Önceki Ayet Sonraki Ayet  
56. Sûre Vâkı’a/83

 فَلَوْلَا إِذَا بَلَغَتِ الْحُلْقُومَ

  Fe lev lâ izâ belegatil hulkûme(hulkûme).

Kelime Karşılaştırma
fe : artık, fakat, o halde
lev : olsa, eğer, şâyet
: olmaz, değil
izâ : o zaman
belagati : ulaştı, (can) geldi
el hulkûme : boğaz, gırtlak
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize!

 Abdulbaki Gölpınarlı = Hani can gırtlağa gelince.

 Abdullah Parlıyan = Hani can boğaza gelip dayandığında,

 Adem Uğur = Hele can boğaza dayandığı zaman,

 Ahmed Hulusi = İşte (can) boğaza geldiğinde!

 Ahmet Tekin = Hele can boğaza dayanmaya görsün!

 Ahmet Varol = Hele o can boğaza dayandığında!

 Ali Bulaç = Hele can boğaza gelip dayandığında,

 Ali Fikri Yavuz = (Haydi sizi görelim), can boğaza dayandığı zaman!...

 Ali Ünal = Görelim bakalım, ne yapacaksınız can boğaza geldiğinde;

 Bayraktar Bayraklı = (83-85) Hele can boğaza dayandığı zaman. Siz o zaman, bakıp duracaksınız. O anda biz, ona sizden daha yakınız, ama göremezsiniz.[605]

 Bekir Sadak = (83-85) Kisinin cani bogaza dayaninca ve siz o zaman bakip kalirken, Biz o kisiye sizden daha yakinizdir, ama gormezsiniz.

 Celal Yıldırım = Can boğaza gelip dayandı ğında,

 Cemal Külünkoğlu = (83-84) Ya o can boğaza gelip dayandığı zaman, o vakit siz sadece bakıp durursunuz.

 Diyanet İşleri (eski) = (83-85) Kişinin canı boğaza dayanınca ve siz o zaman bakıp kalırken, Biz o kişiye sizden daha yakınızdır, ama görmezsiniz.

 Diyanet Vakfi = Hele can boğaza dayandığı zaman,

 Edip Yüksel = Ya can boğaza dayandığı zaman?

 Elmalılı Hamdi Yazır = O halde haydiseniz â can hulkuma geldiği vakıt

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O halde can boğaza geldiği vakit,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Can boğaza dayandığı zaman

 Gültekin Onan = Hele can boğaza gelip dayandığında,

 Harun Yıldırım = Eğer canın boğaza dayanma zamanı olmasa!

 Hasan Basri Çantay = Hele (can) boğaza gelince,

 Hayrat Neşriyat = (83-84) Öyle ise, değil mi ki (can) boğaza geldiğinde, artık siz, o sırada (can çekişen o kimseye çâresizlikle) bakar durursunuz.

 İbni Kesir = Hele can boğaza gelince;

 Kadri Çelik = O halde can boğaza gelip dayandığında.

 Muhammed Esed = Peki, öyleyse, (ölüm döşeğindeki bir adamın) boğazına (son nefesi) dayandığında,

 Mustafa İslamoğlu = Peki ama, ya can boğaza gelince ne olacak?

 Ömer Nasuhi Bilmen = (83-84) Artık değil mi ki, (can) boğaza geldiği vakit. Ve siz o zaman bakar durursunuz.

 Ömer Öngüt = Can boğaza dayandığında,

 Şaban Piriş = Hele bir can boğaza gelmiş olmasın.

 Sadık Türkmen = Ama can boğaza dayandığı zaman,

 Seyyid Kutub = Canın boğaza dayandığı an var ya,

 Suat Yıldırım = Haydi görelim sizi, can boğaza geldiğinde,

 Süleyman Ateş = Ya can boğaza dayandığı zaman?

 Tefhim-ul Kuran = Hele can boğaza gelip dayandığında,

 Ümit Şimşek = Peki, ya can boğaza gelip dayandığında?

 Yaşar Nuri Öztürk = Ya o canın boğaza gelip dayandığı zaman!

 İskender Ali Mihr = O halde can boğaza gelmiş olsa değil mi ki (siz öylece).

 İlyas Yorulmaz = Can boğaza (ölüm) geldiğinde.