Önceki Ayet Sonraki Ayet  
89. Sûre Fecr/16

 وَأَمَّا إِذَا مَا ابْتَلَاهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَهَانَنِ

  Ve emmâ izâ mâbtelâhu fe kadera aleyhi rızkahu fe yekûlu rabbî ehâneni.

Kelime Karşılaştırma
ve emmâ : ve fakat
izâ mâ : ne zaman
ibtelâ-hu : onu imtihan etti
fe : böylece
kadere : ölçülü verdi, daralttı
aleyhi : ona
rızka-hu : onun rızkını
fe : o zaman
yekûlu : der
rabbî : Rabbim
ehâne-ni : bana ihanet etti
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Ama onu deneyip rızkını daraltınca da, “Rabbim beni aşağıladı” der.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve fakat sınadı da rızkını daralttı mı, Rabbim der, alçalttı beni.

 Abdullah Parlıyan = Ama onu yine denemek için rızkını daralttığı an Rabbim beni küçük düşürdü diye sızlanır.

 Adem Uğur = Onu imtihan edip rızkını daralttığında ise "Rabbim beni önemsemedi" der.

 Ahmed Hulusi = Fakat onu belâ ile deneyip geçimini daraltır ise: "Rabbim beni alçaltıp zelil kıldı" der (isyan eder, sabretmez)!

 Ahmet Tekin = Onu imtihana tabi tutup rızkını kısarak ölçü ile verdiğinde:'Rabbim beni önemsemedi, bana hor baktı.' der.

 Ahmet Varol = Ama ne zaman onu imtihan ederek rızkını daraltsa: 'Rabbim beni hor kıldı' der.

 Ali Bulaç = Ama ne zaman onu deneyerek, rızkını kıssa, hemen: "Rabbim bana ihanet etti" der.

 Ali Fikri Yavuz = Amma her ne zaman, onu imtihan edib de rızkını kendisine daraltırsa; o vakit de: “- Rabbim bana ihanet etti.” der.

 Ali Ünal = Buna karşılık, (Rabbisi) kendisini sınayıp da nasibini daraltıverince, bu defa, (sabırla sınandığını ve sabrettiği takdirde karşılığını göreceğini düşünmeden, Allah’a adaletsizlik atfeder tarzda) “Rabbim beni zelil, perişan etti!” der.

 Bayraktar Bayraklı = Fakat imtihan edip rızkını daralttığında ise, “Rabbim beni önemsemedi” der.

 Bekir Sadak = Ama onu sinamak icin rizikini daraltip bir olcuye gore verdigi zaman: «Rabbim bana hor bakti» der.

 Celal Yıldırım = (15-16) insanoğluna gelince, Rabbi onu denediğinde: İkramda bulunup nimetlere garkettiğinde, o, «Rabbim bana ikramda bulundu» der. Ama onu yine denemek için rızkını daralttığı zaman, «Rabbim bana haksızlık etti» der.

 Cemal Külünkoğlu = Ama ne zaman onu deneyerek, rızkını kıssa, hemen: “Rabbim bana ihanet etti” der.

 Diyanet İşleri (eski) = Ama onu sınamak için rızkını daraltıp bir ölçüye göre verdiği zaman: 'Rabbim bana hor baktı' der.

 Diyanet Vakfi = Onu imtihan edip rızkını daralttığında ise «Rabbim beni önemsemedi» der.

 Edip Yüksel = Ancak ne zaman ki rızkını kısarak onu sınarsa, 'Rabbim beni küçük düşürdü,' der.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Amma her ne zaman da imtihan edip rızkını daraltırsa o vakıt da rabbım bana ihanet etti der.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Fakat her ne zaman da sınayıp rızkını daraltırsa: «Rabbim bana ihanet etti.» der.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ama her ne zaman da sınayıp rızkını daraltırsa, o vakit de, «Rabbim beni zillete düşürdü.» der.

 Gültekin Onan = Ama ne zaman onu deneyerek üzerindeki rızkını kıssa / kısıtlasa / daraltsa , hemen: "Rabbim bana ihanet etti" der.

 Harun Yıldırım = Ama ne zaman onu deneyerek rızkını kıssa, hemen: “Rabbim bana ihanet etti.” der.

 Hasan Basri Çantay = Fakat ne vakit da onu deneyerek üzerine rızkını daraltırsa şimdi de« Rabbim bana ihanet etdi» der!

 Hayrat Neşriyat = Hâlbuki onu (bu sefer yoklukla) imtihân edip de rızkını kendisine daralttığı zaman: 'Rabbim bana ihânet etti!' der.

 İbni Kesir = Ama onu denemek üzere rızkını daraltırsa: Rabbım beni fakir düşürdü, der.

 Kadri Çelik = Ama ne zaman onu deneyerek rızkını kıssa hemen, “Rabbim bana ihanette bulundu” der.

 Muhammed Esed = ama geçim vasıtalarını daraltarak onu denediği zaman ise, "Rabbim beni küçük düşürdü!" di(ye sızlanı)r.

 Mustafa İslamoğlu = Ne zaman da Rabbi onu (darlıkla) sınayıp onun geçim alanını sınırlandıracak olsa, bu kez de "Rabbim beni zelil etti" der.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Amma onu imtihan edip de rızkını darlaştırdığı vakit de der ki: «Rabbim bana ihanet etti.»

 Ömer Öngüt = Amma onu imtihan etmek için rızkını daraltıp bir ölçüye göre verdiği zaman: "Rabbim bana ihanet etti. " der.

 Şaban Piriş = Ama onu, imtihan edip, rızkını daralttığında: -Rabbim bana ihanet etti, der.

 Sadık Türkmen = Ama yine; rızkını daraltırsa: “Rabbim bana ihanet etti” der.

 Seyyid Kutub = Fakat onu sınamak için rızkını daraltıp bir ölçüye göre verdiği zaman: «Rabbim bana hor baktı» der.

 Suat Yıldırım = Ama yine denemek için nasibini daraltınca O: "Rabbim beni zelil, perişan etti!" der.

 Süleyman Ateş = Ama Rabbi onu sınayıp rızkını daraltırsa: "Rabbim beni alçalttı (perişan etti)" der.

 Tefhim-ul Kuran = Ama ne zaman onu deneyerek, rızkını kıssa, hemen: «Rabbim bana ihanette bulundu.» der.

 Ümit Şimşek = Fakat ne zaman rızkını kısarak onu sınayacak olsa, bu defa da 'Rabbim beni ihmal etti' der.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ama Rabbi onu sıkıntıya uğratıp rızkını ölçüye bağlarsa: "Rabbim bana ihanet etti!" der.

 İskender Ali Mihr = Ve fakat, ne zaman onu imtihan edip, böylece onun rızkını ölçülü verirse (daraltırsa), o zaman: “Rabbim bana ihanet etti.” der.

 İlyas Yorulmaz = Yine Rabbi insanı deneyip imtihan etmek amacıyla, onun rızkını kısıp daralttığında “Rabbim bana ihanet etti” der.