Önceki Ayet Sonraki Ayet  
11. Sûre Hûd/72

 قَالَتْ يَا وَيْلَتَى أَأَلِدُ وَأَنَاْ عَجُوزٌ وَهَذَا بَعْلِي شَيْخًا إِنَّ هَذَا لَشَيْءٌ عَجِيبٌ

  Kâlet yâ veyletâ e elidu ve ene acûzun ve hâzâ ba'lî şeyhâ(şeyhan), inne hâzâ le şey'un acîb(acîbun).

Kelime Karşılaştırma
kâlet : dedi
yâ veyletâ : vay, heyhat, hayret
e elidu : ben mi doğuracağım
ve ene : ve ben
ecûzun : yaşlı, ihtiyarım
ve hâzâ : ve bu
ba’lî : kocam, zevcim, eşim
şeyhan : ihtiyar, şeyh
inne hâzâ : muhakkak ki bu
le şey’un : elbette bir şeydir
acîbun : şaşırtıcı, acayip
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Karısı, “Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı ve bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Gerçekten bu, çok şaşılacak bir şey!” dedi.

 Abdulbaki Gölpınarlı = O, eyvahlar olsun dedi, ben mi doğuracağım? Ben bir kocakarıyım, şu kocam da ihtiyar. Şüphe yok ki bu, pek şaşılacak bir şey.

 Abdullah Parlıyan = İbrahim'in hanımı: “Vay halime, ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken, çocuk mu doğuracağım? Doğrusu bu şaşılacak birşey” dedi.

 Adem Uğur = (İbrahim'in karısı:) Olacak şey değil! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu gerçekten şaşılacak bir şey! dedi.

 Ahmed Hulusi = (İbrahim'in karısı) dedi ki: "Vay bana! Ben bir yaşlı (âdetten kesilmiş) kadın ve şu kocam da ihtiyar iken doğuracak mıyım? Muhakkak ki bu şaşılacak bir şeydir!"

 Ahmet Tekin = İbrâhim’in karısı:'Vay başıma gelenlere! Ben bir kocakarı, kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım. Bu tuhaf bir şey.' dedi.

 Ahmet Varol = 'Vay halime! Ben böyle kocamış bir kadın kocam da bir ihtiyar iken ben doğuracak mıyım? Bu gerçekten şaşırtıcı bir şey!' dedi.

 Ali Bulaç = "Vay bana" dedi (kadın). "Ben kocamış bir kadın iken ve şu kocam da bir ihtiyar iken doğuracak mıyım? Gerçekten bu, şaşırtıcı bir şey!.."

 Ali Fikri Yavuz = (İbrâhim’in hanımı) şöyle dedi: “- Ay! Ben doğuracak mıyım? Ben ihtiyar bir kadın ve bu kocam da bir ihtiyar iken!... Doğrusu bu, çok şaşılacak bir şey!...

 Ali Ünal = “Vay başıma gelenlere!” dedi; “Ben bir yaşlı kadın ve şu kocam da bir pir iken nasıl çocuğum olabilir? Doğrusu çok şaşılacak bir şey bu!”

 Bayraktar Bayraklı = Hanımı, “Olacak şey değil! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu, gerçekten şaşılacak bir şey!” dedi.

 Bekir Sadak = «Vay basima gelenler! Ben bir kocakari, kocam da ihtiyar olmusken nasil dogurabilirim? Dogrusu bu sasilacak bir sey» dedi.

 Celal Yıldırım = Vay, dedi, doğuracak mıyım ? Oysa ben bir kocakarı, şu kocam da bir ihtiyar. Doğrusu bu şaşılacak şey !

 Cemal Külünkoğlu = Karısı: “Vay başıma gelenler! Ben kocamış bir kadın ve bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Gerçekten bu, çok şaşılacak bir şey!” dedi.

 Diyanet İşleri (eski) = 'Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı, kocam da ihtiyar olmuşken nasıl doğurabilirim? Doğrusu bu şaşılacak bir şey' dedi.

 Diyanet Vakfi = (İbrahim'in karısı:) Olacak şey değil! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu gerçekten şaşılacak bir şey! dedi.

 Edip Yüksel = 'Vay başıma gelenler,' dedi, 'Ben bir yaşlı kadın ve kocam da ihtiyar bir adam iken çocuk mu doğuracağım? Bu çok garip bir şey!'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Vay, dedi, doğuracak mıyım? Ben bir acuz, kocam da bu bir pir iken, her halde bu çok acîb bir şey

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Vay dedi zevcesi, «Ben bir kocakarı, kocam da bir ihtiyar iken doğurabilir miyim? Gerçekten bu çok şaşılacak bir şey !

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Vay başıma gelene!» dedi, «Ben bir kocakarıyım, kocam da yaşlı bir adam. Bu gerçekten çok tuhaf bir şey!»

 Gültekin Onan = "Vay bana" dedi (kadın). "Ben kocamış bir kadın iken ve şu kocam da bir ihtiyar iken doğuracak mıyım? Gerçekten bu, şaşırtıcı bir şey!.."

 Harun Yıldırım = Dedi ki: “Vay halime! Ben kocamış bir kadın ve şu eşim de bir ihtiyar iken, ben mi doğuracakmışım? Doğrusu pek şaşılacak bir şey!”

 Hasan Basri Çantay = «(Kadın) vay, dedi, kendim bir koca karı, şu zevcim de bir ihtiyar iken ben mi doğuracak mışım? Bu, cidden pek şaşılacak bir şey»!

 Hayrat Neşriyat = (İbrâhîm’in hanımı Sâre:) 'Vay bana! Ben ihtiyar bir kadın, bu kocam da yaşlı bir kimse iken mi doğuracağım? Doğrusu bu gerçekten şaşılacak bir şey!' dedi.

 İbni Kesir = Vay başıma gelenler, ben mi doğuracağım? Ben kocamış biri, şu erim de bir ihtiyar iken. Doğrusu bu, şaşılacak bir şey, dedi.

 Kadri Çelik = “Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı, kocam da ihtiyar olmuşken nasıl doğurabilirim? Doğrusu bu şaşılacak bir şey” dedi.

 Muhammed Esed = "Vah bana!" dedi, "Ben yaşlı bir kadın, kocam da yaşlı bir adam iken, hala çocuk mu doğuracağım? Doğrusu, yadırganacak bir şey bu!"

 Mustafa İslamoğlu = "Ah benim dertli başım! Ben yaşlı bir kadın şu kocam da bir piri fani olduğu halde, ben çocuk doğuracağım ha? Bu gerçekten de çok garip bir şey!" dedi.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Dedi ki: «Vay halime! Ben çocuk doğurabilir miyim? Ben bir koca kadınım, kocam da bir ihtiyardır. Şüphe yok ki bu acaip bir şeydir.»

 Ömer Öngüt = “Vay hâlime! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu gerçekten şaşılacak bir şey!” dedi.

 Şaban Piriş = -Vay başıma gelenler, Ben ihtiyar bir kadınım, kocam da yaşlı olduğu halde nasıl doğurabilirim? Bu şaşılacak bir şey! dedi.

 Sadık Türkmen = “vay başıma gelenler!” dedi. “Ben bir kocakarı iken, doğuracak mıyım? Üstelik, bu kocam da yaşlı bir ihtiyardır. Bu, cidden acayip bir şey!”

 Seyyid Kutub = Aman Allah'ım! Doğum mu yapacağım? Oysa ben yaşlı bir kadınım, şu eşim de ihtiyar bir adamdır. Bu şaşılacak bir şey!

 Suat Yıldırım = İbrâhim’in hanımı: "Ay! dedi, ben bir kocakarı, kocam da bir pir iken ben mi doğuracağım! Doğrusu bu çok şaşılacak bir şey!"

 Süleyman Ateş = "Vay, dedi, ben bir kocakarı, bu kocam da bir pir iken doğuracak mıyım? Bu, cidden şaşılacak bir şey!"

 Tefhim-ul Kuran = «Vay bana» dedi (kadın) . «Ben kocamış bir kadın iken ve şu kocam da bir ihtiyar iken doğuracak mıyım? Gerçekten bu, şaşırtıcı bir şey!..»

 Ümit Şimşek = 'Eyvahlar olsun!' dedi. 'Bu kocamış halimle mi doğuracağım? Üstelik kocam da bir pir-i fani iken! Bu çok tuhaf birşey!'

 Yaşar Nuri Öztürk = "Vay başıma, dedi. Doğuracak mıyım ben? Kendim bir kocakarı, kocam bir ihtiyar. Gerçekten şaşılacak şey bu."

 İskender Ali Mihr = “Hayret, ben ihtiyar (aciz) iken mi doğuracağım? Ve (işte) bu eşim de ihtiyar. Muhakkak ki bu, elbette şaşılacak bir şeydir.” dedi.

 İlyas Yorulmaz = İbrahim’in karısı “Vay başıma gelene, ben yaşlı, elden ayaktan düşmüş bir kadın, kocamda kocamış bir erkek hale gelmişken doğuracak mıyım? Gerçekten bu şaşılacak bir durum” dedi.