Önceki Ayet Sonraki Ayet  
12. Sûre Yûsuf/14

 قَالُواْ لَئِنْ أَكَلَهُ الذِّئْبُ وَنَحْنُ عُصْبَةٌ إِنَّا إِذًا لَّخَاسِرُونَ

  Kâlû le in ekelehuz zi’bu ve nahnu usbetun innâ izen le hâsirûn(le hâsirûne).

Kelime Karşılaştırma
kâlû : dediler
le in : gerçekten olursa, eğer
ekele-hu : onu yedi
ez zi’bu : bir kurt
ve nahnu : ve biz
usbetun : 10 kişilik grup, bir ekip, kuvvetli topluluk
in-nâ : biz muhakkak, gerçekten, mutlaka
izen : o taktirde, öyleyse, o zaman
le hâsirûne : hüsrana düşen kimseler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onlar da, “Andolsun biz kuvvetli bir topluluk iken onu kurt yerse (o takdirde) biz gerçekten hüsrana uğramış oluruz” dediler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Biz demişlerdi, güçlü kuvvetli bir toplulukken gelip onu kurt yerse artık şüphe yok ki ziyankârlardan oluruz.

 Abdullah Parlıyan = “Bu kadar güçlü kuvvetli bir topluluk olan bizlerin arasında, yine de onu kurt kapacak olursa, biz ölmüşüz demektir” dediler.

 Adem Uğur = Dediler ki: Hakikaten biz (kuvvetli) bir topluluk olduğumuz halde, eğer onu kurt yerse, o zaman biz gerçekten âciz kimseler sayılırız.

 Ahmed Hulusi = Dediler ki: "Andolsun ki, biz kuvvetli bir grupken hâlâ Onu kurt kaparsa, gerçekten biz hüsrana uğrayanlar oluruz. "

 Ahmet Tekin = Kardeşleri:'Biz güçlü ve tutkun bir cemaatken, eğer onu kurt yerse, o zaman biz, gerçekten âciz, zavallı kimseler sayılırız' dediler.

 Ahmet Varol = Onlar: 'Biz güçlü, kuvvetli bir topluluk olduğumuz halde onu kurt yerse şüphesiz o zaman hüsrana uğrayanlardan oluruz.'

 Ali Bulaç = Dediler ki: "Andolsun, biz, birbirini kollayan bir topluluk iken, kurt onu yerse, bu durumda şüphesiz kayba uğrayan (aciz) kimseler oluruz."

 Ali Fikri Yavuz = Onlar: “-VAllahi, biz kuvvetli bir topluluk iken onu kurt yerse, biz o halde çok ziyan çekeriz.” dediler.

 Ali Ünal = “”Andolsun,” dediler, “biz böyle güçlükuvvetli bir ekip iken eğer bir kurt gelip O’nu yerse, bu takdirde vallahi bize yazıklar olsun!”

 Bayraktar Bayraklı = Dediler ki: “Hakikaten biz böylesine kalabalık olduğumuz halde, eğer onu kurt yerse, o zaman biz gerçekten aciz kimseler sayılırız.”

 Bekir Sadak = «And olsun ki, biz kuvvetli bir toplulukken kurt onu yerse, biz aciz sayiliriz» dediler.

 Celal Yıldırım = Onlar: «Eğer biz böyle güçlü bir toplulukken kurt onu yerse, o takdirde biz hüsrana uğramış oluruz,» dediler.

 Cemal Külünkoğlu = (Onlar da:) “Andolsun ki, biz, (güçlü) bir grup iken yine de onu kurt kaparsa, o zaman, kesinlikle biz hüsrana uğramış oluruz” dediler.

 Diyanet İşleri (eski) = 'And olsun ki, biz kuvvetli bir toplulukken kurt onu yerse, biz aciz sayılırız' dediler.

 Diyanet Vakfi = Dediler ki: Hakikaten biz (kuvvetli) bir topluluk olduğumuz halde, eğer onu kurt yerse, o zaman biz gerçekten âciz kimseler sayılırız.

 Edip Yüksel = Dediler ki: 'Biz kalabalık bir grup olduğumuz halde onu kurt yerse, o zaman gerçekten kaybedenler oluruz.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Vallahi, dediler, biz müteassıb bir kuvvet iken onu kurt yerse biz o halde çok husrân çekeriz

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlar: «Andolsun, biz böylesine birbirine sargın bir topluluk iken onu kurt yerse, o taktirde biz hüsran çekeriz!» dediler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Dediler ki: «Vallahi biz böyle güçlü kuvvetli bir topluluk iken, buna rağmen onu kurt yerse, o zaman biz kesinlikle hüsrana uğrayanlardan olmuş oluruz.»

 Gültekin Onan = Dediler ki: "Andolsun, biz, birbirini kollayan bir topluluk iken, kurt onu yerse, bu durumda şüphesiz kayba uğrayan (aciz) kimseler oluruz.

 Harun Yıldırım = Dediler ki: “Andolsun ki, biz güçlü bir topluluk iken onu kurt yerse, doğrusu biz zarara uğrayanlar oluruz.”

 Hasan Basri Çantay = «Andolsun ki, dediler, bizim (kuvvetli) bir cemâat olmamıza rağmen onu kurt yerse bu takdirde muhakkak biz de husrâne uğrayanlar (dan) oluruz».

 Hayrat Neşriyat = (Onlar:) 'Yemîn olsun ki, biz birbirine bağlı bir cemâat olduğumuz hâlde eğer onu kurt yerse, o takdirde şübhesiz ki biz elbette hüsrâna uğrayanlar oluruz' dediler.

 İbni Kesir = Dediler ki: Biz bir toplulukken onu kurt yerse; bu takdirde biz, muhakkak hüsrana uğrayanlardan oluruz.

 Kadri Çelik = Dediler ki: “Şüphesiz biz böyle güçlü bir topluluk iken onu kurt yerse, o zaman biz kesinlikle hüsrana uğrayanlardan oluruz.”

 Muhammed Esed = "Bu kadar insanın arasında, yine de o'nu kurt kapacaksa, o zaman, biz ölmüşüz demektir!" dediler.

 Mustafa İslamoğlu = Onlar dediler ki: "Biz bunca kalabalık olduğumuz halde eğer onu kurt kapacak olursa, asıl işte o zaman biz yanmışız demektir."

 Ömer Nasuhi Bilmen = Dediler ki: «Biz kuvvetli bir topluluk olduğumuz halde O'nu eğer kurt yerse artık şüphesiz ki, biz elbette hüsrâna düşmüş kimseleriz.»

 Ömer Öngüt = Dediler ki: “Vallahi biz kuvvetli bir topluluk olduğumuz halde eğer onu kurt yerse, o zaman biz tamamen âciz, beceriksiz kimseleriz demektir. ”

 Şaban Piriş = Onlar: -Biz sağlam bir topluluk iken eğer onu kurt yerse yazıklar olsun bize, dediler.

 Sadık Türkmen = Dediler ki: “Biz güçlü bir topluluk olduğumuz halde, eğer onu kurt yerse o zaman, demek ki biz beceriksiz hüsrana uğramış kişileriz.”

 Seyyid Kutub = Üvey kardeşler dediler ki; «Bu kadar çok kişi olmamıza rağmen eğer onu kurt kaparsa yandık demektir.»

 Suat Yıldırım = Onlar! "Vallahi!" dediler, "Biz böylesine güçlü bir grup iken onu kurt kapar da yerse, yazıklar olsun bize! Biz ne güne duruyoruz."

 Süleyman Ateş = Dediler ki: "Biz bir topluluk olduğumuz halde onu kurt yerse, o zaman biz tamamen beceriksiz kimseleriz, demektir!"

 Tefhim-ul Kuran = Dediler ki: «Andolsun, biz, birbirini kollayan bir topluluk iken, kurt onu yerse, bu durumda şüphesiz kayba uğrayan (aciz kimseler) oluruz.»

 Ümit Şimşek = 'Biz güçlü kuvvetli bir topluluk iken onu kurt yiyecek olursa yazıklar olsun bize!' dediler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Dediler ki: "Vallahi biz böylesine dayanışma içinde bir ekipken onu kurt yerse, o takdirde biz hüsrana uğrayan kişiler oluruz."

 İskender Ali Mihr = “Ve biz gerçekten kuvvetli bir topluluk iken, eğer onu bir kurt yerse, o zaman biz mutlaka hüsrana düşen kimseler oluruz.” dediler.

 İlyas Yorulmaz = “Eğer biz bu kadar kalabalık ve güçlü iken, onu bir kurt kapıp yerse, yazıklar olsun bize” dediler.