Önceki Ayet Sonraki Ayet  
40. Sûre Mü’min/75

 ذَلِكُم بِمَا كُنتُمْ تَفْرَحُونَ فِي الْأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَبِمَا كُنتُمْ تَمْرَحُونَ

  Zâlikum bimâ kuntum tefrehûne fîl ardı bi gayril hakkı ve bimâ kuntum temrehûn(temrehûne).

Kelime Karşılaştırma
zâlikum : işte bu
bimâ : sebebiyle, nedeniyle
kuntum : siz oldunuz
tefrehûne : (ferahlanıyorsunuz) şımarıyorsunuz
fî el ardı : yeryüzünde
bi gayri : olmaksızın
el hakkı : hak
ve : ve
bimâ : sebebiyle, nedeniyle
kuntum : siz oldunuz
temrehûne : böbürleniyorsunuz, azıyorsunuz
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Bütün bunlar, yeryüzünde haksız yere sevinç şımarıklığına düşmeniz, kasılıp kabarmanız yüzündendir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Bu da, yeryüzünde haksız yere sevinip övündüğünüzden ve ululanıp kendinizi gördüğünüzdendir.

 Abdullah Parlıyan = Bu durum, sizin yeryüzünde haksızlıkla şımarmanızdan ve aşırı derecede sevinip böbürlenmenizden dolayıdır.

 Adem Uğur = Bu, sizin yeryüzünde haksız olarak şımarmanızdan ve aşırı derecede sevinip böbürlenmenizden ötürüdür.

 Ahmed Hulusi = Bu, yeryüzünde haksız olarak sevinip şımarmanız ve kasılıp böbürlenmeniz yüzündendir.

 Ahmet Tekin = Bu ceza, sizin, yeryüzünde, hak etmediğiniz halde çok sevinmenizden, şımarmanızdan ve kibirlenmenizden, kendinizde bir güç görerek, güvenerek serkeş, zorba, diktatör, güç ve iktidar sahibi olmanızdan kaynaklanmaktadır.

 Ahmet Varol = 'Bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanızdan ve böbürlenip azmanızdan dolayıdır.

 Ali Bulaç = İşte bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarıp azmanız ve azgınca ölçüyü taşırmanız dolayısıyladır.

 Ali Fikri Yavuz = Size bu azap, yeryüzünde azgınlıkla sevinmenizden ve kibirlenmenizden dolayıdır.

 Ali Ünal = (Saptırmasının ve azaba mahkûm etmesinin sebebi) şudur ki, dünyada haram– helâl, hakhukuk demeden zevklere dalıp neşeleniyor ve taşkınlık yapıyordunuz.

 Bayraktar Bayraklı = Bu durum, sizin yeryüzünde haksız yere şımarıp taşkınlık yapmanızdan dolayıdır.

 Bekir Sadak = (75-76) Onlara: «Iste bu, yeryuzunde haksiz yere simarmaniz ve boburlenmenizden oturudur. Temelli kalacaginiz cehenneme kapilarindan girin» denir. Buyuklenenlerin duragi ne kotudur!

 Celal Yıldırım = Bu (kötü sonuç) sizin yeryüzünde haksız yere şımarıp böbürlenmenizden ve ölçüyü kaçırıp taşkınlık yapmanızdandır.

 Cemal Külünkoğlu = Bu durum, sizin yeryüzünde haksız yere şımarmanızdan ve böbürlenmenizdendir.

 Diyanet İşleri (eski) = (75-76) Onlara: 'İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür. Temelli kalacağınız cehennem kapılarından girin' denir. Büyüklenenlerin durağı ne kötüdür!

 Diyanet Vakfi = Bu, sizin yeryüzünde haksız olarak şımarmanızdan ve aşırı derecede sevinip böbürlenmenizden ötürüdür.

 Edip Yüksel = Çünkü siz yeryüzünde gerçeğe dayanmadan seviniyor ve şımarıyordunuz.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bu şundan: Çünkü yeryüzünde haksızlıkla seviniyordunuz ve çünkü güveniyordunuz

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bunun sebebi şudur. Çünkü siz, yeryüzünde haksızlıkla seviniyordunuz ve çünkü güveniyordunuz.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bunun sebebi şudur: Çünkü siz yeryüzünde haksız yere seviniyor ve güveniyordunuz.

 Gültekin Onan = İşte bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarıp azmaniz ve azgınca ölçüyü taşırmanız dolayısıyladır.

 Harun Yıldırım = Bu, sizin yeryüzünde haksız olarak şımarmanızdan ve aşırı derecede sevinip böbürlenmenizden ötürüdür.

 Hasan Basri Çantay = Size olan bu (azâb) şunlardır: (Çünkü) siz yer (yüzün) de haksız yere şımarıklık ediyor, (ahırdan çıkmış hayvanlar gibi çılgınca) taşkınlık gösteriyordunuz.

 Hayrat Neşriyat = Bu (içinde bulunduğunuz azab) yeryüzünde haksız yere şımarıyor olmanızdan ve böbürlenmekte bulunmanızdan dolayıdır.

 İbni Kesir = Bu; sizin yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür.

 Kadri Çelik = İşte bu, sizin yeryüzünde haksız yere sevinip şımarmanız ve azgınca ölçüyü taşırmanız sebebiyledir.

 Muhammed Esed = bu durum, sizin yeryüzünde hiçbir doğru(luk endişesi) taşımadan küstahça böbürlenmenizin ve kendinizi beğenmişliğinizin bir ürünüdür!

 Mustafa İslamoğlu = Bunun nedeni, yeryüzünde hak etmediğiniz halde azıp şımarmanız ve kasıntılık yapmanızdır:

 Ömer Nasuhi Bilmen = Sizin bu cezanız, yerde haksız yere pek fazla sevinir olmanızdan ve çok güvenir bulunmanızdan dolayıdır.

 Ömer Öngüt = Bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarmanızdan, aşırı derecede sevinip böbürlenmenizden ötürüdür.

 Şaban Piriş = İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve boşuna böbürlenmeniz sebebiyledir.

 Sadık Türkmen = Bütün bunlar yeryüzünde haksız yere şımarmış ve aşırı derecede kabarıp böbürlenmiş olmanız yüzündendir.

 Seyyid Kutub = Bu durum sizin yeryüzünde haksız olarak şımarmanızdan ve aşırı derecede sevinip böbürlenmenizdendir.

 Suat Yıldırım = Bu şaşırtmanın sebebi, dünyada haksız yere şımarıp kibirlenmeniz ve taşkınlık yapmanızdır.

 Süleyman Ateş = "Bu durum, sizin yeryüzünde haksız olarak şımarmanızdan ve bölürlenmenizden ötürüdür."

 Tefhim-ul Kuran = İşte bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarıp azmanız ve azgınca ölçüyü taşırmanız dolayısıyladır.

 Ümit Şimşek = Bütün bunlar, hakkınız olmadığı halde yeryüzünde şımarıp taşkınlık etmeniz yüzündendir.

 Yaşar Nuri Öztürk = Bütün bunlar, yeryüzünde haksız yere sevinç şımarıklığına düşmeniz, kasılıp kabarmanız yüzündendir.

 İskender Ali Mihr = İşte bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve azmanız sebebiyledir.

 İlyas Yorulmaz = İşte, içine düştüğünüz bu durum, yeryüzünde haksız yere övünmenizden ve taşkınlık göstermenizden dolayıdır.