Önceki Ayet  
38. Sûre Sâd/88

 وَلَتَعْلَمُنَّ نَبَأَهُ بَعْدَ حِينٍ

  Ve le ta’lemunne nebeehu ba’de hîn(hînin).

Kelime Karşılaştırma
ve le : ve mutlaka
talemunne : bileceksiniz, öğreneceksiniz
nebee-hu : onun haberi
ba’de : sonra
hînin : bir zaman, bir süre
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Onun haberlerinin doğruluğunu bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Onun doğruluğunu, bir müddet sonra mutlaka bilip anlayacaksınız.

 Abdullah Parlıyan = Ve onun anlamını bir süre sonra mutlaka kavrayacaksınız!"

 Adem Uğur = Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.

 Ahmed Hulusi = "Onun ne olduğunu bir süre sonra (ölüm anında) elbette anlayacaksınız!"

 Ahmet Tekin = 'Onun verdiği haberin doğruluğunu, Kur’ân’a sahiplenenlerin hâkimiyetini, ilgisiz kalanların hata ettiğini, bir müddet sonra mutlaka öğreneceksiniz.'

 Ahmet Varol = Onun haberini bir süre sonra muhakkak bileceksiniz.

 Ali Bulaç = "Gerçekten onun haberini bir zaman sonra öğreneceksiniz."

 Ali Fikri Yavuz = Muhakkak onun haberini (verdiği haberlerin doğruluğunu) bir zaman sonra, (öldükten sonra) bileceksiniz.

 Ali Ünal = “Şurası kesin ki, gün gelecek, onun ve anlattıklarının ne manâya geldiğini mutlaka bileceksiniz.”

 Bayraktar Bayraklı = Bir süre sonra "Onun haberi(nin doğruluğu)nu gâyet iyi bileceksiniz!"

 Bekir Sadak = «nun verdigi haberin dogrulugunu bir zaman sonra ogreneceksiniz."*

 Celal Yıldırım = Onun verdiği haberlerin (doğru çıkacağını) bir süre sonra mutlaka bilip anlayacaksınız.

 Cemal Külünkoğlu = (87-88) “Bu (Kur'an), âlemler için ancak bir öğüttür. Onun verdiği haberlerin doğruluğunu bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz.”

 Diyanet İşleri (eski) = 'Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra öğreneceksiniz.'

 Diyanet Vakfi = Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.

 Edip Yüksel = 'Ve onun haberlerini bir süre sonra öğreneceksiniz.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve her halde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve herhalde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz.»

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Herhalde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz.»

 Gültekin Onan = "Gerçekten onun haberini bir zaman sonra öğreneceksiniz."

 Harun Yıldırım = Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.

 Hasan Basri Çantay = «Her halde onun mühim haberini bir zaman sonra (hepiniz) bileceksiniz».

 Hayrat Neşriyat = 'Ve onun haberini bir zaman sonra mutlaka bileceksiniz.'

 İbni Kesir = Onun haberini bir müddet sonra öğreneceksiniz.

 Kadri Çelik = «nun verdigi haberin dogrulugunu bir zaman sonra ogreneceksiniz."*

 Muhammed Esed = Ve onun anlamını bir süre sonra mutlaka kavrayacaksınız!"

 Mustafa İslamoğlu = Ama onun verdiği haberin (gerçek olduğunu) bir zaman sonra mutlaka öğreneceksiniz!"

 Ömer Nasuhi Bilmen = (87-88) «O (Kur'an) başka değil, bütün âlemler için bir mev'izedir. Ve andolsun ki, onun haber verdiğini bir müddet sonra elbette bilmiş olacaksınız.»

 Ömer Öngüt = Onun verdiği haberin doğruluğunu bir müddet sonra muhakkak bileceksiniz.

 Şaban Piriş = Onun haberini bir süre sonra öğreneceksiniz.

 Sadık Türkmen = Gerçekten, onun (Kur’an’ın) verdiği haberin doğruluğunu, yakında anlayacaksınız/bileceksiniz!”

 Seyyid Kutub = Onun haberlerinin doğruluğunu bir süre sonra gayet iyi anlayacaksınız.

 Suat Yıldırım = Onun verdiği haberin doğruluğunu bir süre sonra siz de pek iyi öğrenirsiniz."

 Süleyman Ateş = Bir süre sonra "Onun haberi(nin doğruluğu)nu gâyet iyi bileceksiniz!"

 Tefhim-ul Kuran = «Gerçekten onun haberini bir zaman sonra öğreneceksiniz.»

 Ümit Şimşek = Onun verdiği haberin gerçek olduğunu bir süre sonra siz de öğreneceksiniz.

 Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun, bir süre sonra onun haberini bileceksiniz.

 İskender Ali Mihr = Ve onun haberini bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz.

 İlyas Yorulmaz = “Bu uyardığım haberlerin doğruluğunu, bir müddet sonra (kıyamet gününde) öğreneceksiniz.