Önceki Ayet Sonraki Ayet  
71. Sûre Nûh/9

 ثُمَّ إِنِّي أَعْلَنتُ لَهُمْ وَأَسْرَرْتُ لَهُمْ إِسْرَارًا

  Summe innî a’lentu lehum ve esrartu lehum isrârâ(isrâran).

Kelime Karşılaştırma
summe : sonra
innî : muhakkak ki ben
a’lentu : aleni olarak, açıkça ilân ettim
lehum : onlara
ve esrertu : ve gizledim, sır olarak bildirdim
lehum : onlara
isrâran : gizli olarak, gizli gizli
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Sonra, onlarla hem açıktan açığa, hem de gizli gizli konuştum.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Sonra açığa vurup yaydım onlara ve gizlice konuştum, davet ettim onları da.

 Abdullah Parlıyan = Onlara açıktan tebliğde bulundum. Ayrıca onlarla gizlice özel olarak da konuştum

 Adem Uğur = Sonra, onlarla hem açıktan açığa hem de gizli gizli konuştum.

 Ahmed Hulusi = "Sonra, muhakkak ki ben onlara aleni davette bulundum ve ayrıca da kendilerine özel olarak anlattım. "

 Ahmet Tekin = 'Üstelik ben, onlara ilân ederek söyledim. Onlarla gizli gizli konuştum.'

 Ahmet Varol = Sonra onlara (davetimi) açıktan da ilan ettim, gizli gizli de söyledim.

 Ali Bulaç = "Daha sonra (davamı) onlara açıkça ilan ettim ve kendilerine gizli gizli yollarla yanaşmak istedim."

 Ali Fikri Yavuz = Sonra, hem ilân ederek onlara söyledim, hem gizliden gizliye söyledim onlara...

 Ali Ünal = “Kâh oldu, onları açıktan çağırdım, kâh oldu, gizli gizli ve hususî davette bulundum.

 Bayraktar Bayraklı = (5-9) Sonra Nûh şöyle devam etti: “Ey Rabbim! Doğrusu ben kavmimi gece gündüz tevhid inancına davet ettim. Fakat benim davetim, ancak kaçmalarını arttırdı. Her ne zaman onları senin bağışlamana çağırdıysam, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerini başlarına çektiler, direndiler ve büyüklendikçe büyüklendiler. Sonra ben onları açıkça çağırdım. Sonra onlara davetimi hem açık ilân ettim, hem de gizlice. Özel olarak kendileriyle konuştum.”

 Bekir Sadak = «Sonra onlara aciktan aciga, gizliden gizliye de soyledim.»

 Celal Yıldırım = Sonra yine ben, açıktan duyuruda bulundum ve gizli gizli görüşmeler de yaptım ;

 Cemal Külünkoğlu = “Daha sonra (davamı) onlara hem açıktan açığa tebliğ ettim, hem de gizliden gizliye kendileriyle konuştum.”

 Diyanet İşleri (eski) = 'Sonra onlara açıktan açığa, gizliden gizliye de söyledim.'

 Diyanet Vakfi = Sonra, onlarla hem açıktan açığa hem de gizli gizli konuştum.

 Edip Yüksel = ' Sonra onlara ilan ettim, gizliden gizliye de konuştum.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Sonra hem i'lâm ederek söyledim onlara hem gizli gizli söyledim

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sonra hem ilan ederek söyledim onlara, hem gizli gizli söyledim.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Sonra hem ilan ederek söyledim onlara, hem gizli gizli.»

 Gültekin Onan = "Daha sonra (davamı) onlara açıkça ilan ettim ve kendilerine gizli gizli yollarla yanaşmak istedim."

 Harun Yıldırım = “Sonra gerçekten ben onlara hem açık açık ilan ettim hem de kendilerine gizli gizli söyledim.”

 Hasan Basri Çantay = «Sonra da onları hem i'lân ederek da'vet etdim, hem kendilerine gizli gizli söyledim».

 Hayrat Neşriyat = 'Sonra doğrusu ben, onlara (hem) i'lân ettim, (hem) kendilerine gizli gizli de söyledim.'

 İbni Kesir = Sonra onlara; açıktan açığa ve gizliden gizliye söyledim.

 Kadri Çelik = “Sonra onlara açıktan açığa ve gizliden gizliye bildirdim.”

 Muhammed Esed = onlara açıktan tebliğde bulundum; (ayrıca) onlarla gizlice, özel olarak da konuştum;

 Mustafa İslamoğlu = gün oldu hem (davetimi) kendilerine ilan ettim, bir de gizliden gizliye davet ettim;

 Ömer Nasuhi Bilmen = (9-10) «Sonra şüphesiz ki, ben onlar için ilan ettim ve onlara gizliden gizliye de bildirdim. Artık dedim ki, Rabinizden mağrifet dileyiniz, şüphe yok ki O, çok mağfiret buyurucudur.»

 Ömer Öngüt = "Üstelik onlarla hem açıktan açığa, hem de gizliden gizliye görüşmeler de yaptım. "

 Şaban Piriş = Sonra onlara açıktan açığa da; gizli gizli de söyledim.

 Sadık Türkmen = Sonra onlara, hem ilân ederek/açıktan söyledim/tebliğde bulundum, hem de herbirine ayrı ayrı söyledim.

 Seyyid Kutub = Sonra onlara açıktan açığa, gizliden gizliye de söyledim.

 Suat Yıldırım = Daha sonra onları gâh açıkça çağırdım, gâh iyice gizli bir dâvet yönelttim, her türlü yolu denedim.

 Süleyman Ateş = "Sonra onlara açıktan söyledim, gizli gizli söyledim:

 Tefhim-ul Kuran = «Daha sonra (davamı) onlara açıkça ilan ettim ve kendilerine gizli gizli yollarla yanaşmak istedim.»

 Ümit Şimşek = 'Sonra hem açıkça, hem de gizliden gizliye çağırdım.

 Yaşar Nuri Öztürk = "Daha sonra bir başka duyuru yönelttim. Ve onları gizli gizli de çağırdım."

 İskender Ali Mihr = Daha sonra da muhakkak ki ben onlara alenî olarak ilân ettim ve onlara sır olarak (tek tek çağırarak) gizli gizli de bildirdim.

 İlyas Yorulmaz = Sonra onlara açıktan açığa çağrıda bulunduğum halde, onların arasında gizli gizli davet çalışmaları yaptım. ”