Önceki Ayet Sonraki Ayet  
36. Sûre Yâsîn/70

 لِيُنذِرَ مَن كَانَ حَيًّا وَيَحِقَّ الْقَوْلُ عَلَى الْكَافِرِينَ

  Li yunzira men kâne hayyen ve yehıkkal kavlu alâl kâfirîn(kâfirîne).

Kelime Karşılaştırma
li : için
yunzire : inzar eder, uyarır
men : kim, kimse, kişi
kâne : oldu
hayyen : hayy, diri
ve yehıkka : ve hak olur
el kavlu : söz
alâ : üzerine
el kâfirîne : kâfirler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (Aklen ve fikren) diri olanları uyarması ve kâfirler hakkındaki o sözün (azabın) gerçekleşmesi için Kur’an’ı indirdik.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Diri olanı korkutması ve kâfirler hakkındaki sözün gerçeğe çıkması için.

 Abdullah Parlıyan = Bu Kur'ân ancak aklı, fikri, duygusu, diri; kalbinde hayat ışığı olanları uyarmak ve Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin üzerine de azapla ilgili sözün hak olduğunu bildirmek üzere indirilmiştir.

 Adem Uğur = Diri olanları uyarsın ve kâfirler cezayı hak etsinler diye.

 Ahmed Hulusi = Tâ ki diri olanı uyarsın ve hakikat bilgisini inkâr edenler üzerine de o hüküm gerçekleşsin.

 Ahmet Tekin = Bu, hakikati gören, hakkı duyan, söyleneni anlayacak uyanıklığa, düşünebilen bir akla sahip olanı uyarmak; hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken, sana ve Kur’ân’a itibar etmeyerek ölü gibi davranan, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler, nankörler üzerinde de, ceza ile ilgili gerekçeli kararımızın, hükmümüzün gerçekleşmesi içindir.

 Ahmet Varol = Diri olanı uyarması ve kâfirler hakkındaki sözün hak olması için (Kur'an ona indirildi).

 Ali Bulaç = (Kur'an,) Diri olanları uyarıp korkutmak ve kâfirlerin üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir).

 Ali Fikri Yavuz = Aklı olanı korkutmak, kâfirlere de azab gerçekleşmek için...

 Ali Ünal = Mânen canlı, (düşünüp akledebilen, gerçeği hem duyup hem görebilen) her kim varsa onu uyarsın, kâfirler hakkında ise deliller tamamlansın, İlâhî hüküm kesinleşsin diye.

 Bayraktar Bayraklı = Diri olanları uyarabilsin ve kâfirlere ceza hak olsun diye.[465]

 Bekir Sadak = Diri olan kimseyi uyarsin ve verilen soz de inkarcilarin aleyhine ciksin.

 Celal Yıldırım = Diriyi uyarmak ve kâfirler üzerine (azâbla ilgili) sözün hakk olması içindir (bu Kur'ân)!.

 Cemal Külünkoğlu = (69-70) Biz, o (peygamber)e şiir öğretmedik. Bu, ona yakışmaz da. Ona vahyedilen ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır. (Bu Kur'an,) yaşayan kimseler uyarılsın ve böylece ilahî hüküm inkârcılar hakkında kesinleşsin diye gönderilmiştir.

 Diyanet İşleri (eski) = Diri olan kimseyi uyarsın ve verilen söz de inkarcıların aleyhine çıksın.

 Diyanet Vakfi = Diri olanları uyarsın ve kâfirler cezayı hak etsinler diye.

 Edip Yüksel = Dirileri uyarır ve inkarcıları açığa çıkarır.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Hayatı olanı uyandırmak, nankörlere de o söz hakk olmak için

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Diri olanı uyandırmak, nankörlere de o azap sözünün gerekmesi için.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Bu), diri olanları uyarmak ve kâfirlere de azab sözünün hak olması içindir.

 Gültekin Onan = (Kuran,) Diri olanları uyarıp korkutmak ve kafirlerin üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir).

 Harun Yıldırım = Diri olanları uyarsın ve kâfirler cezayı hak etsinler diye.

 Hasan Basri Çantay = (Bu da) hayâtı olan kimselere (gelecek tehlikeleri) haber vermek ve kâfirlere o söz hak olmak için (dir).

 Hayrat Neşriyat = Tâ ki hayatta olanları (Allah’ın azâbıyla) korkutsun, kâfirlerin üzerine ise (azab husûsundaki) söz hak olsun!

 İbni Kesir = Diri olanları uyarsın ve kafirlerin üzerine söz hak olsun diye.

 Kadri Çelik = (Kur'an,) Diri olanları uyarıp korkutmak ve küfre sapanların üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir).

 Muhammed Esed = ki (kalben) diri olanları uyarabilsin ve (Allah'ın) sözü hakikati inkara şartlanmış olanlara karşı tanıklık yapabilsin diye.

 Mustafa İslamoğlu = ki bu sayede, (kalben) diri olanları uyarsın ve bunu ısrarla inkar edenlere karşı verilmiş söz gerçekleşsin.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Hayat sahibi olan kimseyi korkutması ve kâfirler üzerine de azabın tahakkuk etmesi için (O Kur'an'ı) indirdik.

 Ömer Öngüt = Tâ ki diri olan kimseyi uyarasın ve verilen söz de kâfirlerin aleyhine gerçekleşsin.

 Şaban Piriş = Diri olanları uyarmak ve sözün nankörler aleyhinde gerçekleşmesi içindir.

 Sadık Türkmen = Diri olan kimseleri uyarsın ve küfre sapanlara da hakedeceklerini söylesin.

 Seyyid Kutub = Diri olanları uyarsın ve inkâr edenlere de azab hak olsun.

 Suat Yıldırım = Yaşayan her kişiyi uyarsın diye, böylece ilahî hüküm kâfirler hakkında kesinleşsin diye, gönderilmiştir.

 Süleyman Ateş = (Bu Kur'ân Muhammed'e vahyedilmiştir) ki, diri olanları uyarsın ve inkâr edenlere de (azâb) söz(ü) hak olsun.

 Tefhim-ul Kuran = (Kur'an,) Diri olanları uyarıp korkutmak ve küfre sapanların üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir).

 Ümit Şimşek = Diri olanı uyarsın ve kâfirler hakkındaki hüküm yerini bulsun diye Biz ona Kur'ân'ı verdik.

 Yaşar Nuri Öztürk = Diri olanı uyarsın ve inkârcılar üzerine söz hak olsun diye indirilmiştir.

 İskender Ali Mihr = (Kur’ân’ın indirilmesi), hayy olanları inzar etmek (uyarmak) ve (azap) sözünün kâfirlerin üzerine hak olması içindir.

 İlyas Yorulmaz = Yaşayan dirileri uyarmak için (inmiş) dir. Doğruları inkâr edip reddedenlere (azap) sözü gerçekleşecektir.