Önceki Ayet Sonraki Ayet  
26. Sûre Şu’arâ/74

 قَالُوا بَلْ وَجَدْنَا آبَاءنَا كَذَلِكَ يَفْعَلُونَ

  Kâlû bel vecednâ âbâenâ kezâlike yef’alûn(yef’alûne).

Kelime Karşılaştırma
kâlû : dediler
bel : hayır
vecednâ : biz bulduk
âbâe-nâ : (bizim) babalarımız
kezâlike : böyle
yef’alûne : yapıyorlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Hayır, ama biz babalarımızı böyle yaparken bulduk” dediler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Hayır dediler, atalarımızı böyle bulduk, böyle yapıyordu onlar.

 Abdullah Parlıyan = “Biz atalarımızı böyle bulduk, böyle yapıyordu onlar” dediler.

 Adem Uğur = Şöyle cevap verdiler: Hayır, ama biz babalarımızı böyle yapar bulduk.

 Ahmed Hulusi = Dediler ki: "Hayır! Fakat atalarımızı bunu uygular bulduk (biz de taklit ediyoruz onları)!"

 Ahmet Tekin = Onlar: 'Ama biz babalarımızı böyle yaparlarken gördük' dediler.

 Ahmet Varol = 'Hayır. Ama atalarımızın böyle yaptıklarını gördük' dediler.

 Ali Bulaç = "Hayır" dediler. "Biz atalarımızı böyle yaparlarken bulduk."

 Ali Fikri Yavuz = Dediler ki: “- Hayır (bize cevab vermezler, fayda ve zararları da dokunmaz), ancak biz, babalarımızı böyle yapıyorlar bulduk.

 Ali Ünal = “Hayır” dediler, “ama biz, babalarımızı, dedelerimizi hep böyle yaparken bulduk.”

 Bayraktar Bayraklı = (69-74) Onlara İbrâhim'in kıssasını anlat! İbrâhim, babasına ve ulusuna “nelere tapıyorsunuz?” demişti. Onlar: “Putlara tapıyoruz; onlarla ilgilenip duruyoruz” demişlerdi. İbrâhim: “Çağırdığınız zaman sizi duyarlar mı ve size bir fayda ve zarar verirler mi?” demişti. Onlar: “Ancak, babalarımızı da böyle yaparken bulduk” demişlerdi.[378]

 Bekir Sadak = «ayir ama, babalarimizi da bu sekilde ibadet ederken bulduk» demislerdi.

 Celal Yıldırım = «Hayır, biz babalarımızı böyle yaparlarken bulduk» dediler.

 Cemal Külünkoğlu = (Onlar da:) “Hayır, ama biz babalarımızı böyle yaparken bulduk” dediler.

 Diyanet İşleri (eski) = 'Hayır ama, babalarımızı da bu şekilde ibadet ederken bulduk' demişlerdi.

 Diyanet Vakfi = Şöyle cevap verdiler: Hayır, ama biz babalarımızı böyle yapar bulduk.

 Edip Yüksel = 'Hayır; ancak biz atalarımızın böyle yaptıklarını gördük,' dediler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Yok dediler: atalarımızı bulduk, böyle yapıyorlardı

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hayır, biz atalarımızı böyle yaparken bulduk, dediler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Yok, dediler, ama biz babalarımızı böyle yapar bulduk.»

 Gültekin Onan = "Hayır" dediler. "Biz atalarımızı böyle yaparlarken bulduk."

 Harun Yıldırım = Dediler ki: “Hayır, ama biz atalarımızı böyle yapar bulduk.”

 Hasan Basri Çantay = Dediler ki: «Hayır, biz babalarımızı böyle bulduk (onlar da) böyle yapıyorlar (dı)».

 Hayrat Neşriyat = (Onlar:) 'Hayır! (Biz) atalarımızı böyle yapar bulduk' dediler.

 İbni Kesir = Demişlerdi ki: Hayır. Atalarımızı böyle yapar gördük.

 Kadri Çelik = “Hayır” dediler. “Biz babalarımızı böyle yaparlarken bulduk.”

 Muhammed Esed = "Ama" diye çıkıştılar, "biz atalarımızı da bunu yapıyor gördük!"

 Mustafa İslamoğlu = "Hayır ama..." dediler, "Biz, atalarımızı da böyle yapıyor bulduk!"

 Ömer Nasuhi Bilmen = Dediler ki: «Yok, biz babalarımızı böylece yaparlar bulduk.»

 Ömer Öngüt = Dediler ki: “Hayır, amma biz atalarımızın da böyle yaptıklarını gördük. ”

 Şaban Piriş = -Hayır, dediler. Atalarımızı böyle yapıyor bulduk.

 Sadık Türkmen = “hayır”, dediler. “Ama biz atalarımızı da böyle yaparken bulduk.”

 Seyyid Kutub = Onlar, «Hayır ama, atalarımızın böyle yaptıklarını gördük» dediler.

 Suat Yıldırım = "Yook!" dediler, "ama atalarımızı böyle bir uygulama içinde bulduk, biz de onu benimsedik."

 Süleyman Ateş = "Hayır, ama babalarımızın böyle yaptıklarını gördük, (onun için biz de böyle yapıyoruz)." dediler.

 Tefhim-ul Kuran = «Hayır» dediler. «Biz atalarımızı böyle yaparlarken bulduk.»

 Ümit Şimşek = Onlar 'Biz atalarımızı böyle yapar halde bulduk' dediler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Dediler: "Hayır! Ancak atalarımızı böyle yapar halde bulduk."

 İskender Ali Mihr = “Hayır, babalarımızı böyle yapıyor (ibadet ediyor) bulduk.” dediler.

 İlyas Yorulmaz = Onlarda “Ama biz atalarımızı böyle yaparken bulduk” dediler.