Önceki Ayet Sonraki Ayet  
26. Sûre Şu’arâ/115

 إِنْ أَنَا إِلَّا نَذِيرٌ مُّبِينٌ

  İn ene illâ nezîrun mubîn(mubînun).

Kelime Karşılaştırma
in ene : ben sadece
illâ : sadece, ancak
nezîrun : bir nezir, uyarıcı
mubînun : apaçık
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ben ancak, apaçık bir korkutucuyum.

 Abdullah Parlıyan = Ben sadece gerçekleri, apaçık dile getiren bir uyarıcıyım.”

 Adem Uğur = Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.

 Ahmed Hulusi = "Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım!"

 Ahmet Tekin = 'Ben kesinlikle, sorumluluk, hesap ve cezanın varlığını açıklayan apaçık bir uyarıcıyım.'

 Ahmet Varol = Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.'

 Ali Bulaç = "Ben, yalnızca apaçık bir uyarıcıyım."

 Ali Fikri Yavuz = Ben ancak açık bir korkutucuyum.”

 Ali Ünal = “Ben, (insanların yaptıklarını araştırmaya memur veya onlardan sorumlu değilim;) ben, ancak gerçeği apaçık ortaya koymaya memur bir uyarıcıyım.”

 Bayraktar Bayraklı = (112-115) Nûh dedi ki: “Onların yaptıkları hakkında bilgim yoktur. Onların hesabı Rabbime aittir, düşünsenize! Ben iman edenleri kovacak değilim. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.”

 Bekir Sadak = (112-11) 5 Nuh: «Onlarin yaptiklari hakkinda bir bilgim yoktur; hesablari Rabbime aittir, dusunsenize! Ben inananlari kovacak degilim. Ben sadece acikca uyariciyim» dedi.

 Celal Yıldırım = Ben ancak açık-seçik (şekilde, gelecek olan tehlikeyi haber veren ve işlenilen kötülüklere karşı elîm bir azâbın hazırlandığını duyuran) bir uyarıcıyım.

 Cemal Külünkoğlu = “Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.”

 Diyanet İşleri (eski) = (112-115) Nuh: 'Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur; hesabları Rabbime aittir, düşünsenize! Ben inananları kovacak değilim. Ben sadece açıkça uyarıcıyım' dedi.

 Diyanet Vakfi = Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.

 Edip Yüksel = 'Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ben ancak açık, bir nezirim

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.» dedi.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.»

 Gültekin Onan = "Ben, yalnızca apaçık bir uyarıcıyım."

 Harun Yıldırım = Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.

 Hasan Basri Çantay = «Ben (gelecek tehlikelerle) apaçık korkutandan başka (bir kimse) de değilim».

 Hayrat Neşriyat = 'Ben sâdece apaçık bir korkutucuyum.'

 İbni Kesir = Ben, ancak apaçık bir uyarıcıyım.

 Kadri Çelik = “Ben, yalnızca apaçık bir uyarıp korkutucuyum.”

 Muhammed Esed = 'Ben sâdece apaçık bir korkutucuyum.'

 Mustafa İslamoğlu = Çünkü ben, (hakkı) tüm açıklığıyla (ortaya koyan) bir uyarıcıdan başkası değilim."

 Ömer Nasuhi Bilmen = «Ben apaçık bir korkutandan başka değilim.»

 Ömer Öngüt = “Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım. ”

 Şaban Piriş = Ben, ancak apaçık bir uyarıcıyım.

 Sadık Türkmen = Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.”

 Seyyid Kutub = “Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım. ”

 Suat Yıldırım = Ben, ancak apaçık bir uyarıcıyım.

 Süleyman Ateş = Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.”

 Tefhim-ul Kuran = «Ben, yalnızca apaçık bir uyarıcı korkutucuyum.»

 Ümit Şimşek = 'Ben ancak apaçık uyarıcıyım.'

 Yaşar Nuri Öztürk = "Ben sadece açık bir biçimde uyarmaktayım."

 İskender Ali Mihr = Ben sadece apaçık bir nezirim (uyarıcıyım).

 İlyas Yorulmaz = “Ben yalnızca açıkça uyarıcıyım” dedi.