Önceki Ayet Sonraki Ayet  
26. Sûre Şu’arâ/194

 عَلَى قَلْبِكَ لِتَكُونَ مِنَ الْمُنذِرِينَ

  Alâ kalbike li tekûne minel munzirîn(munzirîne).

Kelime Karşılaştırma
alâ kalbi-ke : senin kalbine
li : için
tekûne : senin olman
min el munzirîne : nezirlerden, uyaranlardan
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (193-195) Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Senin gönlüne, korkutanlardan olasın diye.

 Abdullah Parlıyan = Senin kalbine ki, ey Muhammed! O'nunla uyaran kimselerden biri olasın.

 Adem Uğur = Senin kalbine; uyarıcılardan olman için,

 Ahmed Hulusi = Senin kalbine (şuuruna) ki, (bu bilgiye dayalı olarak) uyarıcılardan olasın!

 Ahmet Tekin = Sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcılardan olman için senin hafızana, kalbine indirip yerleştirdi.

 Ahmet Varol = Uyaranlardan olman için senin kalbine (indirdi).

 Ali Bulaç = Uyarıcılardan olman için, senin kalbinin üzerine (indirmiştir).

 Ali Fikri Yavuz = Korkutuculardan olasın diye, kalbine (indirdi)...

 Ali Ünal = Senin kalbine, ki (vahiy emanetini yüklenmiş ve insanları gittikleri yolun neticesi konusunda ikaz edecek) bir uyarıcı olasın diye,

 Bayraktar Bayraklı = (193-195) Kur'ân'ı, Rûhulemîn/Cebrâil, uyarıcılardan olasın diye, apaçık Arap diliyle, senin kalbine indirmiştir.

 Bekir Sadak = (193-19) 5 Apacik arap diliyle, uyaranlardan olman icin onu Cebrail senin kalbine indirmistir.

 Celal Yıldırım = (193-194-195) Uyarıcılardan olasın diye Ruhu'l-emîn (Melek Cebrail) onu senin kalbine açık-seçik Arap diliyle indirmiştir.

 Cemal Külünkoğlu = (193-195) (Ey Muhammed!) Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir.

 Diyanet İşleri (eski) = (193-195) Apaçık Arap diliyle, uyaranlardan olman için onu Cebrail senin kalbine indirmiştir.

 Diyanet Vakfi = (193-195) (Resûlüm!) Onu Rûhu'l-emîn (Cebrail) uyarıcılardan olasın diye, apaçık Arap diliyle, senin kalbine indirmiştir.

 Edip Yüksel = Senin kalbine... Uyarıcılardan biri olasın diye.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Senin kalbin üzerine ki o münzirlerden olasın

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Senin kalbine ki uyarıcılardan olasın,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Uyarıcılardan olasın diye senin kalbin üzerine;

 Gültekin Onan = Uyarıcılardan olman için, senin kalbinin üzerine (indirmiştir).

 Harun Yıldırım = Senin kalbine; uyarıcılardan olman için,

 Hasan Basri Çantay = (193-194-195) Onu Ruuh-ul Emîn, inzâr edicilerden olasın diye, senin kalbine ma'nâsı açık Arabca bir dil ile indirmişdir.

 Hayrat Neşriyat = (193-195) Onu Rûhu’l-Emîn (Cebrâîl), korkutuculardan olman için, apaçık Arabca bir lisân ile senin kalbine indirmiştir.

 İbni Kesir = Senin kalbine ki uyarıcılardan olasın.

 Kadri Çelik = Uyarıp korkutuculardan olman için, senin kalbinin üzerine (indirmiştir).

 Muhammed Esed = senin kalbine, ki (ey Muhammed, onunla) uyaran kimselerden biri olasın

 Mustafa İslamoğlu = senin kalbine; ki (onunla) uyaran kimselerden biri olasın diye;

 Ömer Nasuhi Bilmen = Senin kalbin üzerine, tâ ki, sen korkutuculardan olasın.

 Ömer Öngüt = Senin kalbine indirmiştir ki, uyarıcılardan olasın.

 Şaban Piriş = Uyarıcılardan olman için senin kalbine

 Sadık Türkmen = Senin kalbine ki, uyarıcılardan olman için!

 Seyyid Kutub = Senin kalbine; uyarıcılardan biri olasın diye.

 Suat Yıldırım = (193-195) Onu Rûhu’l-emin, uyaran nebîlerden olman için, senin kalbine açık ve vazıh bir Arapça ile indirmiştir.

 Süleyman Ateş = Senin kalbine; uyarıcılardan olman için,

 Tefhim-ul Kuran = Uyarıcı korkutuculardan olman için, senin kalbinin üzerine (indirmiştir).

 Ümit Şimşek = Senin kalbine indirdi, uyarıcılardan olasın diye,

 Yaşar Nuri Öztürk = Senin kalbine ki, uyarıcılardan olasın.

 İskender Ali Mihr = Nezirlerden (uyaranlardan) olman için senin kalbine.

 İlyas Yorulmaz = Uyarıcı elçilerden birisi olman için, vahyi kalbine indiren o dur.