Önceki Ayet Sonraki Ayet  
50. Sûre Kâf/11

 رِزْقًا لِّلْعِبَادِ وَأَحْيَيْنَا بِهِ بَلْدَةً مَّيْتًا كَذَلِكَ الْخُرُوجُ

  Rızkan lil ibâdi ve ahyeynâ bihî beldeten meytâ(meyten), kezâlikel hurûcu.

Kelime Karşılaştırma
rızkan : bir rızık olmak üzere
li el ibâdi : kullar için
ve ahyeynâ : ve dirilttik
bi-hî : onunla
beldeten : belde
meyten : ölü
kezâlike : işte böyle, bunun gibi
el hurûcu : çıkış
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (9-11) Gökten de bereketli bir su indirip onunla kullar için rızık olarak bahçeler ve biçilecek taneler (ekinler), birbirine girmiş kat kat tomurcukları olan yüksek hurma ağaçları bitirdik ve böylece onunla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte (dirilip kabirlerden) çıkış da böyledir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Kullara rızık olarak ve o yağmurla ölü şehri diriltiriz, işte kabirden çıkış da böyledir.

 Abdullah Parlıyan = Kullara rızık olması için ve o su ile ölü bir memlekete can verdik. İşte insanın ölümden sonra, yeniden kabirden çıkışı da böyle olacaktır.

 Adem Uğur = (10-11) Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. Ve o su ile ölü toprağa can verdik. İşte hayata yeniden çıkış da böyledir.

 Ahmed Hulusi = Kullara yaşam gıdası olması için. . . Onunla ölü bir beldeyi dirilttik. . . İşte huruç (dünyalarından - kozalarından çıkış) böylecedir.

 Ahmet Tekin = Kullara rızık olsun diye yetiştirdik. Ölü bir beldeye, o su ile hayat verdik. İşte diriltilip, kabirlerden çıkma da, su ile genetik şifreleri harekete geçirilerek hayat verilen bitkilerin çıkışı gibidir.

 Ahmet Varol = Kullar için rızık olarak. Onunla (o suyla) ölü bir beldeyi dirilttik. İşte (kabirden) çıkış da böyledir.

 Ali Bulaç = Kullara rızık olmak üzere. Ve onunla (o suyla) ölü bir şehri dirilttik. İşte (ölümden sonra) diriliş de böyledir.

 Ali Fikri Yavuz = Bunlar, kullara rızk içindir. O yağmurla da (bitkileri kurumuş) ölü bir memlekete hayat vermekteyiz; işte (öldükten sonra dirilip kabirlerden) çıkış da böyledir.

 Ali Ünal = Kullarımıza rızık olsun diye; o su ile ölü bir memlekete hayat da veriyoruz. İşte, ölmüş insanların mezarlarından çıkması da böyle olacaktır.

 Bayraktar Bayraklı = (10-11) Yarattıklarımıza rızık olarak salkımları birbirine geçmiş yüksek hurma ağaçlarını da onlar için yarattık. O su ile ölü toprağa can verdik. Kabirden çıkış da işte böyledir.

 Bekir Sadak = (9-11) Gokten bereketli bir su indirdik, kullara rizik olmak uzere onunla bahceler, bicilecek taneli ekinler, kume kume tomurcuklari olan boylu hurma agaclari yetistirdik. O su ile olu yeri dirilttik. Iste insanlarin diriltilmesi de boyledir.

 Celal Yıldırım = Kullar için rızıktır (bunlar). Ve biz, o su ile ölü bir beldeyi dirilttik. İşte (dirilip toprak altından da) çıkmak böyledir.

 Cemal Külünkoğlu = (9-11) Gökten de mübarek (bereket ve rahmet yüklü) su indirip onunla kullar için rızık olarak bahçeler ve biçilecek ekinler, taneler, tomurcukları birbiri üzerine dizilmiş uzun boylu hurma ağaçları bitirdik (yetiştirdik). Ve böylece onunla ölü bir memlekete hayat verdik. İşte (onların dirilip kabirlerinden) çıkışı da böyledir.

 Diyanet İşleri (eski) = (9-11) Gökten bereketli bir su indirdik, kullara rızık olmak üzere onunla bahçeler, biçilecek taneli ekinler, küme küme tomurcukları olan boylu hurma ağaçları yetiştirdik. O su ile ölü yeri dirilttik. İşte insanların diriltilmesi de böyledir.

 Diyanet Vakfi = (10-11) Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. Ve o su ile ölü toprağa can verdik. İşte hayata yeniden çıkış da böyledir.

 Edip Yüksel = Kullara bir besin olarak. Onunla bölgeyi dirilttik. Çıkış (diriliş) de böyledir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Kullara rızk için ve onunla ölü bir beldeye hayat vermekteyiz, işte o huruc da böyledir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bunlar, kullara rızık olmak üzeredir. Onunla ölü bir bölgeyi de diriltmekteyiz, işte o dirilip çıkış da böyledir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bunları kullara rızık olması için (yetiştirmekteyiz). O su ile ölü bir toprağa can verdik, işte hayata çıkış da böyledir.

 Gültekin Onan = Kullara rızık olmak üzere. Ve onunla (o suyla) ölü bir şehri dirilttik. İşte (ölümden sonra) diriliş de böyledir.

 Harun Yıldırım = Kullara rızık olmak üzere. Ve onunla ölü bir şehri dirilttik. İşte çıkış da böyledir.

 Hasan Basri Çantay = ki (bunlar) kullarına rızık olmak için (yaratılmışlardır). Biz onunla ölü bir memlekete can verdik, işte (kabirden) çıkış da böyledir.

 Hayrat Neşriyat = (9-11) Hem gökten bereketli bir su indirdik de, kullara rızk olmak üzere, onunla bahçeler, biçilecek ekinler ve tomurcukları (salkımları) üst üste dizilmiş yüksek hurma ağaçları yetiştirdik. Hem onunla ölü bir yeri dirilttik. İşte (kabirlerden) çıkış böyledir!

 İbni Kesir = Kullara rızık olması için. Ve onunla ölü bir beldeye can verdik. İşte çıkış da böyledir.

 Kadri Çelik = Kullara rızık olmak üzere. Ve onunla (o suyla) ölü bir şehri dirilttik. İşte (ölümden sonra) dirilip çıkarılma da böyledir.

 Muhammed Esed = insanlara tahsis edilmiş rızk olarak; ve bun(lar)la ölü toprağa hayat veririz; işte (insanın) ölümden (sonra) yeniden vücuda gelmesi de böyle (olacak)tır.

 Mustafa İslamoğlu = bütün kullara bir rızık olarak (verdik): Evet, Biz ölü bir beldeye o (su) ile can verdik; işte (insanın) yeniden dirilişi de böyle olacaktır.

 Ömer Nasuhi Bilmen = (11-12) Kullar için bir rızk olarak (bunları bitirdik) ve onunla (o su ile) bir ölmüş beldeyi dirilttik. İşte (kabirlerden) çıkış da böyledir. Onlardan (Kureyş müşriklerinden) evvel Nûh kavmi, Re's ashâbı ve Semûd (kavmi de peygamberlerini) tekzîp ettiler.

 Ömer Öngüt = Kullarına rızık olmak üzere ve biz o su ile ölü bir toprağa can verdik. İşte insanların çıkışı (dirilmesi) de böyledir.

 Şaban Piriş = Kullara rızık olarak... O su ile ölü beldeye hayat verdik. İşte kabirden çıkış da böyledir.

 Sadık Türkmen = Kullara rızık olmak üzere. Onunla (yağmur suyu ile) ölü bir beldeye hayat verdik. İşte (dirilerek) çıkış da böyledir.

 Seyyid Kutub = Kullara rızık olması için. Ve o su ile ölü bir memlekete can verdik. İşte insanların yeniden dirilmesi de böyledir.

 Suat Yıldırım = Bütün bunlar kullarımıza rızık vermek içindir. Hem o su ile ölü toprağa hayat verdik. İşte ölmüş insanların mezarlarından çıkışı da böyle olacaktır.

 Süleyman Ateş = Kullara rızık olması için. Ve o su ile, ölü bir ülkeye can verdik. İşte çıkış da öyledir.

 Tefhim-ul Kuran = Kullara rızık olmak üzere. Ve onunla (o suyla) ölü bir şehri dirilttik. İşte (ölümden sonra) dirilip çıkarılma da böyledir.

 Ümit Şimşek = Tâ ki kullara rızık olsun. Biz o suyla ölü bir beldeye can verdik. Kabirlerden çıkışınız da işte böyledir.

 Yaşar Nuri Öztürk = Kullara rızık olsun diye. Ve o suyla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte böyledir topraktan fışkırış.

 İskender Ali Mihr = Kullar için rızık olsun diye. Ve onunla ölü beldeye hayat verdik. (Ölümden sonra topraktan) Çıkış (diriliş), işte bunun gibidir.

 İlyas Yorulmaz = Bunlar (Allah’ın) kulları için yarattığı rızıklar olduğu gibi, o yağmurla ölümünden sonra ölü beldeleri diriltiriz. (İnsanların topraktan) Çıkışları da böyle olacak.