Önceki Ayet Sonraki Ayet  
21. Sûre Enbiyâ/77

 وَنَصَرْنَاهُ مِنَ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمَ سَوْءٍ فَأَغْرَقْنَاهُمْ أَجْمَعِينَ

  Ve nasarnâhu minel kavmillezîne kezzebû bi âyâtinâ, innehum kânû kavme sev’in fe agraknâhum ecmaîn(ecmaîne).

Kelime Karşılaştırma
ve nasarnâ-hu : ve ona yardım ettik
min el kavmi : kavimden (kavme karşı)
ellezîne : ki onlar
kezzebû : yalanladılar
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
inne-hum : muhakkak onlar
kânû : oldular
kavme : kavim
sev’in : kötü
fe : o zaman, böylece
agraknâ-hum : onları boğduk
ecmaîne : hepsi
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Âyetlerimizi yalanlayanlara karşı ona yardım etmiştik. Şüphesiz onlar kötü bir toplumdu. Bu yüzden biz de onları topyekûn suda boğduk.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve delillerimizi yalanlayan bir topluluğa karşı yardım etmiştik ona; gerçekten de kötü bir topluluktu onlar ve bu yüzden hepsini de sulara boğmuştuk.

 Abdullah Parlıyan = O'nu ayetlerimizi yalan sayan bir topluma karşı, yardım edip O'nun intikamını aldık. Şüphesiz ki onlar, kötü bir kavim idi, biz de hepsini olduğu gibi tufanda boğduk.

 Adem Uğur = Onu, âyetlerimizi inkâr eden kavimden koruduk. Gerçekten onlar, fena bir kavim idi; bu yüzden topunu birden (suya) gömdük.

 Ahmed Hulusi = Ona, kendilerindeki işaretlerimizi yalanlayan halka (karşı) yardım etmiştik. . . Muhakkak ki onlar kötü bir topluluk idi. . . Biz de onların hepsini birden suda boğduk.

 Ahmet Tekin = Âyetlerimizi, mûcizelerimizi yalanlayan kavimden onu koruduk. Onlar bilinçli olarak serâpâ suça, günaha batmış bir kavimdi. Onların hepsini tufanda boğduk.

 Ahmet Varol = Ayetlerimizi yalanlayan kavme karşı ona yardım ettik. Onlar kötü bir kavimdiler, biz de onların tümünü suda boğduk.

 Ali Bulaç = Ve ayetlerimizi yalanlayan kavimden 'ona yardım edip öcünü aldık'. Şüphesiz onlar, kötü bir kavimdi, biz de onların tümünü suya batırıp boğduk.

 Ali Fikri Yavuz = Bir de âyetlerimizi tekzip eden o kavimden Nûh’u kurtarıp öcünü aldık. Gerçekten onlar, kötü bir kavim idiler. Biz de hepsini birden boğduk.

 Ali Ünal = Âyetlerimizi yalanlayan topluluğa karşı yardım etmiştik O’na. O topluluk da gerçekten kötülüğe batmış bir güruhtu ve bu yüzden hepsini suda boğmuştuk.

 Bayraktar Bayraklı = Nuh'u, âyetlerimizi inkâr eden kavimden koruduk. Gerçekten onlar, fena bir kavimdi. Bu yüzden hepsini suya gömdük.[331]

 Bekir Sadak = Ayetlerimizi yalanlayan millete karsi ona yardim ettik. Dogrusu onlar fena bir milletti, hepsini suda bogduk.

 Celal Yıldırım = Ve âyetlerimizi yalanlayan kavme karşı ona yardım edip intikam aldık. Şüphesiz ki onlar kötü bir kavim idi; biz de hepsini olduğu gibi (tufanda) boğduk.

 Cemal Külünkoğlu = (76-77) Nuh'u da hatırla! Hani o bir dua etmişti de duasını kabul edip onu da, ev halkını da büyük bir felâket ve sıkıntıdan kurtarmıştık. Ayetlerimizi yalanlayanlara karşı ona yardım etmiştik. Şüphesiz onlar kötü bir toplumdu. Bu yüzden biz de onları topyekûn suda boğduk.

 Diyanet İşleri (eski) = Ayetlerimizi yalanlayan millete karşı ona yardım ettik. Doğrusu onlar fena bir milletti, hepsini suda boğduk.

 Diyanet Vakfi = Onu, âyetlerimizi inkâr eden kavimden koruduk. Gerçekten onlar, fena bir kavim idi; bu yüzden topunu birden (suya) gömdük.

 Edip Yüksel = Ayetlerimizi inkar eden toplumlara karşı onu destekledik. Onlar, kötü bir toplum olduklarından hepsini boğduk.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve âyetlerimizi tekzib eden kavmden öcünü aldık, hakikat onlar kötü bir kavm idiler, biz de hepsini birden gargettik

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ayetlerimize yalan diyen kavimden öcünü aldık. Gerçekten onlar kötü bir kavimdiler, Biz de hepsini birden boğuverdik.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Âyetlerimizi yalanlayan kavminden onun öcünü aldık. Şüphesiz onlar kötü bir kavimdiler. Biz de hepsini (suda) boğduk.

 Gültekin Onan = Ve ayetlerimizi yalanlayan kavimden 'ona yardım edip öcünü aldık.' Şüphesiz onlar kötü bir kavimdi, biz de onların tümünü suya batırıp boğduk.

 Harun Yıldırım = Onu, âyetlerimizi inkâr eden kavimden koruduk. Gerçekten onlar, fena bir kavim idi; bu yüzden topunu birden (suya) gömdük.

 Hasan Basri Çantay = Onun, âyetlerimizi yalanlayan kavminden, biz öcünü aldık. Hakıykat onlar kötü bir kavmdiler. Biz de işte topunu birden (suda) boğduk.

 Hayrat Neşriyat = Âyetlerimizi yalanlayan o kavme karşı ona yardım ettik. Gerçekten onlar, kötü bir kavim idiler de onları hep birlikte suda boğduk.

 İbni Kesir = Ayetlerimizi yalanlayan kavme karşı ona yardım ettik. Doğrusu onlar; kötü bir kavim idiler. Biz de hepsini birden suda boğduk.

 Kadri Çelik = Ve ona, ayetlerimizi yalanlayan kavim karşısında (kurtararak) yardım ettik. Şüphesiz onlar, kötü bir kavimdi, biz de onların tümünü suya batırıp boğduk.

 Muhammed Esed = Onu, ayetlerimizi yalanlayan bir topluma karşı korumuştuk; gerçekten de günaha gömülüp gitmiş bir toplumdu onlar ve bu yüzden Biz de onların hepsini boğuverdik.

 Mustafa İslamoğlu = Yine onu, ayetlerimizi yalanlamakta ısrar eden bir topluma karşı desteklemiştik: zira onlar da ahlaken yozlaşmış bir toplumdu; bu yüzden Biz de tümünü boğulmaya terk ettik.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve Bizim âyetlerimizi tekzîp eden bir kavimden O'nu muaf ettik, şüphe yok ki, onlar kötülük yapan bir kavim idiler. Artık onları cümleten gark ediverdik.

 Ömer Öngüt = Âyetlerimizi yalanlayan bir kavme karşı ona yardım ettik. Gerçekten onlar fenâ bir kavimdi. Bu yüzden hepsini birden suda boğduk.

 Şaban Piriş = Ayetlerimizi yalanlayan kavme karşı ona yardım etmiştik. Çünkü onlar kötü bir toplum idi, bu sebeple onların hepsini suda boğmuştuk.

 Sadık Türkmen = Ayetlerimizi yalanlayan kavme karşı, ona yardım ettik. Gerçekten onlar, kötülük halkı olmuşlardı. Biz de, onların tümünü boğduk.

 Seyyid Kutub = Onu ayetlerimizi yalanlayan soydaşlarının şerrinden kurtardık. Onlar gerçekten kötü bir toplumdu. Bu yüzden hepsini sularda boğduk.

 Suat Yıldırım = Âyetlerimizi yalan sayan halka karşı da ona destek olup onlardaki haklarını aldık. Gerçekten onlar kötü bir toplum idi. Bu yüzden Biz de onların hepsini suda boğduk.

 Süleyman Ateş = Ve âyetlerimizi yalanlayan kavimden onun öcünü almıştık. Onlar, kötü bir kavim olmuşlardı, biz de onların hepsini boğmuştuk.

 Tefhim-ul Kuran = Ve ayetlerimizi yalanlayan kavimden 'ona yardım edip öcünü aldık.' Şüphesiz onlar, kötü bir kavimdi, biz de onların tümünü suya batırıp boğduk.

 Ümit Şimşek = Böylece, âyetlerimizi yalanlayan kavimden onu koruduk. Onlar gerçekten de çok kötü bir kavimdi; Biz de onların hepsini birden boğduk.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ona, ayetlerimizi yalanlayan topluluğa karşı yardım ettik. Kötülüğün toplumuydu onlar. Hepsini birden batırıp boğduk.

 İskender Ali Mihr = Ve âyetlerimizi yalanlayan bir kavme karşı ona yardım ettik. Muhakkak ki onlar, kötü bir kavim oldu. Böylece onların hepsini boğduk.

 İlyas Yorulmaz = Ayetlerimizi yalanlayan kavmine karşı ona yardım etmiştik. Nuh’un kavmi çok kötülük yapan bir topluluk olduğu için, onların hepsini suda boğmuştuk.