Önceki Ayet Sonraki Ayet  
43. Sûre Zuhruf/80

 أَمْ يَحْسَبُونَ أَنَّا لَا نَسْمَعُ سِرَّهُمْ وَنَجْوَاهُم بَلَى وَرُسُلُنَا لَدَيْهِمْ يَكْتُبُونَ

  Em yahsebûne ennâ lâ nesmeu sırrehum ve necvâhum, belâ ve rusulunâ ledeyhim yektubûn(yektubûne).

Kelime Karşılaştırma
em : yoksa mı
yahsebûne : zannediyorlar
ennâ : olduğumuzu
lâ nesmeu : biz işitmeyiz
sırre-hum : onların sırları
ve necvâ-hum : ve onların fısıltıları, gizli konuşmaları
belâ : hayır
ve rusulu-nâ : ve bizim resûllerimiz, elçilerimiz
ledey-him : onların yanında
yektubûne : yazıyorlar, yazarlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Yoksa onların sırlarını ve gizli konuşmalarını duymadığımızı mı sanıyorlar? Hayır öyle değil, yanlarındaki elçilerimiz (melekler) yazmaktadırlar.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Yoksa onların gizlediklerini ve gizli gizli konuştuklarını işitmedik mi sanırlar? Hayır ve elçilerimiz, ne dediklerini, ne yaptıklarını yazıp durmada.

 Abdullah Parlıyan = Yoksa biz onların sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmeyiz mi sanıyorlar? Hayır, işitiriz ve yanlarında bulunan elçilerimiz de her yaptıklarını yazarlar.

 Adem Uğur = Yoksa onlar, bizim kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır, öyle değil; yanlarındaki elçilerimiz (hafaza melekleri de) yazmaktadırlar.

 Ahmed Hulusi = Yoksa onların gizlediklerini ve fısıltılarını işitmediğimizi mi sanırlar? Evet (işitiyoruz)! Yanlarındaki Rasûllerimiz de yazmaktadırlar.

 Ahmet Tekin = Yoksa onlar, bizim, sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Elbette işitiriz. Elçilerimiz, meleklerimiz de onların yanında zabıt tutmaya, yazmaya devam ediyorlar.

 Ahmet Varol = Yoksa onlar gizliliklerini ve gizli konuşmalarını bizim duymadığımızı mı sanıyorlar? Hayır (duyuyoruz) ve yanlarındaki elçilerimiz de yazıyorlar.

 Ali Bulaç = Yoksa onlar; gerçekten bizim, sır tuttuklarını ve aralarındaki fısıldaşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır, (işitiyoruz) ve onların yanlarındaki elçilerimiz de (her şeyi) yazıyorlar.

 Ali Fikri Yavuz = Yoksa biz, (Peygambere tuzak kurmak istiyen) o kâfirlerin kalblerinde gizlediklerini ve fısıltılarını işitmez miyiz sanıyorlar? Hayır işitiyoruz ve onların yanlarında (fısıltı ve niyetlerini tesbit eden melek) elçilerimiz vardır; yazıyorlar.

 Ali Ünal = Veya ancak kendilerine fısıldadıkları sırlarını ve aralarındaki gizli konuşmaları işitmediğimizi mi sanıyorlar? Bilakis işitiyoruz ve sürekli yanlarında bulunan elçilerimiz de (melekler) her şeyi yazmaktadır.

 Bayraktar Bayraklı = Yoksa onlar, bizim onların sırlarını ve gizli gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Doğrusu, yanlarındaki meleklerimiz yaptıklarını yazmaktadırlar.

 Bekir Sadak = Yoksa, kendilerinin gizli veya acik konusmalarini duymayiz mi sanarlar? Hayir; oyle degil; yanlarindaki elcilerimiz yazmaktadir.

 Celal Yıldırım = Yoksa onların sırlarını, gizli fısıltılarını işitmediğimizi mi sanırlar ? Hayır, yanlarındaki elcilerimiz yazıyorlar.

 Cemal Külünkoğlu = Yoksa onların sırlarını ve gizli konuşmalarını duymadığımızı mı sanıyorlar? Hayır, öyle değil, yanlarındaki elçilerimiz (melekler, her şeyi) yazıyor.

 Diyanet İşleri (eski) = Yoksa, kendilerinin gizli veya açık konuşmalarını duymayız mı sanırlar? Hayır; öyle değil; yanlarındaki elçilerimiz yazmaktadır.

 Diyanet Vakfi = Yoksa onlar, bizim kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır, öyle değil; yanlarındaki elçilerimiz (hafaza melekleri de) yazmaktadırlar.

 Edip Yüksel = Yoksa, sırlarını ve komplolarını işitmediğimizi mi sanıyorlar. Doğrusu, yanlarındaki elçilerimiz kaydetmektedirler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Yoksa biz onların sirlerini ve fısıltılarını işitmeyiz mi sanıyorlar? Hayır işitiriz hem de yanlarında elçilerimiz vardır yazarlar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yoksa onların sırlarını ve fısıltılarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır, işitiriz; hem de yanlarında elçilerimiz vardır, yazarlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yoksa onlar bizim sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır, işitiriz ve yanlarında bulunan elçi meleklerimiz de her yaptıklarını yazıyorlar.

 Gültekin Onan = Yoksa onlar; gerçekten bizim, sır tuttuklarını ve aralarındaki fısıldaşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır, (işitiyoruz) ve onların yanlarındaki elçilerimiz de (her şeyi) yazıyorlar.

 Harun Yıldırım = Yoksa onlar; gerçekten bizim, sır tuttuklarını ve aralarındaki fısıldaşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Öyle değil; hatta elçilerimiz de yanlarındadır, yazıp duruyorlar.

 Hasan Basri Çantay = Yahud biz onların içlerinde gizlediklerini ve aralarındaki fısıltılarını işitmiyoruz mu sanıyorlar? Hayır (işidiyoruz). Onların yanında da bizim elçilerimiz de var, yazıyorlar.

 Hayrat Neşriyat = Yoksa (onlar) kendilerinin sırlarını (içlerinden geçirdiklerini) ve fısıldaşmalarını gerçekten biz işitmiyor muyuz sanıyorlar? Hayır! (İşitiyoruz!) Yanlarında bulunan elçilerimiz(yazıcı melekler) de yazıyorlar.

 İbni Kesir = Yoksa kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmiyoruz mu sanıyorlar? Hayır, öyle değil, yanlarındaki elçilerimiz yazmaktadır.

 Kadri Çelik = Yoksa onlar gerçekten bizim, sırlarını ve aralarındaki fısıldanmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır, (işitiyoruz) ve onların yanlarındaki elçilerimiz de (her şeyi) yazıyorlar.

 Muhammed Esed = Yoksa onlar, dışarı vurmadıkları düşüncelerini ve gizli konuşmalarını duymaz mıyız sanırlar? Elbette (Biz duyarız) ve yanıbaşlarındaki semavi güçlerimiz (bütün o gizlediklerini) kaydederler.

 Mustafa İslamoğlu = Yoksa onlar, içlerinde sakladıklarını ve gizli kapaklı konuşmalarını duymadığımızı mı sanıyorlar? Aksine duyarız! Üstelik, elçilerimiz kayda (bile) geçirirler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Yahut zannederler mi ki, Biz onların sırlarını ve aralarındaki fısıltılarını işitmeyiz? Hayır. Ve Bizim elçilerimiz, onların yanlarında yazıyorlar.

 Ömer Öngüt = Yoksa bizim kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır! İşitiriz ve yanlarında bulunan elçilerim de (her yaptıklarını) yazmaktadırlar.

 Şaban Piriş = Yoksa, bizim, onların gizlediklerini ve gizli toplantılarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır yanılıyorlar. Elçilerimiz de onların yanında kaydediyorlar.

 Sadık Türkmen = Yoksa sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Aksine işitiriz. Yanlarında bulunan elçilerimiz de yazıyorlar.

 Seyyid Kutub = Yoksa bizim, kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Aksine işitiriz ve yanlarındaki elçilerimiz yazmaktadırlar.

 Suat Yıldırım = Yoksa onlar Bizim, kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır işitiriz ve yanlarındaki elçilerimiz de yaptıkları her şeyi yazarlar.

 Süleyman Ateş = Yoksa biz, onların sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmez miyiz sanıyorlar? Hayır, işitiriz ve yanlarında bulunan elçilerimiz de (her yaptıklarını) yazarlar.

 Tefhim-ul Kuran = Yoksa onlar, gerçekten bizim sır tuttuklarını ve aralarındaki fısıldaşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır, (işitiyoruz) ve onların yanlarındaki elçilerimiz de (her şeyi) yazıyorlar.

 Ümit Şimşek = Veya onların gizlediklerini veya fısıldaşmalarını Bizim işitmediğimizi mi sanıyorlar? Elbette işitiyoruz; yanlarındaki elçilerimiz de yazıyorlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Yoksa onların sırlarını, fısıltılarını duymadığımızı mı sanıyorlar? Hayır, öyle değil; elçilerimiz yanlarında yazıp duruyorlar.

 İskender Ali Mihr = Yoksa onların sırlarını ve fısıltılarını işitmeyeceğimizi mi zannediyorlar? Hayır, onların yanında resûllerimiz (elçilerimiz) (herşeyi) yazıyorlar.

 İlyas Yorulmaz = Yoksa onların gizli konuşmalarını ve gizli planlar yaptıklarında, bizim onları işitmediğimizi mi zannediyorlar? Hayır, onların yanındaki elçilerimiz (yazıcı melekler) her şeyi kaydediyorlar.