Önceki Ayet Sonraki Ayet  
19. Sûre Meryem/8

 قَالَ رَبِّ أَنَّى يَكُونُ لِي غُلَامٌ وَكَانَتِ امْرَأَتِي عَاقِرًا وَقَدْ بَلَغْتُ مِنَ الْكِبَرِ عِتِيًّا

  Kâle rabbî ennâ yekûnu lî gulâmun ve kânetimraetî âkıran ve kad belagtu minel kiberi ıtiyyâ(ıtiyyen).

Kelime Karşılaştırma
kâle : dedi
rabbî : Rabbim
ennâ : nasıl
yekûnu lî : benim olur (olabilir)
gulâmun : oğlan çocuğu
ve kânet : ve oldu
imreetî : benim kadınım
âkıran : yaşlılık sebebiyle çocuğu olmayan (çocuğu olma özelliğinden kesilen)
ve kad : ve olmuştu, oldu
belagtu : ulaştım
min el kiberi(el kebîru) : ihtiyarlıktan, ihtiyarlığa
ıtiyyen(atâ) : yaşlanarak
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Zekeriyya, “Rabbim!” “Hanımım kısır ve ben de ihtiyarlığın son noktasına ulaşmış iken, benim nasıl çocuğum olur?” dedi.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Rabbim dedi, benim nasıl oğlum olabilir ki karım kısır ve ben de ömrümün sonlarına vardım, tamâmıyla ihtiyarladım.

 Abdullah Parlıyan = Zekeriyya: “Ey Rabbim!” dedi. “Karım kısır olduğu halde ve ben de, yaşlanarak bütünüyle güçsüz bir duruma düşmüşken, benim nasıl oğlum olabilir ki?”

 Adem Uğur = Zekeriyya: Rabbim! dedi, karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?

 Ahmed Hulusi = (Zekeriyya) dedi ki: "Rabbim, karım kısır ve ben de ihtiyarlıkta sınıra ulaşmış olduğum hâlde, benim nasıl bir oğlum olur?"

 Ahmet Tekin = Zekeriyyâ:'Rabbim, karım kısır, ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir?' dedi.

 Ahmet Varol = Dedi ki: 'Ey Rabbim! Benim nasıl oğlum olur ki? Karım kısırdır, bense yaşlılığın son sınırına vardım.'

 Ali Bulaç = Dedi ki: "Rabbim, karım kısır (bir kadın) iken, benim nasıl oğlum olabilir? Ben de yaşlılığın son basamağındayım."

 Ali Fikri Yavuz = Zekeriyya dedi ki: “- Rabbim, benim nereden bir oğlum olacak? Hanımım kısır bulunuyor, ben de ihtiyarlığın son haddine vardım.”

 Ali Ünal = Zekeriya, (hayret içinde) “Rabbim, karım kısır, ben ise iyice ihtiyarlamışken benim nasıl, hangi yolla çocuğum olacak?! diye sordu.

 Bayraktar Bayraklı = Zekeriyyâ, “Ey Rabbim! Benim nasıl bir çocuğum olur? Oysa benim hanımım kısır, ben de son derece yaşlandım” dedi.

 Bekir Sadak = Zekeriya: «Rabbim! Karim kisir, ben de son derece kocamisken nasil oglum olabilir?» dedi.

 Celal Yıldırım = Zekeriyyâ dedi ki: «Rabbim ! Benim nasıl oğlum olabilir ki karım kısırdır, ben de yaşlılığın son kertesine gelmiş bulunuyorum ?!»

 Cemal Külünkoğlu = (Zekeriya:) “Rabbim! Hanımım kısır ve ben de ihtiyarlığın son noktasına ulaşmış iken, benim nasıl çocuğum olacak?” dedi.

 Diyanet İşleri (eski) = Zekeriya: 'Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir?' dedi.

 Diyanet Vakfi = Zekeriyya: Rabbim! dedi, karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?

 Edip Yüksel = 'Rabbim, benim nasıl bir oğlum olabilir? Karım kısır, bense alabildiğine yaşlıyım,' dedi.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Dedi: Yarab! benim için bir oğul nereden olacak: hatunum akîm bulunuyor ben de ihtiyarlıktan kağşamak derecesine geldim

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Zekeriyya: «Ey Rabbim, benim nasıl bir oğlum olabilir, karım kısır ben de yaşlılığın kağşamak derecesine (son haddine) varmışken!» dedi.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Zekeriyya: «Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir?» dedi.

 Gültekin Onan = Dedi ki: "Rabbim, karım kısır (bir kadın) iken, benim nasıl oğlum olabilir? Ben de yaşlılığın son basamağındayım."

 Harun Yıldırım = Dedi ki: “Rabbim, hanımım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?”

 Hasan Basri Çantay = Dedi: «Rabbim, benim nasıl oğlum olur ki? Karım bir kısırdır. Ben ise ihtiyarlığın son haddine vermişimdir».

 Hayrat Neşriyat = (Zekeriyyâ) dedi ki: 'Rabbim! Hanımım kısır olduğu ve (ben de) gerçekten ihtiyarlığın son demine vardığım hâlde, benim için bir oğul, nasıl olur?'

 İbni Kesir = Rabbım; karım kısır ve ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olur ki? dedi.

 Kadri Çelik = Dedi ki: “Rabbim, karım kısır ve ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olur ki?”

 Muhammed Esed = (Zekeriya:) "Ey Rabbim!" dedi, "Karım kısır olduğu halde ve ben de yaşlanarak bütünüyle güçsüz bir duruma düşmüşken, benim nasıl oğlum olabilir ki?"

 Mustafa İslamoğlu = (Zekeriyya) "Rabbim" dedi, "Nasıl olur da benim bir oğlum olabilir; çünkü eşim kısır, ben ise yaşlılıktan dolayı gücü tükenmiş biriyim!"

 Ömer Nasuhi Bilmen = Dedi ki: «Yarabbi! Bana nereden bir oğul olabilir? Zevcem ise kısır olmuştur. Ben de ihtiyarlıktan son yaşa yetişmiş oldum.»

 Ömer Öngüt = Zekeriyâ: “Ey Rabbim! Benim nasıl oğlum olabilir? Karım kısırdır. Ben ise ihtiyarlığın son sınırına vardım. ” dedi.

 Şaban Piriş = -Rabbim, dedi, nasıl benim bir çocuğum olabilir ki karım kısır ben ise son derece yaşlıyım?

 Sadık Türkmen = “rabbim!” dedi. “Benim nasıl oğlum olabilir? Üstelik, eşim kısır ve ben de yaşlanmış iken”.

 Seyyid Kutub = Zekeriyya dedi ki; «Benim nasıl oğlum olabilir. Eşim çocuktan kesildi, ben ise ileri derecede yaşlandım.»

 Suat Yıldırım = "Ya Rabbî, dedi, nasıl benim çocuğum olabilir ki eşim kısır, ben ise bir pîr-i faniyim!"

 Süleyman Ateş = (Zekeriyyâ): "Rabbim, dedi benim nasıl oğlum olur? Karım da kısırdır. Ben ise ihtiyarlığın son sınırına vardım."

 Tefhim-ul Kuran = Dedi ki: «Rabbim, karım kısır (bir kadın) iken, benim nasıl oğlum olabilir? Ben de yaşlılığın son basamağındayım.»

 Ümit Şimşek = Zekeriya 'Nasıl oğlum olabilir ki?' dedi. 'Eşim kısır, ben de ihtiyarlığın son haddine varmış haldeyim.'

 Yaşar Nuri Öztürk = Dedi: "Rabbim, benim için oğul nasıl söz konusu olur? Karım, doğurganlığını yitirmiştir, bense yaşlılığın gerçekten en ileri basamağına ulaştım."

 İskender Ali Mihr = (Zekeriya (A.S) şöyle) dedi: “Rabbim, benim nasıl bir oğlum olabilir? Ve benim kadınım (artık) akir (kısır) oldu. Ben (de) yaşlanarak ihtiyarlığa ulaştım.”

 İlyas Yorulmaz = Zekeriya “Rabbim! Karım kısırken ve bende yaşlanmış ve güçten düşmüşken, benim nasıl çocuğum olur” diye Rabbine seslendi.