Önceki Ayet Sonraki Ayet  
19. Sûre Meryem/77

 أَفَرَأَيْتَ الَّذِي كَفَرَ بِآيَاتِنَا وَقَالَ لَأُوتَيَنَّ مَالًا وَوَلَدًا

  E fe raeytellezî kefere bi âyâtinâ ve kâle le ûteyenne mâlen ve veledâ(veleden).

Kelime Karşılaştırma
e fe raeyte : sen gördün mü
ellezî kefere : inkâr eden kimseleri
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
ve kâle : ve dedi
le ûteyenne : elbette verilecektir
mâlen : mal
ve veleden : ve çocuk
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Âyetlerimizi inkâr edip “Bana elbette mal ve evlat verilecek!” diyen kimseyi gördün mü?

 Abdulbaki Gölpınarlı = Gördün mü delillerimizi inkâr edeni ve elbette bana mal da verilecek, evlât da diyeni?

 Abdullah Parlıyan = (Resûlüm!) Âyetlerimizi inkâr eden ve «Muhakkak surette bana mal ve evlât verilecek» diyen adamı gördün mü?

 Adem Uğur = (Resûlüm!) Âyetlerimizi inkâr eden ve "Muhakkak surette bana mal ve evlât verilecek" diyen adamı gördün mü?

 Ahmed Hulusi = O işaretlerimizi inkâr eden ve: "Kesinlikle bana mal ve çocuk verilir" diyen kimseyi gördün mü?

 Ahmet Tekin = Âyetlerimizi inkâr edip, küfre saplanan ve:'Kesinlikle bana mal ve oğullar verilecek.' diyeni görüyor musun?

 Ahmet Varol = Şu ayetlerimizi inkâr eden ve: 'Bana elbette mal ve çocuklar verilecek' diyeni gördün mü?

 Ali Bulaç = Ayetlerimizi inkar edip, bana: "Elbette mal ve çocuklar verilecektir" diyeni gördün mü?

 Ali Fikri Yavuz = Şimdi şu âyetlerimizi inkâr eden ve “Elbette bana mal ve evlâd verilecektir,” diyen adamı (As İbni Vail’i) gördün mü? (Ashabdan Habbab’ın (r.a.), kâfirlerden As İbni Vail’de alacağı vardı. Bu alacağını istemeğe gittiği zaman, As: “- Peygambere küfretmedikçe sana ödemem.” dedi. Habbab (r.a.) da “Ebediyyen ben ona küfretmem.” dedi. Bunun üzerine As: “- O halde, dirildiğim zaman, kıyamette bana gelirsin, orada benim malım ve evlâdım olacak, sana veririm.” söyledi. İşte geçen âyeti kerime, bu hâdise üzerine nâzil olmuştur.)

 Ali Ünal = Bakmaz mısın şu âyetlerimizi inkâr eden ve “Siz ne derseniz deyin, (işte ben yolumda gidecek ve ceza, azap hiçbir şey görmeyeceğim; üstelik) bana mal da verilecek, evlât da verilecek!” diyen kişiye?

 Bayraktar Bayraklı = Âyetlerimizi inkâr eden ve “Muhakkak sûrette bana mal ve evlat verilecek” diyen adamı gördün mü?

 Bekir Sadak = Ayetlerimizi inkar eden ve «bana elbette mal ve cocuk verilecektir» diyeni gordun mu?

 Celal Yıldırım = Âyetlerimizi inkâr edip, «bana elbette mal ve çocuk verilecektir» diyeni gördün mü ?

 Cemal Külünkoğlu = (Ey Muhammed!) Şu ayetlerimizi inkâr eden ve: “Bana kesinlikle mal ve evlat verilecek” diyen adamı gördün mü?

 Diyanet İşleri (eski) = Ayetlerimizi inkar eden ve 'bana elbette mal ve çocuk verilecektir' diyeni gördün mu?

 Diyanet Vakfi = (Resûlüm!) Âyetlerimizi inkâr eden ve «Muhakkak surette bana mal ve evlât verilecek» diyen adamı gördün mü?

 Edip Yüksel = Ayetlerimizi reddeden ve, 'Bana mal ve çocuk verilecek!,' diyeni gördün mü?

 Elmalılı Hamdi Yazır = Şimdi şu küfredip de bana muhakkak mal ve veled verilecek diyen herifi gördün mü?

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Şimdi şu küfredip de: «Bana muhakkak mal ve evlat verilecektir.» diyen herifi gördün mü?

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Şimdi âyetlerimizi inkâr eden ve «Elbette bana mal ve evlat verilecektir.» diyen adamı gördün mü?

 Gültekin Onan = Ayetlerimize küfredip "bana elbette mal ve çocuklar verilecektir" diyeni gördün mü?

 Harun Yıldırım = Âyetlerimizi inkâr eden ve "Muhakkak surette bana mal ve evlât verilecek" diyen adamı gördün mü?

 Hasan Basri Çantay = (Şu) âyetlerimizi (inkâr ile) kâfir olan ve «Bana elbette mal ve evlâd verilecekdir» diyen adamı gördün mü?

 Hayrat Neşriyat = (Ey Resûlüm!) Âyetlerimizi inkâr eden ve: 'Elbette bana mal ve evlâd verilecektir' diyen kimseyi gördün mü?

 İbni Kesir = Ayetlerimizi inkar eden; bana elbette mal ve çocuk verilecektir, diyeni gördün mü?

 Kadri Çelik = Ayetlerimizi inkâr edip, “Elbette bana mal ve çocuklar verilecektir” diyeni gördün mü?

 Muhammed Esed = Mesajlarımızı inkara şartlanmış olan ve "Şüphesiz, bana mal mülk ve evlat verilecektir" diyen kimseyi hiç düşündün mü?"

 Mustafa İslamoğlu = Küfre saplanmış olan, üstelik "Servet ve evlat elbette bana verilecekti!" diyen kimseye baksana bir.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Gördün mü o kimseyi ki, Bizim âyetlerimizi inkâr etti ve dedi ki: «Elbette bana mal ve veled verilecektir.»

 Ömer Öngüt = Resulüm! Âyetlerimizi inkâr eden ve: “Bana elbette mal ve evlat verilecektir. ” diyen adamı gördün mü?

 Şaban Piriş = Ayetlerimizi kabul etmeyenleri gördün mü? -Bana mal ve çocuk verilecek, diyor.

 Sadık Türkmen = Ayetlerimizi inkâr eden şu kimseyi gördün mü? Dedi ki: “Elbette bana mal ve çocuk verilecektir.”

 Seyyid Kutub = Ey Muhammed, şu ayetlerimizi inkâr eden ve «Bana kesinlikle mal ve evlat verilecek» diyen adamı gördün mü?

 Suat Yıldırım = Baksana şu âyetlerimizi inkâr edip: "Mutlaka malım mülküm de olacak, çoluk çocuğum da olacak!" diyen adamın haline!

 Süleyman Ateş = Âyetlerimizi inkâr edip: "Bana mal ve evlâd verilecek" diyen adamı gördün mü?

 Tefhim-ul Kuran = Ayetlerimizi inkâr edip, bana: «Elbette mal ve çocuklar verilecektir» diyeni gördün mü?

 Ümit Şimşek = Gördün mü âyetlerimizi inkâr edip de 'Bana servet ve evlât verilecek' diyeni?

 Yaşar Nuri Öztürk = Ayetlerimizi inkâr edip, "Bana mal da evlat da kesinlikle verilecek." diyeni gördün mü?

 İskender Ali Mihr = Öyleyse (hâlâ) âyetlerimizi inkâr ederek: “Bana mutlaka mal ve evlât verilecektir.” diyeni gördün mü?

 İlyas Yorulmaz = “Elbette ki bana mal ve evlat verilecek” diyerek, ayetlerimizi inkar edeni gördün mü?