Önceki Ayet Sonraki Ayet  
38. Sûre Sâd/80

 قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ الْمُنظَرِينَ

  Kâle fe inneke minel munzarîn(munzarîne).

Kelime Karşılaştırma
kâle : dedi
fe : artık, öyleyse
inne-ke : gerçekten sen, muhakkak sen
min : dan
el munzarîne : bekletilenler, tehir edilenler, mühlet verilenler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (80-81) Allah, şöyle dedi: “Sen o bilinen vakte (kıyamet gününe) kadar mühlet verilenlerdensin.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Gerçekten de demişti, sen, ölmeyenlere katıl.

 Abdullah Parlıyan = Allah: “Haydi sen süre verilmişlerdensin!” dedi.

 Adem Uğur = Allah: "Haydi, sen mühlet verilenlerdensin.''

 Ahmed Hulusi = (Allâh) buyurdu: "Muhakkak ki sen süre tanınanlardansın!"

 Ahmet Tekin = 'Sen mühlet verilenlerdensin' buyurdu.

 Ahmet Varol = (Allah) dedi ki: 'O halde sen süre tanınanlardansın.

 Ali Bulaç = Dedi ki: "O halde, süre tanınanlardansın."

 Ali Fikri Yavuz = (Allah şöyle) buyurdu: “- Haydi geri bırakılanlardansın,

 Ali Ünal = Allah, “Haydi, sana süre tanındı.” buyurdu;

 Bayraktar Bayraklı = (80-81) Allah, “İşte o belli vaktin geleceği güne kadar sen süre verilenlerdensin” dedi.

 Bekir Sadak = (80-81) Allah: «Sen bilinen gune kadar erteye birakilanlardansin» dedi.

 Celal Yıldırım = (80-81) Allah : Gerçekten bilinen vakte (Kıyamete) kadar sen mühlet verilenlerdensin, dedi.

 Cemal Külünkoğlu = (80-81) Allah buyurdu ki: “Haydi sen, o bilinen vakte (kıyamet gününe) kadar sana mühlet verilenlerdensin (izinlisin).”

 Diyanet İşleri (eski) = (80-81) Allah: 'Sen bilinen güne kadar erteye bırakılanlardansın' dedi.

 Diyanet Vakfi = (80-81) Allah: Haydi, sen bilinen güne kadar mühlet verilenlerdensin, buyurdu.

 Edip Yüksel = Dedi ki, 'Sana süre verilmiştir;'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Haydi buyurdu: geri bırakılanlardansın

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (80-81) (Allah): «Haydi belirli bir vakte kadar geri bırakılanlardansın.» buyurdu.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (80-81) Allah: «Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin» buyurdu.

 Gültekin Onan = Dedi ki: "O halde süre tanınanlardansın."

 Harun Yıldırım = Allah: "Haydi, sen mühlet verilenlerdensin.''

 Hasan Basri Çantay = Buyurdu: «Haydi sen mühlet verilenlerdensin».

 Hayrat Neşriyat = (80-81) (Allah:) 'Haydi, doğrusu sen ma'lûm vaktin gününe kadar mühlet verilenlerdensin!' buyurdu.

 İbni Kesir = Buyurdu ki: Sen, şüphesiz ertelenensin,

 Kadri Çelik = Dedi ki: “O halde sen, (kendilerine) süre tanınanlardansın.”

 Muhammed Esed = (Allah) "Peki, (öyle olsun)!" dedi, "Sen mühlet verilenlerden oldun,

 Mustafa İslamoğlu = (Allah) buyurdu ki: "Peki, sen artık kendisine süre tanınanlardan birisin;

 Ömer Nasuhi Bilmen = (Cenâb-ı Hak da) Buyurdu ki: «Haydi, sen muhakkak ki, mühlet verilenlerdensin.»

 Ömer Öngüt = Allah dedi ki: "Sen mühlet verilenlerdensin. "

 Şaban Piriş = -Sen, süre verilenlerdensin, dedi.

 Sadık Türkmen = (Allah) buyurdu ki: “Haydi sen mühlet verilenlerdensin.

 Seyyid Kutub = Allah: «Haydi sana mühlet verildi.

 Suat Yıldırım = Allah: "Haydi sana mühlet verildi!"

 Süleyman Ateş = Buyurdu: "Haydi sen süre verilenlerdensin."

 Tefhim-ul Kuran = Dedi ki: «O halde sen, (kendilerine) süre tanınanlardansın.»

 Ümit Şimşek = Allah buyurdu ki: 'Sana süre tanındı.

 Yaşar Nuri Öztürk = Buyurdu: "Peki, süre verilenlerdensin."

 İskender Ali Mihr = (Allahû Tealâ): "Öyleyse muhakkak ki sen, tehir edilenlerdensin." dedi.

 İlyas Yorulmaz = Rabbi “Sana izin verildi. ”