Önceki Ayet Sonraki Ayet  
28. Sûre Kasas/66

 فَعَمِيَتْ عَلَيْهِمُ الْأَنبَاء يَوْمَئِذٍ فَهُمْ لَا يَتَسَاءلُونَ

  Fe amiyet aleyhimul enbâu yevme izin fe hum lâ yetesâelûn(yetesâelûne).

Kelime Karşılaştırma
fe : artık
amiyet : kapandı
aleyhim : onlara
el enbâu : haberler
yevme izin : izin günü
fe : artık, bundan sonra
hum : onlar
lâ yetesâelûne : sorulmazlar, sorgulanmazlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = O gün onlara karşı bütün haberler kapanmıştır. Artık birbirlerine de soramazlar.

 Abdulbaki Gölpınarlı = O gün bütün bahâneler kör olur onlarca ve hiçbir şey söyleyemezler.

 Abdullah Parlıyan = O gün onlara, bütün bahane kapıları kapanacak ve birbirlerine de, herhangi birşey soramayacaklar.

 Adem Uğur = İşte o gün onlara bütün haberler körleşmiştir (delilleri tükenmiş, söyleyecek sözleri kalmamıştır); onlar birbirlerine de soramayacaklardır.

 Ahmed Hulusi = Oysa o süreçte tüm geçmişin haberleri onlara kapanır! Onlar birbirlerine de soramazlar!

 Ahmet Tekin = O gün, işledikleri günahlar için, bir mazeret bir açıklama getirme yönünde, önlerindeki bütün haber kanalları kapanmıştır. Birbirlerinden de bir talepte bulunamayacaklar, olup bitenleri de artık birbirlerine soramayacaklar.

 Ahmet Varol = O gün artık haberler onlara kör olmuştur. [6] Birbirlerine de bir şey soramazlar.

 Ali Bulaç = Artık o gün, haberler onlar için körelmiştir; birbirlerine de soramazlar.

 Ali Fikri Yavuz = Artık o gün, cevap vermek onlara kapanmıştır, birbirlerine de (verilecek cevabı veya beyan edilecek özrü) soramazlar.

 Ali Ünal = Birden dünyaları kararıverir, o anda verecek bir kelimelik olsun cevap bulamazlar; birbirlerine soracak durumda da değillerdir.

 Bayraktar Bayraklı = İşte o gün, onlara bütün haberler körleşmiştir. Birbirlerine soramazlar.

 Bekir Sadak = O gun, haberlere karsi korlesirler, verilecek cevaplari kalmaz; birbirlerine de soramazlar.

 Celal Yıldırım = O gün haberler, onlara (cevabı verilmez) bir düğüm olacak, artık bu durumda birbirlerinden de soramıyacaklar.

 Cemal Külünkoğlu = Ne var ki, o gün, geçmişte olup bitenler hakkında açıklama yapmak için önlerindeki bütün yolların kapalı olduğunu görecekler ve bu konuda birbirlerine de herhangi bir şey soramayacaklar.

 Diyanet İşleri (eski) = O gün, haberlere karşı körleşirler, verilecek cevapları kalmaz; birbirlerine de soramazlar.

 Diyanet Vakfi = İşte o gün onlara bütün haberler körleşmiştir (delilleri tükenmiş, söyleyecek sözleri kalmamıştır); onlar birbirlerine de soramayacaklardır.

 Edip Yüksel = O günde gerçekleşen olaylar karşısında şaşkına dönmüşlerdir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Artık o gün onlara bütün haberler kör olmuştur, o vakıt onlar artık birbirlerine de soruşmazlar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Artık onlara o gün bütün haberler kör (kapkaranlık) olmuştur. O vakit onlar birbirlerine de soruşamazlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İşte o gün onlara bütün haberler kapkaranlık olmuştur; onlar birbirlerine de soramayacaklardır.

 Gültekin Onan = Artık o gün, haberler onlar için körelmiştir; birbirlerine de soramazlar.

 Harun Yıldırım = İşte o gün onlara bütün haberler körleşmiştir (delilleri tükenmiş, söyleyecek sözleri kalmamıştır); onlar birbirlerine de soramayacaklardır.

 Hasan Basri Çantay = Artık o gün onlara karşı haberler kör olmuşdur. Artık yekdiğerine de (bir şey) soramazlar.

 Hayrat Neşriyat = İşte o gün haberler onlara körleşmiş (gizli kalmış)tır; artık onlar birbirlerine (de birşey) soramazlar.

 İbni Kesir = Ama o gün, onlara karşı bütün haberler kör olmuştur. Birbirlerine de soramazlar.

 Kadri Çelik = Artık o gün haberler onlar için körelmiştir (söyleyecek sözleri kalmamıştır), onlar birbirlerine de soramazlar.

 Muhammed Esed = Ne var ki, o Gün, geçmişte olup bitenler için bir mazeret, bir açıklama getirmek yönünde önlerinde bütün yolların kapanmış olduğunu görecekler; ve bu konuda birbirlerine de herhangi bir şey soramayacaklar.

 Mustafa İslamoğlu = Fakat artık onlara (kendilerini kurtaracak) haberlerin yolu kapanmış olacak; dahası onlar, birbirlerine de soramayacak.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Artık o gün haberler onlara karşı kör (hâfi) kesilmiş olacaktır. Onlar birbirine de soruşmazlar.

 Ömer Öngüt = İşte o gün onlara bütün haberler kapkaranlık olmuştur, birbirlerine de soramayacaklardır.

 Şaban Piriş = O gün, bütün duyuları körleşir; birbirleriyle bile konuşamazlar.

 Sadık Türkmen = Işte o gün bütün bahaneleri batıl/geçersiz olur ve birbirlerine de soramazlar!

 Seyyid Kutub = O gün haberlere karşı körleşirler, verilecek cevapları kalmaz, birbirlerine de soramazlar.

 Suat Yıldırım = Birden dünyaları kararır, bir tek kelime ile olsun cevap veremezler; birbirlerine soracak halleri de kalmaz.

 Süleyman Ateş = O gün haberler, onlara kör olmuştur (yani sözler sanki kör olmuştur, hiçbir söz gelip onların ağızlarını bulamaz, yanıt verecek bir tek kelime bulamazlar) onlar, birbirlerine de soramazlar.

 Tefhim-ul Kuran = Artık o gün, haberler onlar için körelmiştir; onlar birbirlerine de soramazlar.

 Ümit Şimşek = Bütün bilgi kapıları o gün onlara kapanmıştır; birbirlerine birşey soramazlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Artık o gün onlara karşı tüm haberler kör olmuştur. Birbirlerine de bir şey soramazlar.

 İskender Ali Mihr = İzin günü artık onlara haberler (amel defterleri, rakamlı kitap) kapanmıştır. Bundan sonra onlara sorulmaz (sorgulanmazlar).

 İlyas Yorulmaz = O gün, başlarına gelecek kötülüklerin haberleri, onları hiç bir şeyi göremez hale getirmiş olup, artık birbirlerine de hiçbir şey sormazlar.