Önceki Ayet Sonraki Ayet  
18. Sûre Kehf/59

 وَتِلْكَ الْقُرَى أَهْلَكْنَاهُمْ لَمَّا ظَلَمُوا وَجَعَلْنَا لِمَهْلِكِهِم مَّوْعِدًا

  Ve tilkel kurâ ehleknâhum lemmâ zalemû ve cealnâ li mehlikihim mev’ıdâ(mev’ıden).

Kelime Karşılaştırma
ve tilke : ve işte bu, işte o
el kurâ : ülkeler
ehleknâ-hum : onları helâk ettik
lemmâ zalemû : zulmettikleri zaman
ve cealnâ : ve kıldık (yaptık)
li mehliki-him : onların helâk edilmesi için
mev’ıden : vaadedilen zaman
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = İşte zulmettiklerinde yok ettiğimiz memleketler.. Helâk edilmeleri için de belli bir zaman tayin etmiştik.

 Abdulbaki Gölpınarlı = İşte zulmettikleri için helâk ettiğimiz bunca şehir ve biz, onların helâki için de mukadder bir zaman tâyin etmiştik.

 Abdullah Parlıyan = İşte yaratılış gayesine aykırı hareket ettikleri için, helak ettiğimiz bunca şehir… Onları helak etmek için de, belli bir zaman tayin etmiştik.

 Adem Uğur = İşte şu ülkeler; zulmettikleri zaman onları helâk ettik. Onları helâk etmek için de belli bir zaman tayin etmiştik.

 Ahmed Hulusi = İşte sana, zulmettiklerinden dolayı yok ettiğimiz şehirler ki onların helâkı için de bir süreç tayin etmiştik.

 Ahmet Tekin = İşte, günah isyan ve inkâr bataklığında baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelledikleri zaman helâk ettiğimiz memleketler! Onları helâk etmek için de, belli bir zaman tayin etmiştik.

 Ahmet Varol = İşte şu kasabaları zulmettikleri zaman helak ettik ve onların helakleri için bir vakit belirledik.

 Ali Bulaç = İşte ülkeler (ve onların halkları), zulmettikleri zaman onları yıkıma uğrattık; ve yıkımları için bir buluşma zamanı tesbit ettik.

 Ali Fikri Yavuz = İşte geçmiş zamanlardaki memleketleri!... Onların halkını, yaptıkları zulüm sebebiyle helâk ettik ve bunların helâkleri için de belirli bir vakit tayin eyledik.

 Ali Ünal = İşte, (kıssalarını anlattığımız ve ticaret yollarınızın üzerine düşen) memleketler! Hepsinin ahalisi zulümde (şirk, isyan ve haksızlıkta) ısrar edince, hepsini helâk ettik. Şüphesiz onların her biri için de yıkıma uğramadan evvel yollarını düzeltirler mi diye bir süre tayin buyurmuştuk.

 Bayraktar Bayraklı = İşte, zulmettiklerinden dolayı helâk ettiğimiz ve helâkleri için bir süre tayin ettiğimiz şehirler.

 Bekir Sadak = Haksizliklarindan oturu iste yok ettigimiz sehirler! Onlari yok etmek icin bir sure tayin etmistik. *

 Celal Yıldırım = İşte zulmettikleri zaman yok ettiğimiz kasabaların kalıntıları ortada) ! Onların da yok edilmelerine bir süre belirlemiştik.

 Cemal Külünkoğlu = İşte zulmettikleri yüzünden yok ettiğimiz memleketler. Helâk edilmeleri için de belli bir zaman tayin etmiştik.

 Diyanet İşleri (eski) = Haksızlıklarından ötürü işte yok ettiğimiz şehirler! Onları yok etmek için bir süre tayin etmiştik.

 Diyanet Vakfi = İşte şu ülkeler; zulmettikleri zaman onları helâk ettik. Onları helâk etmek için de belli bir zaman tayin etmiştik.

 Edip Yüksel = İşte, haksızlık ettikleri için yok ettiğimiz toplumlar... Hepsinin helakı için belli bir süre belirlemiştik.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Daha o memleketler ki biz onları zulmettiklerinde helâk etmişiz ve helâklarıne bir mîy'âd ta'yin eylemişiz

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İşte o memleketler ki, Biz onları zulmettiklerinde helak etmiş ve helakları için de bir zaman belirlemiştik.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İşte zulmettikleri için helak ettiğimiz şehirler! Biz onların helâkleri için de belirli bir zaman tayin etmiştik.

 Gültekin Onan = İşte ülkeler (ve onların halkları), zulmettikleri zaman onları yıkıma uğrattık; ve yıkımları için bir buluşma zamanı tesbit ettik.

 Harun Yıldırım = İşte şu ülkeler; zulmettikleri zaman onları helâk ettik. Onları helâk etmek için de belli bir zaman tayin etmiştik.

 Hasan Basri Çantay = İşte (halkı) zulmetdikleri zaman helak etdiğimiz memleketler! Biz bunların helakleri için de bir zaman ta'yin etmişizdir.

 Hayrat Neşriyat = İşte zulmettikleri zaman kendilerini helâk ettiğimiz şehirler! Onları helâk etmek için de (gelmeyeceğini zannettikleri) bir zaman ta'yîn etmiştik.

 İbni Kesir = İşte zulmettiklerinden dolayı helak ettiğimiz kasabalar. Onları yok etmek için, bir süre tayin etmiştik.

 Kadri Çelik = O şehirler, zulme saptıkları zaman onları helake uğrattık ve helak oluşları için de bir zaman tayin ettik.

 Muhammed Esed = tıpkı, zulüm üstüne zulüm işlediklerinde yok ettiğimiz önceki toplumlar gibi: ki Biz onların ortadan kaldırılması için de bir süre belirlemiştik.

 Mustafa İslamoğlu = Nitekim işte o şehirlerin (harabeleri)!.. Zulümde ısrar edince onların tümünü yok ettik; ki Biz onların helakı için de (sınırlı) bir zaman takdir etmiştik.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve (yâd ediniz) o memleketleri ki, zulmeder oldukları vakit onları helâk ettik. Ve onların helâkleri için bir muayyen vakit tayin etmiş idik.

 Ömer Öngüt = Zulmettiklerinden ötürü işte yok ettiğimiz şehirler! Onları helâk etmek için belli bir süre tayin etmiştik.

 Şaban Piriş = İşte zulmettikleri için helak ettiğimiz şehirler, onlara da yok etmek için bir süre tanıdık.

 Sadık Türkmen = Işte şu kentler! Zulmeden önceki toplumları imha ettik; Biz onları imha etmeden önce bir süre vermiştik.

 Seyyid Kutub = İşte şu kentler, halklarının zalimlikleri yüzünden onları yok ettik ve yok oluşları için belirli bir vakit kararlaştırdık.

 Suat Yıldırım = İşte o şehirlerin harabeleri!.. Oraların ahalileri zulümlerinde ısrar edince onları imha ettik. Onların helâkleri için de, bir vâde tayin ettik.

 Süleyman Ateş = İşte şu kentler de zulmetmeğe başlayınca onları helâk ettik. Onları helâk etmek için de bir süre belirlemiştik.

 Tefhim-ul Kuran = İşte ülkeler (ve onların halkları), zulme saptıkları zaman onları yıkıma uğrattık; ve yıkımları için de bir buluşma zamanı tesbit ettik.

 Ümit Şimşek = İşte zulmettiklerinde helâk ettiğimiz beldeler! Hepsinin helâkleri için Biz birer vade belirlemiştik.

 Yaşar Nuri Öztürk = İşte sana bir yığın kent/medeniyet. Zulme saptıklarında onları helâk ettik. Onları helâk etmek için de bir süre belirlemiştik.

 İskender Ali Mihr = Ve işte o ülkeler (halkı), zulmettikleri zaman onları helâk ettik. Ve onların helâk edilmesi için bir zaman kıldık (tayin ettik).

 İlyas Yorulmaz = Bu şehir. halkını, zulmettikleri zaman helak ettik. Biz onları yok etmek için bir zaman belirledik.