Önceki Ayet Sonraki Ayet  
26. Sûre Şu’arâ/60

 فَأَتْبَعُوهُم مُّشْرِقِينَ

  Fe etbeûhum muşrikîn(muşrikîne).

Kelime Karşılaştırma
fe : artık, böylece
etbeû-hum : onlara tâbî oldular, onların peşine düştüler
muşrikîne : şark tarafı, doğu tarafı, güneşin doğuş vakti
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Firavun ve adamları gün doğarken onları takibe koyuldular.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Firavun'a uyanlar, gün doğunca İsrâiloğullarının artlarına düştüler.

 Abdullah Parlıyan = Firavun ve orduları gün doğarken, İsrailoğullarının arkalarına düştüler.

 Adem Uğur = Derken (Firavun ve adamları) gün doğumunda onların ardına düştüler.

 Ahmed Hulusi = (Firavun ve ordusu) güneş doğarken onları izlediler.

 Ahmet Tekin = Firavun ve adamları güneş doğarken onların peşlerine düştüler.

 Ahmet Varol = (Firavun ve adamları) güneş doğarken onların arkalarına düştüler.

 Ali Bulaç = Böylece (Firavun ve ordusu) güneşin doğuş vakti onları izlemeye koyuldular.

 Ali Fikri Yavuz = Nİhayet güneş doğarken (Firavun ordusu), İsraîloğullarının arkalarına düştüler.

 Ali Ünal = Derken Firavun’un ordusu, güneş doğup ortalığı aydınlatırken, (geceden yola çıkmış bulunan) İsrail Oğulları’nı takibe koyuldu.

 Bayraktar Bayraklı = (57-60) Bunun üzerine Firavun'un adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece onlara İsrâiloğulları'nı mirasçı kıldık. Ancak Firavun'un adamları, güneş doğarken İsrâiloğulları'nın ardına düştüler.

 Bekir Sadak = Firavun ve adamlari gunes uzerlerine dogarken onlarin ardina dustuler.

 Celal Yıldırım = Güneş doğup ortalığı aydınlatırken Fir'avn ve adamları onları takibe koyuldular.

 Cemal Külünkoğlu = (Firavun ve adamları) gün doğarken (Musa ve ashabını yakalamak için) onları takibe koyuldular.

 Diyanet İşleri (eski) = Firavun ve adamları güneş üzerlerine doğarken onların ardına düştüler.

 Diyanet Vakfi = Derken (Firavun ve adamları) gün doğumunda onların ardına düştüler.

 Edip Yüksel = Onları doğuya doğru izlediler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Derken arkalarına düştüler Güneş doğmuştu

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Derken (Firavun ve askerleri) güneş doğmuştu ki, arkalarına düştüler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Derken (Firavun ve adamları) güneş doğmuştu ki, onların ardına düştüler.

 Gültekin Onan = Böylece (Firavun ve ordusu) güneşin doğuş vakti onları izlemeye koyuldular.

 Harun Yıldırım = Derken gün doğumunda onların ardına düştüler.

 Hasan Basri Çantay = Derken (Fir'avncular) güneş doğarken onların arkalarına düşdüler.

 Hayrat Neşriyat = Derken, (Fir'avun ve askerleri) gündoğumuna ulaşan kimseler iken (erkenden)onların peşine düştüler.

 İbni Kesir = Güneş üzerlerine doğarken onları izlediler.

 Kadri Çelik = Böylece (Firavun ve ordusu) güneşin doğuş vakti onları izlemeye koyuldular.

 Muhammed Esed = Ve sonunda (Mısırlılar) gün doğarken onlara yetiştiler;

 Mustafa İslamoğlu = Derken gündoğumunda onların ardına düştüler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Derken (Fir'avun ile kuvvetleri) güneş parlamaya başlamış iken onların (İsrailoğullarının) arkalarına düştüler.

 Ömer Öngüt = Derken (Firavun ve askerleri) gün doğarken onların ardına düştüler.

 Şaban Piriş = Güneşin doğuşuyla birlikte onların peşine düştüler.

 Sadık Türkmen = (Firavun ve orduları) Güneş doğarken , onların ardına düştüler.

 Seyyid Kutub = Firavun ile soydaşları gün doğar doğmaz İsrailoğullarının ardına düştüler.

 Suat Yıldırım = (Takip kıssasına dönelim) Güneş doğup ortalığı aydınlatırken Firavun’un ordusu onları takibe koyuldu.

 Süleyman Ateş = (Fir'avn ve adamları), güneş doğarken onların ardına düştüler.

 Tefhim-ul Kuran = Böylece (Firavun ve ordusu) güneşin doğuş vakti onları izlemeye koyuldular.

 Ümit Şimşek = Gün doğarken peşlerine düştüler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Firavun ve adamları, gün doğarken onları izlemeye başladılar.

 İskender Ali Mihr = Böylece doğuya doğru (Kızıldeniz’e doğru), onların peşine düştüler.

 İlyas Yorulmaz = Sonra güneş doğarken İsrail oğullarının peşine düştüler.