Önceki Ayet Sonraki Ayet  
37. Sûre Sâffât/6

 إِنَّا زَيَّنَّا السَّمَاء الدُّنْيَا بِزِينَةٍ الْكَوَاكِبِ

  İnnâ zeyyennâs semâed dunyâ bi zîynetinil kevâkib(kevâkibi).

Kelime Karşılaştırma
innâ : muhakkak ki biz
zeyyennâ : süsledik
es semâe : sema, gökyüzü
ed dunyâ : dünya
bi zîynetin : ziynet ile
el kevâkibi : yıldızlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Biz, en yakın göğü zinetlerle, yıldızlarla donattık.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki biz, yakın göğü ziynetlerle bezedik.

 Abdullah Parlıyan = Biz yeryüzüne en yakın gökleri, yıldızların güzelliğiyle süsledik.

 Adem Uğur = Biz yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki biz, o Dünya semâsını gezegenler ile zinetlendirdik.

 Ahmet Tekin = Biz dünya semâsını, zinetlerle, yıldızlarla, gezegenlerle süsledik.

 Ahmet Varol = Şüphesiz biz en yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsledik.

 Ali Bulaç = Şüphesiz biz dünya göğünü 'çekici bir süsle', yıldızlarla süsleyip donattık.

 Ali Fikri Yavuz = Gerçekten biz, en aşağıda olan gökyüzünü, yıldızlardan ibaret bir süsle donattık.

 Ali Ünal = (Yere) en yakın (görünen) dünya semasını bir süsle –yıldızlarla– süsledik.

 Bayraktar Bayraklı = Biz, o yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsleyip donattık.

 Bekir Sadak = suphesiz Biz, yakin gogu bir susle, yildizlarla susledik.

 Celal Yıldırım = Şüphesiz ki biz Dünya semâsını (veya en yakın semâyı) yıldızlarla süsledik.

 Cemal Külünkoğlu = Muhakkak ki biz, dünya semasını (yeryüzüne en yakın göğü) yıldızlarla süsleyip donattık.

 Diyanet İşleri (eski) = Şüphesiz Biz, yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsledik.

 Diyanet Vakfi = Biz yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik.

 Edip Yüksel = Biz en aşağıdaki göğü gezegenler ile süsleyip,

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bakınız biz o Dünya Semayı (o yakın Göğü) bir ziynetle donattık; kevakib.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bakınız Biz o dünya göğünü (yakın göğü) bir zinetle, yıldızlarla donattık.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Gerçekten biz dünya göğünü (o yakın göğü) bir zinetle, yıldızlarla süsledik.

 Gültekin Onan = Şüphesiz biz dünya göğünü 'çekici bir süsle', yıldızlarla süsleyip donattık.

 Harun Yıldırım = Biz yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik.

 Hasan Basri Çantay = Hakîkat biz (size) en yakın göğü bir zînetle, yıldızlarla (donatıp) süsledik.

 Hayrat Neşriyat = Şübhesiz ki biz, en yakın göğü (dünya semâsını) bir ziynetle, yıldızlarla süsledik.

 İbni Kesir = Doğrusu Biz; dünya göğünü bir süsle, yıldızlarla süsledik.

 Kadri Çelik = Hiç şüphesiz biz dünya göğünü çekici yıldızlarla süsleyip donattık.

 Muhammed Esed = Biz yeryüzüne en yakın gökleri yıldızların güzelliğiyle süsledik,

 Mustafa İslamoğlu = Şüphesiz Biz, yerin en yakın göğünü yıldızların güzelliğiyle süsledik;

 Ömer Nasuhi Bilmen = (6-7) Muhakkak ki, Biz yakın olan göğü ziynet ile yıldızlar ile bezedik. Ve hem her isyankar şeytandan muhafaza ettik.

 Ömer Öngüt = Biz yakın göğü bir ziynetle, yıldızlarla süsledik.

 Şaban Piriş = Biz, en yakın göğü yıldızlarla süsledik.

 Sadık Türkmen = Biz yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsledik.

 Seyyid Kutub = Bize en yakın göğü, bir süsle ve yıldızlarla süsledik.

 Suat Yıldırım = Biz yere en yakın semayı yıldızlarla süsledik.

 Süleyman Ateş = Biz en yakın göğü bir zinetle, yıldızlarla süsledik.

 Tefhim-ul Kuran = Hiç şüphesiz, biz dünya göğünü 'çekici bir süsle', yıldızlarla süsleyip donattık.

 Ümit Şimşek = Biz Dünya semâsını yıldızlardan süslerle donattık.

 Yaşar Nuri Öztürk = Biz o yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsleyip donattık.

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki Biz; dünya semasını, yıldızları ziynet kılarak süsledik.

 İlyas Yorulmaz = Biz dünyanın semasını yıldızların ışıklarıyla süsledik.