiyle, kavminden gizlenir. Onu zillete katlanarak tutsun mu? Yoksa onu, toprağa mı gömsün? Dikkat edin! Ne kötü hüküm/karar veriyorlar!

 Seyyid Kutub = Aldığı kara haberden dolayı tanıdıklarına görünmekten kaçınır. Aşağılanmaya katlanarak onu alıkoysun mu, yoksa toprağa mı gömsün diye düşünür. Baksana, ne kötü hüküm veriyorlar!

 Suat Yıldırım = Müjdelendiği bu kötü haberin etkisiyle utanıp eşinden dostundan saklanmaya çalışır.Şimdi ne yapsın:Hor, hakir, itilip kakılan bir bela olarak onu hayatta mı bıraksın, yoksa toprağa mı gömsün, ne yapsın? diye kara kara düşünür!Dikkat ediniz, ne fena hükümlerdi verdikleri bu hükümler!

 Süleyman Ateş = Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. (Şimdi ne yapsın) onu, hakaretle tutsun mu yoksa onu toprağa mı gömsün! Bak, ne kötü hüküm veriyorlar!

 Tefhim-ul Kuran = Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir; onu aşağılanarak tutacak mı, yoksa toprağa gömecek mi? Bak, verdikleri hüküm ne kötüdür?

 Ümit Şimşek = Kendisine verilen müjdenin utancıyla kavminden saklanır. Zilletine katlanıp onu elinde mi tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Bakın, ne kötü birşeye hükmediyorlar!

 Yaşar Nuri Öztürk = Kendisine muştulananın utancından ötürü toplumdan gizlenir. Hakaret/eziklik üzere tutsun mu onu yoksa toprağın bağrına mı gömsün onu. Bakın ne kötü hüküm veriyorlar!

 İskender Ali Mihr = Müjdelendiği şeyin kötülüğünden (dolayı) kavminden gizlenir. Onu zelillikle tutsun mu yoksa onu toprağa mı gömsün? Verdikleri hüküm ne kötü (öyle) değil mi?

 İlyas Yorulmaz = Aldığı kötü haberden dolayı, toplum içerisinde utana utana o kız çocuğunu evinde tutsun mu? Yoksa onu toprağa mı saklasın (gömsün)? İkilemi içerisinde kalır. Verdikleri karar ne kadar da kötü.